Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Haziran '07

 
Kategori
Sosyoloji
 

"Orada" bile ahde vefa vardı...

"Orada" bile ahde vefa vardı...
 

“Ahlak”ın henüz ortaya düşmediği günlerdi. Ahlaksızlık “Magazin” veya “Kişisel tercih” olarak tanımlanmıyordu. Edebe ve ahlaka aykırı davranışlardan sadece “Yapanlar” ile “Görenler”in haberi olurdu. Fuhuş, bugünkü kadar sokak ortasına düşmemişti.

Bir başka anlatımla, 1980 yıllarından önceleriydi.

Özellikle Anadolu’da “Ahlak” ve “Zina” kavramı önemsenen konulardı ve dikkat edilmesi gerekirdi. Bu nedenle de ülkenin hemen her kentinde bir “Genelev” mevcuttu.

Bu genelevlerde de yaşanan bir “Kerhane kültürü” vardı.

Diyeceksiniz ki sen de mi yaşadın.

Yok, yaşamadım ama 1984 ile 1989 yılları arasında Kayseri Belediye Meclis Üyeliği yaptığım dönemde (Aynı zamanda köşe yazarı-gazeteci) Kayseri’deki Türkiye’deki en eski “Genelev”in yenilenmesi için çok uğraş verdim. Hatta o uğraşımdan ötürü, o günlerde Milliyet Gazetesinin Orta Anadolu Bölge Temsilcisi Rahmetli Şemsettin ÇETİNSÖZ’ün gayretiyle adım “Kerhaneci Meclis Üyesi”ne de çıkmıştı. Genelev’in bir ihtiyaç olduğunu, değilse fuhuşun hem artacağını hem de kontrolden çıkacağını savunarak genelevin yenilenmesini istemiş, projesini yaptırmış hatta ihale aşamasına bile getirmiştim.

İşte o dönemdeki çalışmalarımdan ve bildiğim kadarıyla, genelevde “Sermaye” olarak çalışan kadınların haftada bir günü kendilerine ait olurdu. Bu gün kadınlar, hem doktor muayenesinden geçer, hem kadınlar hamamına gider, akşam da “Dostu” ile birlikte olurdu.

Yörenin kabadayılarının, bıçkın gençlerinin genelevde bir “Dostu”u mutlaka vardı. Bu dostlara kadınlar bakarlar, o zamanların en gözde arabalarını alır altlarına verirlerdi. Eğer çarpıcı renkte ve her yeri süslü, arkasında yazısı olan Chevrolet veya benzeri uzun kuyruklu araba görürseniz, bilin ki bu arabalar Genelev sermayelerinin ve dostlarına tahsis edilen arabalardı.

Kerhane âlemindeki bu “Dostluk” her iki tarafın ortak kararı ile sonlandırılmadıkça, ömür boyu, mezara kadar sürer giderdi. Birçok kötü örnekleri yaşansa bile, çoğunda her ikisi arasında adı konmamış ve anlaşılması oldukça zor bir ilişki vardı.

Bu ilişkiyi “Ahde vefa” olarak tarif etmek mümkündür.

Şimdi bana içinizden diyorsunuz, biliyorum…


“Yahu be adam… Yaşın altmışını geçmiş, şimdi sen bize ‘kerhane kültürü’ diye abuk sabuk neyi anlatıyorsun” diyorsunuz.


Vallaha doğrusunuz…

Genellikle çocukların yaptığı bir şeydir. Orta parmaklarını işaret parmakları üzerine atıp (Fotoğrafta görüldüğü gibi) karşısındakine “Boz” der. Karşısındaki de parmakları birbirinin üzerinden ayırırsa, küslük başlamış olur.

Bu gün yaşadığımız siyasi ortamda her ikisini de görüyor ve yaşıyoruz.

Birileri, birilerine ellerini uzatıp “Boz” diyor, diğeri de hiç umursamadan bozuyor.

Ve… Ortalıkla “Ahde vefa” denilen bir şey kalmamış. Oysa “Kerhane kültüründe” bile ahde vefanın önemi varken…

07 HAZİRAN 2007

Fotoğraf: “İbrahim Pekbay” arşivinden…

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..