"PKK'nın Yönetim Merkezi" Kandil'e Girilecekse, Girilsin... Bu İş Uzadıkça Uzadı... Bitsin Artık...

...ANCAK, BU KEZ, "KESİN SONUÇ ALMAK" İÇİN, HAVA HAREKATINDAN SONRA "KAPSAMLI BİR KARA HAREKATI" YAPILMALIDIR...

Her Milli Güvenlik Kurulu toplantısının sonunda, "Terörle mücadelemiz kararlılıkla devam edecektir", açıklamalarını duymaktan bıktık....

İçişleri Bakanı (Süleyman Soylu), birkaç gün önce, "Kandil'e gidip oturacağız... Sınırın 25 kilometre ötesindeki kampların hepsini tarumar edeceğiz"(1)   dedi.  

Şu anda, başta Silahlı Kuvvetlerimiz olmak üzere diğer güvenlik güçlerimizin PKK üzerinde, önceki dönemlerde olduğundan daha fazla etkili olduğunu kabul ediyorum... Ama, bitsin artık... Netice alınsın ve bu iş kapansın...

*

PKK'YI "İSTERSEK ÜÇ AYDA BİTİRİRİZ" DEDİK...

Bu sözü ettiğimizden bu yana 21 yıl geçti, bitiremedik... Ama, verdiğimiz şehitlerimizin sayı katlanarak arttı... Vebali, bu sözü edip de gereğini yapmayanlarındır...

90'lı yıllardan bu yana, "dağları, ovaları" bombalayıp duruyoruz... Dağları düzleştirdik, ovaları kıraç hale getirdik... Güneydoğu Anadolu'nun fiziki coğrafyasını değiştirdik adeta...

Zamanın Genelkurmay Başkanı, 31 Ekim 1996'da, "PKK terörü" ile ilgili olarak şu açıklamayı yapmıştı: "Bir asker öldüğü zaman ben bin kere ölüyorum...'İSTERSEK ÜÇ AYDA BİTİRİRİZ'. Ama, insan hakları, uluslararası hukuk ve kurumlara özen gösterdiğimiz için yavaş ilerliyoruz... Dünyanın gözü üzerimizde. Bunu dikkate almadan olaya yaklaşırsak, kurunun yanında yaş da yanar" (Milliyet Gazetesi ve diğer gazeteler. "İstersek Üç Ayda Bitiririz" manşeti Milliyet Gazetesi'ne ait).

Ve gereken yapılmadı... Ya da yapılamadı...

Bu nedenle, iki yıl önce, bu konuyu işleyen bir bloğumun başlığını, "Büyük İdealler için, demokrasiden ödün vermek anlamlı görülebilir mi?" şeklinde belirlemiştir... Bu düşüncemi ya da görüşümün hala arkasındayım.

Bu arada, Türkiye'yi böyle bir girişim için haklı gösterecek bir durum da vardı... Çünkü, 90'lı yıllarda, Güneydoğu Anadolu dağlarını "yaşam ve eylem alanı" olarak parselleyen PKK teröristlerine, ABD'nin, helikopterlerle ve paraşütlerle "araç, gereç, silah ve mühimmat" attığının da bilinmesini isterim...

*

ARADAN 21 YIL GEÇTİ... BİZ, BOMBALAMAYA DEVAM EDİYORUZ... PKK'LILAR ÖLÜYOR... BİZ ŞEHİTLER VERİYORUZ...

Bu arada, bilmem kaç kere Kandil'i bombaladık ve bilmem kaç kez MGK toplandı... Değişen hiçbir şey olmadı...Yine, her toplantıdan sonra "Terörle Mücadele" konusundaki "kararlılığımızı" tekrarladık durduk...

2015 yılında, kesin denilebilecek bir kararlılık açıkladık, "kararlıyız, PKK, silahlarını toprağa , üstelik de bizim gösterdiğimiz yere gömmeden ve üstüne beton çekilmeden bu iş bitmeyecek"(2) gibi iddialı sözler ettik. Bunun üzerinden de iki yılı aşkın bir zaman geçti...Ama, "kesin sonuç alabilecek" bir harekata geçemedik...

