Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Şubat '13

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

'Saf ol- Gözlerini kapat- Kör ol ' = Mutluluk

'Saf ol- Gözlerini kapat- Kör ol ' = Mutluluk
 

Epey fırsatım olduğundan daha da önemlisi yaşadıklarımdan dolayıdır ki ; kendimi gözlemlemek, anlamak, dinlemek son zamanlarda en sık yaptığım şeyler. Yaptım evet ama boşa değil, çok sıkı tespitlerim oldu.  En can alıcı olanı dün aklıma dank etti. (bir yazışma esnasında, çat diye)
Şöyle ki;

Ben kendimi geliştirdikçe, donatmaya çalıştıkça, okudukça, öğrendikçe, yanlış bildiklerimi düzelttikçe bla bla… karşı cinsten (birlikte olmak istediğim adamdan) beklentilerim de duruma paralel olarak yükseliyor. Evet evet, fark ettim ki çıtayı yükseltiyorum elimde olmadan.  E kendi kendime verdiğim sözler vardı benim çünkü bu durumu ilk fark etmem geçtiğimiz Mayıs ayıydı. *Bknz: ‘Mutluluğun Formülü Çok Açık: Hayır Hayır Bebek Değil’ yazım. Hani safa yatıp biraz aptalı oynayacaktım, hani her ne kadar bana öyle gelmese de beni itham ettikleri o yüksekten bakma durumuna izin vermeyecektim? E karar vermiştim ya? Tamam tamam kendime yüklenmemeliyim bu kadar; önünde sonunda bu da benim!.. Nasıl kökten değiştirebilirim? Bunların hepsini bir yana koy öte yandan, mutluluk denilen şey de uçucu bir hal… Asla çok bilmişlik değil, her konuda haklı olmak değil, son sözü söylemek, laf koymak, ima etmek de değil. Mutluluğa giden yol yalnızca ‘aşık olmak’… Dahası ‘kör olmak, körleşmek…’

Sizi bilmem ama beni bu saatten sonra ancak görmeyen, aşık olmuş bir çift göz kurtarır, hani şöyle detaylara takılmadan, bini dibini araştırmadan…

Göz görsün, gönül sevsin. Ötesi beni ilgilendirmesin, akışına bırakıp gideyim… Çünkü aksi oldukça aşk aşk olmaktan çıkıyor, planlı programlı bir mantık süzgeci halini alıyor kalp… Kendim  gibi biri ile birlikte olduğumda ise bu mutlu bir beraberlik değil bir cenk etme, üstünlük taslama yarışı haline geliyor ki bu da tam bir huzursuzluk sebebi. Öylesi bir ruh hali, insana yorgunluk ve devamlı gardını alıp, diken üstünde durmak gibi bir misyon yüklüyor.

Dahası benim bildiklerim ve keşiflerim bunlar bunlar olmasına, teorikte olması gerekenleri iyi biliyorum, işin pratiğinde asıl yapmam gerekenleri ve olmam gereken ruh halini de… Ama yapamıyorum. Öylesine katı bir durumda ki sol yanım, acıtıyor, iç huzurumdan uzaklaştırıyor beni. Kalbimin fısıltılarına tamamiyle kulaklarımı kapatmış, beynime adapte olmuş haldeyim :/

İşin özeti : katı halden önce sıvı hale, sonrasında gaz hale gelip kanatlanıp uçmak istiyorum ya ben! Sonra aklıma o muhteşem söz geliyor ve yine duraklıyorum, kendimi teselli ediyorum :

‘’Her zaman isteğin güçsüzlüğü değildir asıl neden…’’
Ahh yaşanmışlıklar… :/


 20.02.2013
 13:11 

 
Toplam blog
: 5
: 411
Kayıt tarihi
: 11.11.12
 
 

"Başkasının çizdiği çizgiden gitmek özgürlüğüme dokunuyor'' demiş Halikarnas balıkçısı çizgili ka..