Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Eylül '07

 
Kategori
Sinema
 

"O an" ile ilgili (bölüm 1)

"O an" ile ilgili (bölüm 1)
 

Aylardan Mayıs. Takvimdeki yıl ise 1998. Üniversite eğitimimin son yılı. Zamanımın çoğu üniversitede değerli hocalarımızdan hayal gücümün sınırlarını zorlayan bilgiler almakla ve aldığım bilgileri anlamaya çalışmakla geçiyor. Hayattan kopmuş bir haldeyim. Neredeyse hiç bir sosyal etkinliğe katılmıyorum. Bölüm Matematik ve aklımda bin bir türlü telaş. Acaba okulu tam zamanında; 4 yılda bitirebilecek miyim? sorusu her an zihnimde.

Bu telaş içinde gülümsememe yardımcı bir etken, kurtarıcı ve rahatlatıcı bir etkinlik var. Günlerden cuma olduğunda doruğa çıkan bir gülümseme. O zamanlar en çok sevdiğim gün. Haftanın son günü olduğu için değil tabiiki. Fragmanlarını sinemada gördüğüm ve merakımın zirvelere ulaştığı filmler, sinemalara geliyor. Vizyon günleri Cuma. Daha o zamanlar izlediğim film sayısı bir elin parmaklarının sayısını geçmiyor. Çaylaklık zamanlarım.

Arkadaşlarımın beni izlemek için götürdükleri ilk film, sonraları adlarını çok sık duyacağım Antanio Banderas, Salma Hayek, Danny Trejo ve Robert Rodriguez isimlerinin kamera önü ve arkasında yer aldığı Desperado idi. Beyaz perdeyle tanıştığım o günden sonraki gün aynı filmi izlemek için bir defa daha sinemaya gitmiştim. Çünkü bir önceki gün altyazıyı okurken görüntüyü görememiş, perdeye bakarken de altyazıyı okuyamamıştım. İlk acemilik işte. Herkesin altyazılı filmler için bu bahanesi vardır galiba.

Siz hiç müziğini tekrar dinlemek için, izlediğiniz bir filmi izlemek üzere sinemaya gittiniz mi?

Evet diyenlerin varlığını hisseder gibiyim. Filmi izlenir kılan etkenlerden biri de zaten müzik. Örnek mi istersiniz; Titanik, Braveheart, The Jackal, Fight Club, vb... Senaryonun yetersiz kaldığı anlarda insanı filme yakınlaştıracak etken imdada yetişmeli. Ritim ve seslerle sizi alıp filmin içine filmin bir yıldızı olarak yerleştirebilmeli.

Belli bir emek harcanarak yapılan her türlü beyaz perde yapımı benim için değerlidir. Ben filmleri genel olarak değerlendirmekten yana bir tavır sergilemedim bu zamana kadar. Her yapımın içinde mutlaka insanın ruhunun derinliklerine hitap eden bir an vardır. Bu anı yakalamak için çaba sarf ederim. Beyaz perde, geçek yaşamın hayal gücüyle birleşerek bize yansıdığı bir rüya... Bu rüyadan uyanmak istemem.

Şu filmi mutlaka görmelisin, bu filmi mutlaka izlemesin gibi ifadeleri çok sık duyabilirsiniz eğer çevrenizde sinemayla yakınlığı olan biri varsa. Ben de o ifadeleri kullanan biriyim. Ama bir farkla; filmin içinde yakaladığım anlar vardır. Bu anların görülmesi ve anlaşılması için filmin seyredilmesini isterim.

Filmlerde görülen o muhteşem anlar ve onların sizlerle paylaşıldığı yazılarla buluşmak dileğiyle.

Sevgiyle ve sevdiklerinizle mutlu ve sağlıklı kalın...

 
Toplam blog
: 55
: 3379
Kayıt tarihi
: 14.05.07
 
 

'Hayat nefes alınan anlardan ibaret değildir. Hayat nefesin kesildiği anlardan ibarettir.' Haya..