Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Aralık '07

 
Kategori
Psikoloji
 

"Rica ederim dengemi bozmayınız benim"

"Rica ederim dengemi bozmayınız benim"
 

Yakarışım tanrıma, aslında bu vesile... doğrusu tüm yakarışım benden bana...
"Kim olursanız olun, yada her ne uğrunaysa çabanız; rica ederim dengemi bozmayınız benim " derken buldum kendimi...

Bazen sohbet ederim onunla...
İçimde ki canla, yada siz deyin beni yaratmış olanla, yada her şeyi ezelden ebede bilen yanımla.

Ne içindi bu gayretim? Neyi görmek içinde açtığım onca sınav?
Bir defa tamam da, hani yıkanılmazdı aynı nehirde iki defa...

Duygular değişir; mutlu mesutken dağ bayır dolaşırken... duyduğumuz kırılan dalın sesiyse, ızdıraba da dönüşüverir ağaca sarılırken duyduğunuz heyecan...

Sevgiyle açmış olabiliriz kollarımızı birine, "sevmek" için sanırız bazen. Ancak "sevilmek" içindir çoğu zaman. Bilirim, ben de denedim...Anlarım, ben de insanım...

Arada ki farkı, ilk başta kabul etmesekte bir süre geçtiğinde salt "sevme ihtiyacı" olmadığımını görüveririz bazende. Çünkü verileni alırken bir yandan da hayalimizde kurguladıklarımız beklemeye başlarken yakalarız kendimizi...

Ve işte o zaman, fark ederiz-ki eğer fark edebilecek ve bunu adlandıracak cesaretteysek o da- "sevmek" değilmiş tek gaye. Hatta "sevilme ihtiyacıymış" biize o kolları açtırmadaki ivme.

Ayıp değil, sevilmeyi istemek...
Fakat; sevdiğini söyleyerek, bunu alet ederek sevme ihtiyacını gidermeyi denemek...
Bak işte asıl ben ondan korkarım...

*Aşkım da değişebilir gerçeklerim de
Pırıl pırıl dalgalı bir denize karşı
Yangelmişim dizboyu sulara
Hepinize iyi niyetle gülümsüyorum
Hiçbirinizle döğüşemem
Siz ne derseniz deyiniz
Benim bir gizli bildiğim var
Sizin alınız al inandım
Sizin morunuz mor inandım
Ben tam dünyaya göre
Ben tam kendime göre
Ama sizin adınız ne
Benim dengemi bozmayınız" der ya şair, işte öyle bir şey...

Eylenin... hatta eylenelim hep beraber, eyleyelim gönlümüzü...
Gülelim, söyleyelim, aşksa aşk, sazsa saz, sözse söz...

Fakat biz biz olalım da; "daha" o "biraz daha lar" uğruna girdiğimiz beklentilerle birbirimizi sakın ha boğmayalım.
Verilen ya hep gelmezse diyerek verilecek olanı, itmeyelim elimizin tersinle.
Korkmayalım; "ya seversem, ya sevmişken o sevmezde artık, beni koyup giderse" diye...
Dövüşüp, didişmeyelim gelin gözünüzü seveyim; "ben", "benlik", "benim" demeler adına çalışmayalım şu egonun hesabına.

Moru morsa mor olsun bırakın... hatta diretmeyelim "aynı olsak " diyerek; sizin alınız, onun moru olsun...gelin renklilikten, çeşitlilikten, değişiklikten haz alalım...

Siz gidin uzanın o pırıl pırıl denize karşı...
Dilerseniz yakamozları, isterseniz gökkubbede asılı olan yıldızları izleyin yada, kapatın gözlerinizi ve hayallerinizi düşleyin. İsterse gelsin uzansın yanınıza, isterse kendi başına kalsın; gönül bağınızı aranızda sağlam ve sıcak tutmak kaydıyla...

Varsa bir "sevdiğim" dediğiniz... gelin onu sevin, sarın, sarmalayın, öpün, koklayın hatta koruyup kollayın.
Fakat siz siz olun; gözlemlemeyin, ölçüp biçmeyin, kalıplarınıza uymuyor diye yargılayıp üzmeyin...

Siz ne derseniz deyin, ister bebeğim, ister seniz de sevdiceğim aman ha "sahibinim" demeyin...
"Benimsin" demeden ruhuna dokunarak sevin.
Sizle kalması için sevdiğinize, sevdiğinizi bolca söyleyin.
Duymak için ondan sevildiğinizi siz siz olun "sen beni sevmiyorsun" demelere sakın ha girişmeyin...

Bilirsiniz canlar : "Tüm süreç düşüncede başlar"
Korktuğunuz yalan söylemesiyse, o en sevdiğiniz gün olur sizi yalancılıkla suçlar.
Kaçındığınız terk edilmekse, gün olur ayrılık siz kapıyı kapatsanız bacadan içeri sızar...

Öyleyse gelin evrene güvenelim...
Seviyorsak sevdiğimize ve sevgimize güvenelim.
İstiyorsak ne olursa olsun istediğimizin peşinden gidelim...

Aşk da ideal yoktur...aşk bizim yaşayış biçimizile şekil alan bir hamurdur. Ben nasıl yoğurusam o olur.
Bırakın her şeyi bir yana; sevdiğinizi seviyorsanız halane olursa olsun arada yaşanmış olan: Gururu, egoyu, korkuları itin kenera. Girin içine ilişkinizin, taa derinine... ama olmasın o sırada elinizde; ne bir kılıç, ne de balta Sadece eşilik etsin size deli bir yürek, birde yarı yolda sizi soluksuz bırakmayacak aşk dolu bir tek nefes...

Ve siz siz olun; ne dengenizi bozacak bir başkasına mahal verin, ne de siz bir diğerine bunu yapmaya yeltenin.

Kabul edin..." aşkıda değişebilir gerçekleride" ve illa da buna rağmen istediğiniz oysa; değişime rağmen gidin peşinden.

Unutmayın ki her değişim bir yenisine gebedir: Değiştiyse bir defa, belki değişecektir bir defa daha...



*Yukarıda ki mısralar, Turgut Uyar'ın "Denge" isimli şiirinden alıntıdır

Sevgi ve ışıkla
Ayna

05.12.07



 
Toplam blog
: 268
: 1969
Kayıt tarihi
: 15.09.06
 
 

Var olan her oluş ve bozuluş hakkında gözlem, tahlil ve sonuca varma sürecindeki yolculuğumu, siz..