Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Mayıs '17

 
Kategori
Dünya
 

"PYD Fıratın doğusuna çekilecek" söylemi ve Sevr

"PYD Fıratın doğusuna çekilecek" söylemi ve Sevr
 

Görsel Odatv'den


Arap Baharı adıyla emperyal güçlerce Ortadoğu’da kaynatılmaya başlanan cadı kazanları kapsamında Suriye’de yol açılan iç karışıklıklar sonucunda Suriye sınırlarımız boyunca, ABD, Rusya ve İran destekli PKK yönetiminde, bir Kürt egemenlik bölgesi oluşturuldu.

Süreç öncesinde ve esnasında, ulusal bütünlüğümüzün tehdit altında kalmaması açısından komşu “Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması”  milli dış politikamız olarak yürütülmeye çalışıldı. Bu kapsamda gerek Irak ve gerekse Suriye sınırları içinde devletleşmeye dönüşebilecek oluşumlara izin verilmemesi yönünde gösterilen askeri ve diplomatik çabalardan ise arzulanan sonuçlar alınamadı.

Irak sınırları içinde Barzani liderliğinde bugün itibariyle bağımsızlığını ilan etme aşamasına geldiğini ilan eden[1] Bölgesel Kürt Yönetiminin bu çabalarına resmi düzeyde itiraz ettiğimize dair medyaya yansıyan bilgi yoktur.

Suriye’nin Kuzeyinde tüm Suriye sınırlarımız boyunca oluşturulmuş olan ve an itibariyle ABD[2] ve Rus[3] askeri koruması altına alınan Kürt bölgesine dair yürütülen dış politikamızın yeterliliği ve yerindeliği ise ne yazık ki izaha muhtaç özellikler taşıyor.

Suriye sınır hattı boyunca oluşan ve Fırat’ın batısına da sarkarak Akdeniz’e ulaşma aşaması öncesine getirilen Kürt egemenlik bölgesine karşı Fırat Kalkanı adıyla gündeme getirilen ve uygulamaya sokulan askeri harekat sürecinde resmi söylemlerde bir “Fıratın doğusu” kavramı sıklıkla kullanıldı. Kavram, Milli Savunma Bakanımız sn. Fikri Işık’ın[4] ve Genel Kurmay Başkanımız sn. Hulusi Akar’ın[5] demeçlerine de yansıdı.

Konuya dair bloglarımızda bu söylemin devletleşme yolunda her geçen gün aşama kaydeden Kürt oluşumlarına Fırat’ın doğusundaki varlıkları açısından meşruiyet kazandırabilme tehlikesi itibariyle sakıncalı olduğunu birkaç kez dile getirmiştik.

Esasen konu “sakıncalı” sözcüğüyle anlatılabilecek düzeyin üzerinde tehlike ve önem taşıyor. Zira bilerek veya bilmeyerek, “Fırat’ın doğusuna çekilsinler” söylemiyle Kürdistan tezi bağlamında Sevr hükümlerini ikinci kez kabul etmiş olma tuzağına düşmüş olabiliriz.

Sevr Antlaşması metni[6] incelendiğinde görülecektir ki, Antlaşmanın “Kürdistan” başlıklı Üçüncü Kısmı 62. 63. ve 64. Maddelerden oluşmaktadır. Kürdistan sınırını tarif eden 62. Maddenin daha ilk iki sözcüğü “Fırat’ın şarkı” (Fırat’ın doğusu) diye başlamakta ve Kürdistan sınırının; Fıratın doğusunda, gelecekte kurulacak Ermenistanın güneyi ile Elcezire’nin kuzeyi… olacağı belirtilmektedir.

Yani, Fırat’ın batısına geçmemeleri, Fırat’ın doğusunda kalmaları koşuluyla zımni olarak Kürt oluşumuna onay vermek bir anlamda 97 yıl önce formüle edilmiş olan Sevr’deki Kürdistan sınırlarına cevaz vermek anlamına gelebilmektedir. Bu kabulün ise ulusal bütünlüğümüz ve Cumhuriyetimizin bekası itibariyle büyük tehlikeler taşıdığı tartışma götürmez bir gerçektir.

Türkiye’mizin Kürt politikasının açıklamalarımız ışığında gözden geçirilmesi ve revize edilmesi ihtiyacı bulunduğu kanaatimle kamuoyumuzun takdirlerine sunarım.

Kenan IŞIK
 


 
Toplam blog
: 432
: 2964
Kayıt tarihi
: 16.05.07
 
 

Mülkiye mezunuyum. Emekli müfettişim. Ankara'da yaşıyorum. S'oligarşi isimli kitabı yazdım. Kitap..