Bu arada, PKK'ya ciddi zararlar verdik...İ ki yıl içinde, geçen  diğer iki yılların çok üzerindeki sayıda  "PKK'lıyı  ölü ve yaralı" olarak saf dışı bıraktık... Ama şehitlerimiz de gelmeye devam etti...

"İstersek PKK'yı üç ayda bitiririz" diyen Genelkurmay Başkanımızın gibi, "bir askerimiz şehit olduğu zaman ben de bin kere ölüyorum"...

Bu iş bitsin artık...

*

MUHAREBEDE KESİN SONUÇ SÜNGÜNÜN UCUNDADIR... BUNUN İÇİN "KARA HAERKATI" ŞARTTIR...

Şimdiye kadar, Kandil ve Kuzey Irak'taki PKK kampları, "siz deyin elli, ben diyeyim yüz" kez jetlerimiz tarafından  bombalandı... İstenirse, bin kez bombalansın; bu şekil yalnızca "hava harekatı" ile, "kesin sonuç almak" mümkün değildir... Kesin sonuç almak için, hava harekatının ardından bir "kara harekatı"nın yapılması gerekir...

Bu harekat, Kandil'in Kuzey Irak'taki diğer PKK kampları ile irtibatını kesmek için, Kandil'e ve Kuzey Irak'taki PKK kamplarına aynı zamanda yapılmalıdır...

Kuzey Irak'taki kamplara kara hareketi sürerken, hava kuvvetlerine ait bombardıman uçakları ile iyice yumuşatılan Kandil'e de, bir "hava indirme harekatı" düzenlenebilir...

Bu harekatın, İran ile koordineli bir şekilde planlanması ve icrası ise, hem harekatı kolaylaştırır ve hem de başarısını kesinleştirir...

"Zafer süngünün ucundadır" sözü, boşuna söylenmemiştir...

*

SON DEYİŞ...

Ve bu harekat, en kıs zamanda yapılmalıdır... Yani kış bastırmadan... Çünkü dağdaki PKK'lların çoğu, kışı geçirmek için bölgedeki köylerine ya kendi evlerine ya da yakınlarının evlerine dönecektir...

Örneğin, öldürülen PKK'lıların cenaze törenlerine katılanların bazıları, sempati duyduğu PKK'lı kimi teröristleri kışı geçirmeleri için evlerinde barındırabilirler... 

Bunun için acele etmek lazım...

Türkiye, 2018 yılına PKK'sız girmelidir...

*

ÖNGÖRÜM...

Denenmiş denenmez...Hele hele, denenmişler başarısız sonuçlar vermişe, hiç denenmez... Bu ülkede, Türkiye'de, 1984 yılından bu yana, 1999-2004 ve 2013-2015 yılları arasında, PKK ile iki kez "ateşkes" ilan edildi... Arkasından gelen  "çözüm ve barış"  süreçleri de  işe yaramadı ...

Bu süreçlerde, 7 bin 200(asker, polis, köy korucusu) ve 6 bin 742 sivil vatandaş can verdi, şehit oldu... 22 bin 374 PKK'lı da öldürüldü...

Ama, bu sefer öyle olmayacak... Kimse, "ateşkes ve barış süreci" falan beklemesin... Devlet, "olması gerekeni yapacak"...

Aynen, 15 Temmuz Darbe girişimi sonrasında yaşanan sürecin bir tekrarı başlayacak... PKK'nın, silahsız destekçileri de sorgulanacak ve hak ettikleri cezayı alacaklardır...

PKK, yandaşları ile birlikte, Türkiye'nin gündeminden çıkacak ve tarihin kirli sayfalarında yerini alacaktır.

Bekleyelim ve görelim...

cdenizkent

----------------------- :

(1) Milliyet.com.tr>>Siyaset>> Haber, "Kandil'e gidip oturacağız", 15 Kasım 2017

(2) SON DAKİKA>> Güncel>> Haber, 11 Ağustos 2015