Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Eylül '17

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

"Savaşçı" Yeni Sezona Kan Kaybederek Başladı!

"Savaşçı" Yeni Sezona Kan Kaybederek Başladı!
 

Savaşçı için ilk eleştirim "o.... çocuğu" küfrünün kullanımı ile ilgili. İçinde kadın olan küfürlerden artık bi vazgeçseniz. Ve gelelim diğer notlarıma...


Geçtiğimiz sezonu karşısında Survivor gibi güçlü bir rakip varken bile Total'de 6,75 reyting ile kapatan ve 6,25 altına ancak karşısında maç olduğunda düşen Savaşçı, dün akşam 5,29 reyting alarak birinciliğe oturdu.

Çocuklar Duymasın 4,64 ile ikinci, Rüya ise 2,73 ile dördüncü sırada yer aldı.

Gelelim AB'ye...

Savaşçı geçen sezon boyunca oturduğu aralığı korudu ve 4,58 reyting ile 2. sırada yer aldı.

5,39 ile Çocuklar Duymasın AB'de birinci olurken, Rüya 1,87 reyting ile 10. sırada yer aldı.

Sonuç olarak...

Hemen söyleyeyim, Rüya'ya yakın zamanda elveda deriz, net bilgi.

Bu kadar dayanması bile bence mucize zira yazın en kötü, en özensiz dizilerinden biriydi.

Savaşçı'nın Total'de eski rakamlarına geri dönebileceğini düşünüyorum.

Zira yeni kadroya eklenen Koray Şahinbaş'ın canlandırdığı doktor terörist karakteri oldukça başarılı.

İlk bölümdeki gibi kötü karakteri gerektiği gibi çalıştırırlarsa bence hikaye yürür.

Çocuklar Duymasın ise bu rakamları korursa devam eder.

Ancak bu noktada her iki dizi için de, henüz devreye girmeyen Star TV'nin Türk Malı  ve rengini pek de açık etmeyen ATV belirleyici olacaktır.

Tabi TV8 faktörünü de unutmamak gerekir.

Zira "O Ses Türkiye" ve "Yetenek Sizsiniz" sonra da "Survivor" yayına çıkınca dengeler ister istemez değişecektir.

berk oktay

 

Ve Savaşçı Yeni Sezon İlk Bölüm Notlarım

Dün akşam Savaşçı 11. bölüm ile ekrana geldi.

Dizinin yönetmeni değişti; Volkan Kocatürk gitti, Murat Saraçoğlu geldi.

Açıkçası bütün savaş temalı diziler arasında performansına en bayıldığım yönetmen Volkan Kocatürk'tü.

Ve bence Savaşçı için büyük bir kayıptı.

Savaşçı'ın bu kaybını İsimsizler kazanıma dönüştürdü ve Emre Konuk gitti yerine Volkan Kocatürk geldi.

Tam da bu nedenle İsimsizlerin yeni sezon ilk bölümünü pek bir merakla bekliyorum.

Gelelim yeni yönetmen Murat Saraçoğlu'na...

En son Fazilet Hanım ve Kızları'nın yönetmenliğini yapmış olsa da, kendisini en iyi Karagül dizisinden hatırlarsınız.

Yani aslında ağır dramda ve entrikada oldukça başarılı bir yönetmendir.

Filmografisine baktığınızda da genel olarak aksiyondan uzak işler çektiğini görürsünüz.

Sonuç olarak Savaşçı, Murat Saraçoğlu'nun alışkanlıklarının çok dışında bir tür.

Bu alışkanlık dışında olma hali açıkçası ilk bölümde bir çeşit kendini ispat etme çabasına dönüşmüş.

Yani özellikle şu helikopter düşürülme olayından hastaneye kadar geçen süreçte, aksiyon mevzusu fena halde abartılmış.

Ben buradayım diye bas bas bağırdı.

Yönetmenin reklam panosu kıvamındaki sahneleri, ne yazık ki izlerken zaman zaman hikayeden kopmamıza neden oldu.

Mesela o teroristlerin dağ bayır pusu kurmak için yürüdükleri sahneler, bence harekete fazla boğulmuştu ve yorucuydu.

Oysa tam tersi helikopter sahnelerinin özellikle ilk anlarında, askerin endişesi görsel anlamda muazzam verilmişti.

Askerlikten devamlı kaçan ve aslında biran önce o görevden de kurtulmak isteyen Doğan Bayındır'ın; panik halleri, kapana kısılmış hissiyatı izlerken bana çok iyi geçti.

Hatta bende daraldım desem yeridir.

Sonra hastane camından teröristin peşinden atlayan iki askerin, atlama anlarında sıçrama kullanmaya ne gerek var.

Ya da doktor'un sinirlendiği esnadaki halleri, neden hızlı okunmuş?

Demem o ki, bazı hareketler ve dokunuşlar bu konseptteki işlerde tabi ki yapılır ama yapılma nedeni duyguyu desteklemek için olmalı.

Bakınız helikopter sahnesi...

