Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Aralık '09

 
Kategori
Anılar
 

“Oğlunuz Şehit oldu” diyebilir misiniz?

“Oğlunuz Şehit oldu” diyebilir misiniz?
 

Bir akşam vakti köy kahyası beni çağırmaya gelmişti. “Köy odasında sizi bekleyen konuklar var “ dedi. Hazırlandım ve köy odasının yolunu tuttum. Yolda köy imamı Ömer Sarı ile karşılaştım. Onu da çağırmışlardı. Odaya girdiğimizde muhtarla birlikte Jandarma komutanı ve iki askerin bizi beklediğini gördük. Köyümüzden bir asker şehit olmuş. Bizi de, “ailesine haber vermeye gidilecek siz de katılır mısınız? “ diye çağırmışlar. Böyle bir görevi reddetmek olası mı ki, biz edelim.

Hep birlikte şehidin evine gittik. Ailenin bir şeyden haberi yok. Buyur ettiler bizi. Kadınlarla erkekler ayrı ayrı odalarda oturuyorlardı. Karşılıklı hal hatır sormalardan sonra ben; “ Biz burada rahat rahat otururken, bizim gece gündüz güvenliğimizi sağlamaya çalışan askererin ve polislerin görevlerinin kutsallığını” dile getirmeye çalıştım. İmam Ömer Sarı güvenlik güçlerimizin görevlerini zor koşullarda yerine getirdiklerini hatta vatan millet uğruna şehitlik mertebesine ulaştıklarını, en yüce makamın şehitlik ve şehitlere ölü demenin günah olduğunu, onların daimi mekanlarının cennet olacağını, onlar için ağlamamak ve arkalarından hayır dua edilmesi, gerektiğini anlatıyordu ki aile bireylerinin yüz ifadeleri değişmeye başladı.

O yıllarda şehit haberlerine çok sık rastlanmıyordu. (Bu günlerde oğlu asker ya da subay olan aileler, asker ya da subayların da bulunduğu bir grubun evlerine ya da evlerine doğru geldiğini gördüler mi, ilk akıllarına gelen şehit haberi alacakları oluyor.) Hepsinde tedirgin bir bekleyiş vardı ki komutan “ Ahmet ağa, başınız sağ olsun! Oğlunuz Mustafa şehit oldu” , diyebildi. Feryat, figan, gözyaşları ve isyan haykırışları birbirine karıştı. Bayanların ve çocukların oturdukları odaya da ulaşmıştı ki kara haber onlara bir şeyler anlatmak ne mümkündü.

Şehit cenazeleri yanmış halde oldukları için, ağabeyi yanına küçük kardeşini de alarak teşhis için kardeşlerinin askerlik yaptığı ilin yolunu tutmuş, biz de imamla birlikte şehidin evinde sabahı etmiştik.

Başınız sağ olsun diyene “ Vatan sağolsun” diyebilmek ne soylu, ne yüce bir davranıştı. Bizler, cenaze törenlerini televizyondan izlerken bile gözyaşlarımızı tutamazken, onlardan bazıları da eşlerine, sevgililerine, anne ve babalarına “ Şehit olursam eğer ağlayıp da kahpeleri sevindirmeyin” demişlerdi. Ne yaman çelişkidir, ne yüce bir duygudur bu.

 
Toplam blog
: 190
: 3134
Kayıt tarihi
: 28.09.07
 
 

Emekli öğretmenim. Yurdunu, ulusunu seven, her konuda sorumluluk sahibi gençler yetişsin istiyorum. ..