- Kategori
- Kültür Turizmi
"Otların rüzgarlı öykülerinin anlatıldığı "Alaçatı Ot Festivali" buruk başladı.
Festival, 8 Nisana kadar sürecek
Ege’nin dağlarından yağ, ovalarından bal akar dedik. Dağların, tepelerin, vadilerin, yamaçları düzlüklerinde ise çeşit çeşit otlar fışkırır dedik. Üstelik de ” mis kokulu, amber kokuludur” dedik.
Ve Çeşme Alaçatı’da Ot festivali var. Buyurun gelin dedik. Ot kültürünü tanırsınız. Yapılmış yemekleri tadarsınız, dönüşte, siz de evinizde yaparsınız dedik.
Ve ekledik: “Bu 26 Marttan itibaren Alaçatı’da olun. Varsa da Ege, yoksa da Ege diyerek buradan ağızlar sulandırdık. Ve ekledik: “ Eskiden bütün yollar, Roma’ya çıkardı. Şimdi Ege'ye, Alaçatı’ya çıkıyor” demiştik.
Dedik, dedik kendimiz dinledik. Çeşme Belediyesi, nasılsa gelen olur kabilinden basına fazla açılmadı. “Kol kırılır yen içinde kalır” diye düşünülmüş olunmalı ki, dün, festivalin ilk günü yaşandı. Hareketli mi, sönük mü, bilemiyoruz.
Basındaki sitelerin her birinde festival haberleri tek resimlerle verildi. Kiminde de iki satırla geçiştirilmiş. Hep öyle yapıyorlar zaten. Hikmetlerinden de sual olunmuyor. Belediye, basını davet edip duyurmadı mı mi acaba? Halbuki, hepimizin adresleri onlarda kayıtlı. Oldu olacak resim de servis edilmedi. Belediyenin canı çok mu sıkkın. Olup olduğuna, doğup doğduğuna çok mu pişman? Basına bu ilgisizliği neden? Basın, tanıtım konusunda “candamardır” Başkan bunu hala öğrenememiş mi?
Evet. Belediye en önemli sahasını Diyanete kaptırdı. Adamların turizmden haberi yok. Festival ne demekmiş? Vaktiyle: "Turist ahlak götürür" dememişler miydi? . Eee, o halde?
Festival aksamadı amma, kaptırılan alanın ötesinde tezgahlar kuruldu yine. Taviz verilmedi. Çeşme Belediyesi aslanlar gibi davranıp duruma el koydu. Kuyruğunu iki bacağı arasına alıp sinmedi. Aslanlaştı. Tarihteki deyişi ile Diyanet, onların kolunu kesmişti. İnadına festivale devam edilmekle de belediye “ bizim kolumuzu kesip gözdağı ile caydırılmak istendik amma, sizler, ancak sakalımızı tıraş ettiniz. Kesilen sakal yeniden biter” demeğe getirdiler. Tarihte Sokullu Mehmet Paşa’nın, paşa paşa ’nun verdiği cevap gibi.
Festivale karşı sahilden de gözlemci bekleniyor. İlk gün basında yok denecek resimler vardı. Biz de geçen yılın resimlerini koyduk, sayfamız boş çıkmasın diye.
Festivalin, bu yıl akademik yönü de güçlenecek şenlikte. Misafirler hem Alaçatı kültürünü tanıyacak hem de doyasıya eğlenecek. 41 çeşit ot yemeğinden tadacak, tarifler alacak, otlara sarıla sarı, koklaya kokla yaklaşıp tanışacaklar, hem mideler, hem gönüller bayram edecek.Ve dört kıtadan da Çeşme’ye katılım bekleniyor
Başkanın azizliğinerağmen, biz yine de festivale gelin, görün diyoruz buradan.“ Ayaklarınızı dalayan ısırganın böreğini yerken, gülümseyin batan güne karşı. Sonra da bir yudum şarap içerek şükredin “ bu güzelliklere iyi ki gelmişim” diyerek. Hafiften iç çekin. Bir köşede hülyalara dalın. Samanyolu’ndan her bir yıldız, sizin için gökyüzünde vals yapsın, kaydırak oynasın. Seyredin. Daima gülümseyin. Hayata gözlerinizi kırpıştırmadan bakın
Ve otların rüzgarlı öyküsünü dinleyin, yaşayın ve yaşatın. Diyanetin, “Alaçatı Ot Festivalinin” çanına ot tıkama gayretlerine, yaratılan bu burukluğa rağmen, aldırmayın siz. Bu kervan yürüyecek.
Ört ki, ölem.
YUKARIDAKİ RESMİ, O ÇEŞME YÖRESİNDE 22 YILDIR OTURAN ÜNLÜ DUAYEN GAZETECİ ARKADAŞIMIZ YAŞAR AKSOY' DAN ÖDÜNÇ ALDIK. GÖZLER, BELEDİYENİN BASIN BÜROSUNDAYDI. BU BASIN BÜROSU BÖYLESİ GÜNLERDENE YAPAR?