“Renklerin kardeşliği”, alanlardan tribünlere yansımalı...

Taksim Gezi Parkı Direnişi’nden çıkarılacak dersler olmalı.

Bilinir ki, toplumsal gelişmeler, olaylar, “ders”lerle doludur. Bunları doğru okuyanlar, öğrenci gibi sınıfı atlar; okuyamayanlar, “sınıfta çakar”lar. Bu arada “bütünleme”ye kalanlar da olur. Hiç değilse bunlarda, “sınıfta çakan”lara göre, “doğru” sonuçlar çıkaracakları umudu vardır.

Umut, bir olasılıktır; gerçekleşme yanı ağır basan.

Taksim Gezi Parkı Direnişi’ne bakalım, futbol adına bir “umut”la “ders”ler çıkaralım:

“Kesilen iki ağaç yüzünden” diye hafife alınan “direniş”, beklenmeyen bir tepki oluşturdu. Kısa sürede, başta büyük kentler olmak üzre, tüm yurtta yankı buldu. Yurtdışından da gelen destekle güç kazandı. “Güç kazandı” diyoruz, çünkü çoğu olayda/ gelişmede iki yüzlü davranan Batı, bu kez duyarlı davrandı; uyarılarını da sürekli yineliyor.

Kimilerine ilgisiz gibi gelecek ama, bu “direniş”le gelen tepkiler, bundan çıkarılacak dersler, futbol dünyasında da “okunacak”... Bundan kaçış zor. Çünkü alanlarda “renklerin kardeşliği” diyeceğimiz birliktelik, bununla ilgili görüntülerin futbolseverler üzerindeki olumlu yansıma umut verici.

Özellikle “Büyükler”in maçlarında, maç öncesi ve sonrası akıllarda kalan o “olumsuzluk”ların yerini alanlardaki “olumlu” görüntülerle değişeceği umudu var.

Dedik ya, umut, gerçekleşme yanı ağır basan bir olasılıktır.

******

Alanlarda göze hoş gelen, gençlerinin çoğunluğu.

Gençlere analar babalar,  “genç” düşünenler destek veriyorlar. Daha düne kadar hayal etmesi zor bir durumun “gerçek “olması söz konusu alanlarda. Farklı kesimlerden, farklı renklerdeki insanların, “baskı”ya, “dayatma”lara, “tepeden bakma”lara tepkisi, bir şeylerin değişmeye başladığının, bunun toplumun başka kesimlerine de yansıyacağının habercisidir.??

“Büyükler”in taraftarları, başka taraftarla kol kola oldular alanlarda, birleştiler.

(Toplumsal bilincin, duyarlığın, direnişin simgesi diyeceğimiz Çarşı’nın kollayıcı tavrı, sağduyu çağrısı...

12 Numara’nın, Galatasaray ile Fenerbahçe'nin oynayacağı Süper Kupa maçıyla ilgili,  “Tribünlerde karışık oturalım”, “Beşiktaş taraftarı aramızda olsun” çağrısı...

Beşiktaş yöneticisi Metin Albayrak’ın “Üç Arma Tek Yürek” sloganı adı altında “...üç takımın armalarının yer alacağı ve altında bir de Türkiye haritasının bulunduğu tişörtlerin basılması” önerisi...

Şimdiye kadar pek alışık olmadığımız bir durum, “sanal ortam”da göze çarpıyor. Fenerbahçe ile Galatasaray’ın yaptığı transferler konusunda rakip taraftarların olumlu mesajları...)

*****

Alanlarda göze hoş gelen, gençlerin çoğunluğu.

Gençlere analar babalar, “genç” düşünenler destek veriyorlar. Daha düne kadar hayal etmesi zor bir durumun “gerçek“ olması söz konusu alanlarda. Farklı kesimlerden, farklı renklerdeki insanların, “baskı”ya, “dayatma”lara, “tepeden bakma”lara tepkisi, bir şeylerin değişmeye başladığının, bunun toplumun başka kesimlerine de yansıyacağının habercisidir.

“Büyükler”in taraftarları, başka taraftarla kol kola oldular alanlarda, birleştiler.

(Toplumsal bilincin, duyarlığın, direnişin simgesi diyeceğimiz Çarşı’nın taraftarları kollayıcı tavrı, sağduyu çağrısı...

12 Numara’nın, Galatasaray ile Fenerbahçe'nin oynayacağı Süper Kupa maçıyla ilgili,  “Tribünlerde karışık oturalım”, “Beşiktaş taraftarı aramızda olsun” çağrısı...

Beşiktaş yöneticisi Metin Albayrak’ın “Üç Arma Tek Yürek” sloganı adı altında “...üç takımın armalarının yer alacağı ve altında bir de Türkiye haritasının bulunduğu tişörtlerin basılması” önerisi...

Şimdiye kadar pek alışık olmadığımız bir durum, “sanal ortam”da göze çarpıyor. Fenerbahçe ile Galatasaray’ın yaptığı transferler konusunda rakip taraftarların olumlu mesajları...)

*****

“Büyükler” dendi mi akla gelenler, kavga gürültüyle “özdeş” görüntüler...

Alanlardaki “farklı renklerin” birlikteliği, oralarda sağlanan “renklerin kardeşliği”, futbola/ statlara niye yansımasın?

Sorular, benzer soruları çağrıştıracağı gibi, “Bunlar hayal; bunu sağlamak o kadar kolay mı?” türünden soruları da gündeme taşıyabilir.

Kuşkunun olması doğal... Ama taraftarların umut verici sesleri, siyasetçiler gibi “şiddet” içeren “söylem”e sahip yöneticileri de hizaya getirebilir.

Spor programı adı altında yapılan “sululuk”ları da azaltabilir.

Alanlarda, “sanal ortam”da yeşeren “renklerin kardeşliği”, tribünlere yansımalı.

Gençlerin, düşüncede “genç kalan”ların olumlu sesi daha çok çıkmalı...

Ve...

Taksim Gezi Parkı Direnişi’yle başlayan, “renklerin kardeşliği”nde anlam bulan süreç, “futbolda barış”a gitmenin adı olmalı..

Kimilerinin dediği gibi “hayal” mi görüyoruz?

Ya da kimilerinin kavrayamadığı “futbolda barış”ın beklenmedik adımları mı atılıyor?

Dedik ya...

Umut, bir olasılıktır; gerçekleşme yanı ağır basan.

http://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutce@yandex.com