‘Savaş, İsa’yı reddetmektir’

Bu cümle, İkinci Dünya Savaşı’nı konu alan bir filmde geçiyor. Sözlerin sahibi bir piskopos… Savaşın korkunç yıkımı, insanlara çektirdiği büyük acılar, ana-babasız kalan yetimler, öksüzler karşısında bu sözleri sarf ediyor. (SAT7 TÜRK, 30 haziran 2017 )

Tabii “savaş Musa’yı da reddetmektir”.

“Muhammed’i de reddetmektir”.

Çünkü Peygamberler, savaştırmak için değil, barıştırmak için gelmişlerdir.

Gelin görün, çelişkiye bakın ki en büyük felaketleri getiren savaşlar onlar adına yapılmış ve yapılmaya devam etmektedir.

“İslam adına” terör örgütleri, teröristler türedi… “Cihadcıyız” diyorlar… Hemen her gün dünyanın bir yerinde ürkütücü eylemler yapıyor, hem kendilerini hem de masum insanları katlediyorlar… Geçen hafta İngiltere’de, ertesinde Filipinler’de, sonra başta Mısır, Afrika’nın fakir ülkelerinde, dün Irak’ta, bugün Afganistan’da…

Defalarca Türkiye’yi de hedef alan bu “cihadcı” terör sürüp gidiyor.

Bu “cihadcı”lar ve diğer terör örgütleri, “İsevî”, “Musevî”, “Muhammedî” olduğunu iddia eden bir takım devletlerce desteklenmese yaşayabilirler mi?

Kendilerinin silah fabrikaları olmadığına göre, ellerindeki silahları bunlara kim veriyor?

Her yıl, dünyada silaha harcanan para 2 trilyon dolar… Bunun üçte birine yakınını, 600 milyar dolarını sadece Amerika harcıyor.

Bu silaha harcanan paranın gerekçesi de gayet masum: Savunma!

Herkes “savunmada”!

Herkes savunuyorsa kim saldırıyor, kardeşim?

Herkes birbirini kandırıyor…

En başta kendilerini!

İsa’ya, Musa’ya, Muhammed’e inandığını iddia edenler samimi olsalardı, kendilerini kandırmasalardı, ilk işleri o silah fabrikalarını kapatmak olurdu.

Kapatmak ne demek?

Daha fazla çalışsın, daha öldürücü silahlar üretilsin diye destekleniyor, silah satış anlaşmaları yapılıyor.

ABD Başkanı Donald Trump, ilk dış gezisini en büyük silah müşterisine yapıyor: Suudi Arabistan’a!

Hz. Muhammed’in öz ülkesi, “barış dini”ni yaydığı topraklar, Hz. İsa’nın en büyük taraftarı ülkeden milyarlarca dolarlık silah siparişi veriyor!

Hale bakın!

Peygamberler ne dedi; güya takipçileri nereye geldi?

Yahu, bi gidin Allah’ınızı severseniz!