- Kategori
- Siyaset
"Önce insan" diyebilmek için !
CHP Tüzük ve program kurultayında ana temalardan birinin "Önce İnsan" olacağı açıklanmış bulunuyor. 1998 den beri bu toprakların ulusaldan evrensele çağrısı olarak "insan" a en büyük değerin verilmesi gereğini savunagelen "insancıl sol" anlayış için kuşkusuz bu sevindirici bir durumdur.
2001 yılında bir yerel radyoda, Anadolu devriminin, Yunuslardan, Hacı Bektaşlardan, Mevlanalardan zenginleşen ortak uygarlığımızın üzerinde yükseldiğini betimleyen konuşmalarımızın ardından "Anadolu solu"nun vaaz edilmesini nasıl ilgiyle karşıladıysak, şimdilerde Sayın Baykal ve "arkadaşlarının", "insan" odaklı politikalara ağırlık vereceğini öğrenmenin de mutluluğunu yaşamaktayız.
Ancak insancıl sol'a ulaşan yurttaşlar soruyorlar: "Sizler, tel örgülerin ardında Kurultay toplarken", "Sizler, Partide 'Kürt ve alevi boyunduruğu olduğundan' yakınırken", "Sizler, disiplin düzeneğini en küçük bir eleştiriye tahammülsüzlük içinde sınırsız olarak adeta 'kıyama' çevirmişken", "Sizler, Tüzüğü 'eğip büzerken', seçimlere Gençlik ve Kadın kollarını akamete uğratarak giderken", "Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı Başbakan yapan sürece katkı koymakla övünür ve Sayın Abdullah Gül'ü Cumhurbaşkanlığına taşıyan süreçte sine-i millete gitmekten kaçınmışken", "tam donanımlı genel merkezinize karşılık kimi illerinizde bir faks aygıtı bulunmayışını görmezden gelirken", "Tek parti (CHP) döneminde, Aşık Veysel, Cumhuriyet bulvarından yürüyemedi" safsatasına karşılık, "Sivas'ta yakılan can'lara ne kertede sahip çıkmışlığınız tartışılırken", "Atatürk Orman Çiftliği adeta yağmalanırken İş Bankasına yönetim kurulu üyeleri atamakla meşgul olanlar" olarak anılırken, ne kadar "önce insan" diyebilirsiniz?"..
"Önce insan" demek için bir özeleştiri yapmak gerekmez mi; bu 'yapılanların' ve 'yapılmayanların' siyasetin utanç hanesine yazılmaklığı olasılığı ile yüzleşmek gerekmez mi?"