"One minute" denmeliydi!

ABD Başkanı Barack Obama "Ermeni Anma Günü" vesilesiyle yaptığı konuşmada "soykırım" sözcüğünü kullanmadı. 1915'te yaşanan olaylardan bahsederken "soykırım" sözcüğünü kullanmamış olması bizim açımızdan olumlu bir durum. Obama'nın, "soykırım" yerine; Ermenice "Büyük Felaket" anlamına gelen "Meds Yaghern" sözünü telaffuz etmesi geniş yankı buldu. Başkanlık seçimlerinden önce "soykırım" diyen Obama, bugün "büyük felaket" dedi. "Soykırım" demediği için Ermeniler, "büyük felaket" dediği için biz Türkler Obama'ya kırıldık. Fakat bizimkisi hayal kırıklığı değildi. Çünkü bunun her yıl olduğu gibi bu yıl da böyle olacağını biliyorduk.

Barack Obama'nın Türkiye'ye geldiği günden bu yana konuştuğumuz ve üzerinde tartıştığımız tek şey Ermenistan sınırındaki Alican Sınır Kapısı'nın bizim tarafımızdan açılması. Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan, tarih veriyor ve sınır kapısının Ermenistan - Türkiye maçına kadar açılmaması halinde bu maça gelmeyeceğini söylüyor. Bu söze karşılık insanın "gelmezsen gelme" diyesi geliyor. Neden mi?

Öncelikle kendimize bir soralım; Alican Sınır Kapısı'nı neden kapatmıştık? Ermenistan, Azerbaycan toprağı olan Yukarı Karabağ'ı işgal ettiği ve oradaki Türklere büyük acılar yaşattığı için..! Peki, o toprakların işgaline son verildi mi ki sınır kapısını açmaktan söz ediyoruz. Sakın ola ki bana, Ermenistan'dan işgale son verileceği sözünü aldık demeyin. Biz daha önce de ne sözler almıştık... Mesela Danimarka Başbakanı'nın NATO Başkanlığına getirilirken Müslümanlardan özür dileyeceği sözünü almıştık. Özür diledi mi: Hayır.

Ermeniler bangır bangır "soykırım" diye bağırırken, her fırsatta Türk Bayrağı yakılırken, Azerbaycan toprakları işgal altındayken, biz sınır kapısını açarsak olmaz. Alican Sınır Kapısı'nı açmak, evimizin kapısını açmaya benzemez. O sınır kapısını açmak, Ermenistan'a Anadolu'nun kapılarını açmak demektir. O sınır kapısını açmak, Ermenistan'a Avrupa'nın ve Batı'nın kapısını açmak demektir. Kısacası bunun adı "aklımızı peynir, ekmekle yemektir!"