Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Haziran '08

 
Kategori
Tarih
 

"Osmanlılık" ve "Türkiyelilik"

Osmanlılık, Türklük demek değildir. Ne kimseye zarar verir, ne de bir milliyete dokunur... Arnavut, Ermeni, Bulgar, Boşnak, Pomak, Tatar, Türk, Acem, Arap, Kürt, Gürcü, Laz... Bunların hepsine yakışacak ad, "OSMANLI"dır.(1)

Bu sözler, İttihat ve Terakki'nin düşüncelerini paylaşan eski asker, siyaset adamı ve yazar Tunalı Hilmi'ye aittir.(Yaşamının çoğu İkinci Meşrutiyet Dönemi'nde geçmiştir. Cumhuriyet Dönemi'nde, birinci dönem Meclis'te Bolu, ikinci dönem Meclis'te Zonguldak milletvekili olarak görev yapmıştır. 1928 yılında ölmüştür.)

Uygulamada "Osmanlı" sözcüğü ya da adı, etnolojik anlamda olmasa bile siyasi anlamda "millet" kavramını karşılıyordu.

Tanzimat Fermanı, din ve ırkına bakılmaksızın tüm Osmanlı tebaasına atıfta bulunuyordu. Osmanlı tebaası(uyrukları) ve halkı için "Osmanlı milleti" ve mebusları için de "Millet Mebusları" deniyordu.


İttihat ve Terakki Derneği'nin yayın organı "Meşveret" dergisinde, derneğin amacı açıklanırken "Şu veya bu eyalet için değil, bütün İmparatorluk için; tek bir millet için değil, Musevi, Hıristiyan, Müslüman bütün Osmanlılar için ıslahat istiyoruz" deniliyordu.


Osmanlılık fikri, aslında meşrutiyet idaresine dayanan siyasi bir ideoloji idi.(2)

Ancak 19.yüzyılın düşünsel yapısı ve değer yargıları bu tür bir akımın gelişmesine uygun değildi. Çünkü, bu yüzyılda başlayan "ulusçuluk" akımı , bu şekil bir bütünlüğü imkansız kılıyordu.

Meşrutiyete dayanan Osmanlılık taraftarı olan Prens Sabahattin de, Osmanlı milliyeti şuurunun, Osmanlı toplulukları tarafından henüz benimsenememiş olduğunu ileri sürmüştür.(3)

Nitekim, Avrupa'dan sonra Osmanlı'ya da yayılan "ulısçuluk" akımı, önce Hıristiyan ulusları etkilemiş ve bu uluslar kendilerini "Osmanlı" değil, Yunanlı, Sırp, Bulgar ve Ermeni olarak görmeye başlamışlardır.

Balkanlı bir Hıristiyan mebus olan Yorgi Başo'nun, "Ben Osmanlı Bankası kadar Osmanlıyım"(4) şeklindeki
sözleri Osmanlılığın çözülmesinin simgesel belirtisi olmuştur.

Daha sonra, Türk-İslam birlikteliği ile temellendirilmek istenen "Osmanlılık", İkinci Meşrutiyet'in getirdiği düşünce sistemi ile Türkçülük ve İslamcılık öğelerine ayrılarak varlığını yitirdi.

Böylece, çok uluslu ve çok dinli, ortak bir bağlılık içinde yaşayacak hür, eşit ve barışçıl bir uluslar birliği şeklindeki "Osmanlılık" rüyası gerçekleşemedi.

Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşü ardından kurulan yeni Türkiye Cumhuriyeti'nin Türk ulusçuluğunu temel yapan bütüncül yapısı, "Osmanlılığı" bir daha canlandıramayacak şekilde tarihe gömdü.

Acaba gömüldü mü?

Aynı düşünce ya da aynı rüya, günümüzde "Türkiyelilik" adı altında görüntülenip seslendirilmiyor mu?

Nedir, "Türkiyelilik" ?

Türk halkı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne "vatandaşlık" bağı ile bağlı bir bütündür. Bu nedenle halkımız, etnik kökeni, konuştuğu dili, dini ve mezhebi, siyasi düşüncesi, sosyal görüşü ve felsefi inançları ne olursa olsun her türlü farklılıklara rağmen ulusal bir birliktelik içindedir.

"Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı" ya da kimilerinin dediği gibi "Anayasal Vatandaşlık", yukarıda içeriği açıklanan "Osmanlılık" kavramını karşılıyor mu acaba?



cdenizkent

____________________________

(1)
Enver Ziya Karal, Osmanlı Tarihi, cilt. VIII. Ankara: Türk Tarih Kurumu, 1957, s.530

(2) A.g.y. ss.496-497

(3) A.g.y. ss.530-534

(4) Bernard Lewis, Modern Türkiye'nin Doğuşu, (Talat Paşa'nın Hatıraları'ndan alıntı), Ankara:Türk Tarih Kurumu, 1988, s.217
 
Toplam blog
: 979
: 1425
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

İstanbul doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimi İstanbul'da tamamladım. İstanbul Üniversitesi'nde..