Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Şubat '09

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

"Reis" Mehmet Eyüboğlu da aramızdan ayrıldı.

"Reis" Mehmet Eyüboğlu da aramızdan ayrıldı.
 

Onu ilk gördüğümde oldukça şaşırmıştım. Kocaman gövdesiyle evimizin kapısından girişini hatırlıyorum. Sıkı sıkı elimi tutup, gözlerimin içine bakarak uzun uzun tokalaştığımızı...

Çok sıcak bir yaz gecesiydi ve bize akşam yemeğine gelmişlerdi.

Babamın şu an hayatta olmayan diğer arkadaşı Hayrettin Ağbi gibi gençlik arkadaşıydı Mehmet Eyüboğlu...

O akşam Mehmet Eyüboğlu ile yaptığımız sohbetler, anlattıkları, tavsiyeleri; benim ve kardeşimin konuşmalarını dikkatle dinleyişini unutmak bir yana, sanırım o yıllar içinde yaşadığımız en ilginç gün olduğunu hiç abartmadan söyleyebilirim.

Politzer'den, Dostoyevski'den, resim sanatından, benim yazma tutkumdan konuşurken; henüz 11-12 yaşında olmasına rağmen kardeşimin bütün o sohbetlerin içine olgun biri gibi katılışına şaşkınlıkla bakışı gözlerimin önünden gidecek gibi değil.

Elbette kolunun altında benim ve kardeşim için getirdiği biri Bedri Rahmi'ye, diğeri Eren Hanıma ait iki resmin tıpkı kopya hediyesi... Şimdi evimin duvarını süslüyor.

Bir kaç sene üst üste babamın da yardım için gittiği atölyesinde üretilen yazmaların sergilendiği, "Yazma Şenliği" nedeniyle Kalamış'taki evini ziyaret etme şansı da yakalamıştım. O evin nasıl bir rüya olduğunu, her köşesine sinmiş olan Bedri Rahmi ve Eren Hanım ruhunu hissettiğinizde anlıyorsunuz. Anne ve babasına gösterdiği sevgiyi, ev mi müze mi diye gezinirken düşünmeden edemiyor, ancak ister istemez duyumsuyorsunuz.

Bir kaç aydır babam sürekli evine gidiyordu; hasta olduğu, giderek de ağırlaştığı haberleri geliyordu sürekli.

Bugünse...

Mehmet Eyüboğlu benim çok önem verdiğim bir iş yapıyordu. Günümüzde birçok kişinin teğet geçerek hiç umursamadığı kültürel mirasımızın taşıyıcısı olmanın yazma, kalıpçılık ve boyama sanatı anlamında vücuduydu. Atölyesinde gönüllü çalışan gençler bunun ne kadarını anladılar, bugün ve yarın ne yapacaklar bize zaman gösterecek.

<ımg id="imgLarge" alt="" src="http://www.rahmieyuboglu.com/subroot/mehmet/Images/Writer/large/yazma14.jpg">

Yaşına rağmen onun sanatını anlatışındaki heyecanını sizlerle paylaşmak istiyorum.

"Çocukluğumda bir oyuncağımı diğerlerinden fazla severdim. Dürbüne benzer bu oyuncak her kıpırdayışında gözlerime bam başka renk ve biçim demetleri sunar, aklımı başımdan alırdı. Renk ve biçim ziyafeti bu oyuncağı içindeki prizma düzeni sayesinde tesadüfen ortaya çıkardı.

Ben yazma sanatında bu çocukluk oyuncağımın bana sağladığı sonsuz olanakları bu kez gayet iyi düşünüp, tasarlayarak bulduğuma inanıyorum. Bir kere yeni kalıp hazırlama hem madde ve yöntemlerini bulup, bunları öğrencilerimle paylaştım, bu çok önemli bir aşamaydı. Sonra, eski yazma ustalarımızın şaheserlerini baba dostu rahmetli sayın Kenan Özbel hocanın evinde kendisinden tanıma olanağı bularak geleneksel yazma ustalarını inceleme fırsatım oldu.

Kendi yazma boyama istediğim kıvamda yapabilmeyi de Narlıkapı klisesi lojmanında oturan rahmetli Serope ustana borçluyum.Allah rahmet eylesin. Boya sorunlarımı da onun yardımıyla aşabildim. Geriye ak satıh üzerine yazma kalıorları ile yapılacak düzenlemeler kaldı. Bu konuda bana “sakın ha sanat alemine asla bulaşmayacaksın” diye sürekli baskı yapan ailemden gelen kromozomlar yardımcı oldular. Renk seçim konusunda da aynı kaynaktan fayladalandım. Bu günlere büyük bir imece ortamından geldim. 100 den fazla öğrenci yetiştirdim, öğrencilerimle övünürüm."

<ımg id="imgLarge" alt="large" src="http://www.rahmieyuboglu.com/subroot/mehmet/Images/album/half/24.jpg">

Teker teker gelen bu ölüm haberleri bize bir dönemin kapanıyor olduğunu anlatıyor. Yepyeni modernlikle dolu yeni çağımızın bize neler getireceğini, mutlu edip etmeyeceğini bilmiyoruz.

Gazanfer Özcan, Mehmet Eyüboğlu gibi kişilerin ölümlerine değil de bizim için ne anlam ifade ettiklerine odaklanalım isterseniz.

Hatırası önünde saygıyla eğiliyorum.

Uzay Gökerman

http://mehmeteyuboglu.com/



 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..