Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ocak '09

 
Kategori
Siyaset
 

'Oradan' ve 'buradan' bakınca...

'Oradan' ve 'buradan' bakınca...
 

İşte budur memleketimin son hali...


Son 6 yılda kat edilen mesafe Cumhuriyet tarihinin hiç bir dönemi ile kıyaslanamayacak başarılarla doluymuş. Dış ve iç politikada, ekonomide, sosyal yaşamda Türkiye birinci ligdeymiş. 'Türkiye'nin ilerlemesinin, kalkınmasının, büyümesinin önündeki engeller kalktıkça birileri ciddi şekilde rahatsız oluyor...' muş. Dahası var; Türkiye, dünyada 17., Avrupa'da ise 6. büyük ekonomi haline gelmiş ve ihracat 127.5 milyar dolara yükselmiş. Türkiye'ye 15 milyar dolarlık küresel doğrudan yatırım gelmiş, gayri safi yurt içi hasıla 750 milyar dolar olmuş.

Kim demiş, tabii ki her zaman olduğu gibi Erdoğan demiş. Demek ki oradan bakınca öyle gözüküyor.

Geçtiğimiz günlerde de yazmıştım. 'Oradan bakınca' nasıl göründüğü beni ve benim gibileri hiç mi hiç bağlamıyor, ilgilendirmiyor. Ben 'buradan bakınca' ne görüyorum, ne yaşıyorum önemli olan bu. Çünkü gerçek bu.

İşte görünen köy, işte görünen köyün gerçeği (Tekrar paragrafı):

Yaşam standardı gün be gün hayat pahalılığına paralel olarak artmayan azalan, yani yoksullaştıkça yoksullaşan, hatta açlık sınırında ve altında yaşam mücadelesi veren bir ülke olduk. Bu gerçeği görmezden gelerek, vatandaşın gözünün içine baka baka, 'hamdolsun', 'milli gelirimiz 10 bin doları buldu' demek milletle dalga geçmenin diğer adıdır. 10 milyon ailenin ortalama 40 milyon kişi yaptığını, kaçının seçmen olduğunu herkesten iyi bilecek, sonra belli olan bu gayen ve samimiyetin ile, ne gariptir ki; milli gelirdeki payı 10 bin dolar olduğunu söylediğin bu insanlara ısınmak için kömür, açlıktan ölmemeleri için gıda yardımında bulunacaksın, bir o kadar da yeşil kart dağıtacaksın... Bu da milletle dalga geçmenin öteki adıdır.

Geçelim...

Başka ne demiş Erdoğan?

"Türk vatandaşları yurt içinde ve yurt dışında artık sokakta başı dik bir biçimde 'Ben Türk'üm' diyerek dolaşıyor" demiş.

Ben de diyorum ki; vatanını milletini seven, O'nun kıymetini bilen hiç bir zaman 'Ben Türk'üm' demekten kaçınmamıştır, kaçınmaz da. Her zaman 'Türk' olmaktan gurur duymuştur, duyacaktır da. Kısaca hiç bir zaman hiç bir vatan evladının başı öne eğilmemiştir, eğilmez de, eğemezler de...

Bu kadar mı demiş Erdoğan?

Olur mu?

Konuşmasında 'es' geçtiğim satır başlarından ikisi, hatırlayalım:

- Marmaray sadece iki yakayı değil, Avrupa’yı Çin’e bağlayacak(!)

-Ben 18 yaşında gençlik kollarıyla başladım. 40 yaşında İstanbul’a başkan oldum(!)

Yine unutuyordum.

Erdoğan çetelerden, mafyalardan bahsedince alanda bulunan vatandaşlar, 'Vur vur inlesin Baykal dinlesin' sloganına, 'gençler siz bu işi iyi biliyorsunuz' karşılığını vermiş. Vatandaş Erdoğan'dan aldığı 'gaz'la bu defa, 'çete başı Baykal' şeklinde tempo tutunca, 'demeyelim, demeyelim...' karşılığını vermiş.

İşte budur memleketimin son hali...

 
Toplam blog
: 660
: 862
Kayıt tarihi
: 15.04.08
 
 

Atatürk, cumhuriyet ve Türkçe sevdalısıyım. Hayatımda hiçbir konu veya olay karşısında 'keşke' de..