"Saray darbesi" ve "Kaset darbesi"...

SİYASİ AHLAKA HANGİSİ DAHA UYGUNDUR ACABA?

AKP Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, hadi diyelim ki, Kılıçdaroğlu'nun  dediği gibi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın isteği ile Başbakanlığı bırakacak... Hadi yine, onun yakıştırması ile bir "Saray Darbesi"(!?) ile...

Bunu söyleyen Kılıçdaroğlu'nun, bu yakıştırmayı yapmadan biraz geriye bakarak kendisinin CHP Genel Başkanlığı'na nasıl geldiğini bir düşünmesi gerekmez mi?

Deniz Baykal, çirkin bir kaset olayı ile olayı ile CHP Genel Başkanlığı'ndan uzaklaştırılmadı mı?

Kılıçdaroğlu da, yine bu çirkin kaset olayı ya da "kaset darbesi" ile CHP Genel Başkanlığı'na çirkin gelmedi mi? Daha açık bir ifade kullanmak isterdim ama, buna terbiyem izin vermez...

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun görevi bırakmasını isteyen kişi, Türkiye'de ilk kez, halkın yarısından fazlasının birebir oyları ile seçilen Cumhurbaşkanı'dır...

Deniz Baykal'ı çirkin bir "kaset darbesi" ile görevden uzaklaştıran ve aynı "kaset darbesi" ile Kılıçdaroğlu'nu, CHP Genel Başkanlığı'na getiren irade kimdir acaba?

Kılıçdaroğlu, o makama gökten zembille mi indi?... Yoksa Okyanus ötesinde esen bir rüzgarla mı?

Siyasi ahlaka, hangisi daha uygundur?

Çirkin bir kaset olayı ile CHP Genel Başkanlığı'na gelmek mi; yoksa, halkın birebir oyları ya da halkın iradesi ile devletin başına getirilen bir Cumhurbaşkanınisteği ile görevi bırakmak mı?

Kııçdaroğlu, belki anlamakta zorlanabilir ama; bu olay CHP ve HDP'nin kazanlarının ateşe konmasının başlangıcıdır...

Bu olay, erken bir seçimle, Başkanlık sistemi ve bu sisteme uygun bir anayasanın yoluna açan sert bir adımdır bence..

cdenizkent