Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Mart '15

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

”Offf”layarak geçmez bu ömür. “Of” deme “ah” de.

”Offf”layarak geçmez bu ömür. “Of” deme “ah” de.
 

Sıkıntının resmi


“Bize Sevgili’den gelen sıkıntı şeker gibi tatlıdır
 
Biliriz ki o sıkıntının içinde ne güzellikler saklıdır”
 
Hz.Mevlana
 
Farkında mısınız ne kadar çok fazla insanın sıkça hayatlarında "off"layarak yaşadıklarını. Elini masaya çarpmasına bile oflayıp puflar bazıları. Elinden düşen bardağa oflayarak kızar; sonra da kendine. Çeşmeden gelen suyun sıcaklığı hoşuna gitmez oflar puflar. Radyoyu açtığı an sevmediği şarkılar çıkınca kızar ve oflar. Bebek altına kaçırır, yine oflar, puflar, kızar.
 
Bir bakarsınız sevmediği, ona uymayan her şeye kızar, laf eder, oflar puflar hale gelmiştir birçok insan.
 
Bu tepkiler dışarıdan bakıldığında fazlasıyla otomatik ve basittir. Dışarıdan gelen etkiye kişinin düşünmeden verdiği tepkilerdir. Peki düşünmeyeceksek cüz’i irademiz ne olacak? Alışkanlıklar tabii ki hayatımızın bir parçası; ancak sorgulayalım, öğrenip, aşalım diye Allah akıl vermiş. Cüz’i irademizin ışığında sezgilerimizden aldığımız kuvvetle aklımızı kullanalım diye bize “OKU” ile el vermiş. O zaman Gurdjieff’in otomat olarak kastettiği et ve kemikten oluşan bir robottan fazlası olabilir insan.
 
Yani hayattan gelen etkilere otomatik tepki vermeden önce seçim hakkımızı, cüz’i irademizi kullanmak aklımızın özgürlüğünü kazanmamızı sağlıyor.
 
Peki o zaman ne yapalım?
 
Cemalnur Sargut diyor ki “of” deme, “ah” de. Oh şikayet, ah ise hayranlık ifadesi diyor. İnsanlar sıkça oflaya püfleye yaşayıp gidiyor.
 
Kesinlikle katılıyorum buna. Hayatta her şey güzel aslında. Her şey olduğu gibi güzel ve yalın. Olan her şey doğanın ona biçtiği görev kadar oluyor. Hindular "swadharma" diyor buna. Her varlığın evrende eşsiz bir yeri ve görevi var çünkü.
 
Doğayı farklı yorumlayan ve olanı iyi-kötü, güzel-çirkin gibi sınıflandırmalarla yorumlayan biz insanlarız. Bir hayvan akla sahip olmadığı için bu şekilde bir yargıya veya kanıya varmıyor.
 
Evet hayat olduğu gibi güzel. Hatta zor bile güzel. Her şey O’ndan çünkü. Bu Pollyannacılık değil. Çünkü Mülk O’nun. Oflaya puflaya kimi kime şikayet ediyoruz ki. Veren de o, alan da O. Yapan da, yaptıran da O.
 
İnsanlar oflayarak kendi içlerindeki o eşsiz potansiyeli ve seçme hakkını da bertaraf edip unutuyorlar ya, işte ona kızıyorum.
 
Şikayet ederek soruna çözüm bulmuyorlar ve seçim haklarını kullanmıyorlar ya, işte ona kızıyorum.
 
Hür ve özgür iradelerine ket vurarak olayların kölesi oluyorlar ya, işte ona kızıyorum.
 
Ve bu şekilde yaparak kendi engellerine takılıp ışıklarını içlerine görüyorlar ya, buna daha çok kızıyorum.
 
Kusura bakmayın aslında kızmak ne haddime, sadece acizane bir üzüntü bu. Zira herkes kendi seçimlerini yaşıyor yaşam denen bu tiyatroda.
 
Evet….Öyle çok kelimeyi basitçe kullanıyoruz ki farkına bile varmıyoruz. O yüzden oflayarak bu hayat geçmeyeceğine göre, hayatı bir köle olarak değil de aklı hür, vicdanı hür, kalbi hür olarak yaşamak insanoğluna bahşedildiğine göre, olaylar karşısında paralize olmayıp oflamayalım ve “ah” diyerek olanı olduğu gibi kabul edip, olanın içindeki mesajdan feyz almaya gayret edelim.
 
 
 
Sevgiler,
 
Promote Şems
 
  
 
Toplam blog
: 7
: 254
Kayıt tarihi
: 12.08.13
 
 

Kah bir Promete çıkar insana ateşi verir. O ateş ki insanın cehaletini temizler, aklını arındırır..