Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Aralık '11

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

"Oktay Akbal" üstadıma saygılar

22 Aralık günü, sabahın köründe ilk olarak sevgili dostum Abdülkadir Bozacı arayıp kutladı; Cumhuriyet Gazetesi’nde yazılanları aktarıp, çok sevindiğini ve Öğretmenevi’ndeki arkadaşlarının gazeteyi okumak için sıra beklediklerini söyledi…

Cumhuriyet Gazetesi’nin yüce çınarlarından olan sayın Oktay Akbal, 22 Aralık 2011 Perşembe günkü köşe yazısında benden, Devrim Gazetesi’nde ve Milliyet Blog sayfamda 16 Kasım 2011 tarihinde yayınladığım “Umutsuz Ev Erkekleri?” başlıklı köşe yazımdan bahsederek, şahsımı ziyadesiyle onurlandırmıştı. Kendisine şükranlarımı sunuyor, bu koca çınarımıza daha nice sağlıklı yıllar diliyorum…

Bu sevinç içinde, sayın Nabide Kılınç hanımefendiyi aradım, Oktay Akbal Beyin cep telefonunu aldım. Hemen arayıp, Oktay Beye teşekkür ettim.

Ancak, sonra konuştuğumuzda Nabide Hanım ne dese beğenirsiniz?

“Özür dilerim Sakin Bey, ben size Oktay Akbal Beyin cep telefonu numarası yerine, sayın Oktay Ekinci’nin cep telefonunu vermişim, bu yanlışlıktan dolayı çok özür dilerim” demesin mi?

Çok şaşırdım, çünkü Oktay Ekinci Bey hiç bozuntuya vermeden, sanki kendisi Oktay Akbal’mış gibi benimle konuşmuştu. Yüzüme terler bastı, çok utandım ve hemen Oktay Ekinci Beyi tekrar aradım, özür diledim.

Bana gülerek; “Ben o telefonu Oktay Akbal Beye açtığınızı hemen anladım ve size renk vermedim. Zaten yazıyı ben de okumuştum ve Oktay Akbal Beye teşekkür ettiğinizi fark etmiştim. Oktay ağabeyimle bizim bir ayrımız gayrımız yoktur. Ben kendisine duygularınızı ilettim. Önümüzdeki günlerde ben de sizinle ilgili bir yazı yazacağım, iyi çalışmalar Sakin Bey” dedi.

Baltayı taşa vurmuştuk, ama çok da iyi etmiştik! Bu bahaneyle, iki saygın yazarımızla da iletişim kurma fırsatı yakalamıştım.

Bu hayırlı yanlışlığı farkında olmadan yapan Nabide Hanıma çok teşekkür ediyorum…

Bizler yerel basın yazarlarıyız. Bir üstadımız, yaygın basın (bazıları Ulusal Basın derler) gazetelerinden birinde, hele “Cumhuriyet Gazetesi” gibi marka olmuş, saygınlığı herkesçe kabul edilen, çizgisinden hiçbir şart ve ahvalde taviz vermeyen, dimdik bir başla fikirlerini yazmaya devam eden bir gazetede adınızdan ve yazılarınızdan bahsediliyorsa, sevinçten ve gururdan uçmayıp da, ya ne yaparız ki?

Böyle duyarlı insanlarımız, siz güzel işler yapıyorsanız eğer, hiç de kayıtsız kalmıyorlar. Kadrinizi - kıymetinizi bilmeyenlerden dolayı moraliniz bozuk, yazma isteğini yitirmek üzere iken, en umutsuz zamanda birden ortaya çıkarak; sizi tekrar yaşama bağlayıp, yazma isteğinizi nüksettirip; “Durmak yok hemşerim, yazmaya devam” deyiveriyorlar…

15 yıldır yerel gazetelerde “Siyasî – Mizah” türünde köşe yazıları yazıyorum. Üst üste 12 yıldır, Muğla Gazeteciler Cemiyeti’nin bu daldaki en büyük ödüllerini aldım. Ama Oktay Akbal üstadımın taa İstanbul’dan uzattığı bu manevî ödül; bende daha iyi yazılar yazma hevesini yeniden arttırdı, kendisine şükranlarımı sunuyorum…       

 23 Aralık 2011/ Sakin KOŞAR.

 

 

 
Toplam blog
: 191
: 753
Kayıt tarihi
: 09.08.08
 
 

16/07/1951 Bozüyük / Yatağan / Muğla doğumlu, 1970 Isparta - Gönen mezunu, 1986 Anadolu Üniversit..