Öbür türlü gereksiz kullanılınca, izleyiciyi hikayeden kopartarak, bakın bu bir dizi ve burada da bunu çeken bir yönetmen var diye sahneler bağırıp duruyor.

Mevzu ister istemez "vay efekte gel", "ne şık hareket o öyle"ye varıyor ki, bu sadece yönetmene yarar, diziye değil.

Bu arada Doğan Bayındır karakterine de oyuncusunu da bayıldım.

Her sahnesini keyifle izledim.

Doyamadım desem yeridir.

Savaşçı kadrosuna yeni katılan bir diğer isim de Onuryay Evrentan.

Arazi sahnelerinde yüzünü bir şeyle boyamışlar mı, bana mı öyle geldi anlamadım.

Ten rengi bir garipti...

Bir diğer sorunuysa, lehçeydi...

Onuryay EvrentanHalam Geldi filminde de aynı lehçeyi kullanmıştı ve açıkçası ben orada da kullanış şeklinden pek hoşlanmamıştım.

Zira fazla gırtlağa abanıyor ve bu abanma da "ben mış gibi yapıyorum" diye bas bas bağırıyor.

Yani kulağa eklektik ve yapay geliyor.

Yukarıda da yazdım, Doktor karakteri bence çok başarılı.

Net, altı dolu ve istikrarlı.

Ve tıpkı Doğan Bayındır gibi her sahnesini izlemek bana keyif verdi.

Diyaloglarını genel anlamda beğendim.

Sadece bir diyaloga itirazım var, o da...

"Einstein'ın beynini incelemişler. Herifin beynini salam gibi dilim dilim edip incelemişler. Çünkü bilimsel merak böyledir. Napolyon'un özel bölgesi, Lenin'in iç organları... Tıpta ayıp olmaz, tıp böyledir, tıp merak eder, inceler, bakar, eder. Belki bende Albay'ın kalbini incelerim."

Allah'ın teröristi "özel bölge" der mi yoksa...

Boşluğu siz doldurun...

Ya bipleyin ya da kullanmayın, böyle mahalle arası ağdacı ağzı biraz komik oluyor.

Yıldız Çağrı Atiksoy'un sıfır mimik oyunculuğu, beni pek bir rahatsız ediyor.

Kendini mi kasıyor yoksa mimikleri gerçekten mi yok anlamadım.

Bir dizide olsun farklı bir halini hiç görmedim.

E o zaman da bunun adı oyunculuk  mu oluyor, işte orası tartışılır.

Sonra helikopter düşünce ve haber ailelere gelince, herkes endişelendi.

Sonunda da hastaneye kaldırıldılar.

Ve Doktor, "biraz dinlensinler, sakinleştirici verdik zaten" dedi.

Bayram'ın karısı hamile, kadına nasıl sakinleştirici verildi, bilemedim.

Devamlı ana karakterlerin "o.... çocuğu" demesi, pek bir sinir bozucu.

Her ne kadar ses kapatılsa da, ağız hareketlerinden anlıyoruz.

Şu içinde kadın olan küfürlerden artık keşke bir vazgeçseniz.

Biz insanların ağzından bunu silmeye çalışırken, dizide devamlı bu cinsiyetçi yaklaşım, hele hele de iyi karakterlerin ağzında pek de hoş durmuyor.

Her fırsatta "cennet anaların ayakları altındadır" diyen ve inanan bir toplumda, bu kadar çok "o... çocuğu" küfrünün kullanılması, bana biraz iki yüzlülük gibi geliyor.

Yani demem o ki, küfür konusunda daha kreatif şeyler bulabilirsiniz diye düşünüyorum.

Sonuç olarak Savaşçı yeni sezona bazı ufak tefek sıkıntılar haricinde iyi başladı.

Daha da iyi olacaktır.

Ben Savaşçı'nın gereksiz hamasi söylemler kullanmamasını seviyorum.

Zaafları olan Doğan Bayraktar gibi bir karakterin sahneye çıkması güzel hamleler.

Ayrıca Doktor ve diyaloglarının vaat ettikleri heyecan verici.

Şu Berk Oktay'ı her koşulda, düşen bir helikopterde bile yakışıklı göstereceğim sevdasından biraz olsun vazgeçilebilirse, kötüler kadar iyiler de Doğan Bayındır gibi zaafları olan karakterlere dönüşebilirlerse, Savaşçı'nın yeni sezon yolculuğundan umutluyum, net bilgi.

********************************************************

Televizyon, sinema, yaşam, patiler, ilişkiler ve sokaktaki hayat üzerine diğer yazılarımı okumak istiyorsanız, http://www.bibaksana.com.tr adresli bloguma uğramayı unutmayın. :)

********************************************************

Bana ulaşabileceğiniz linkler:

Bibaksana: http://www.bibaksana.com.tr/

Bibaksana facebook sayfası: https://www.facebook.com/bibaksanablog

Bibaksana instagram sayfası: https://www.instagram.com/bibaksanablog/

Bibaksana Twitter sayfası: https://twitter.com/bibaksanablog

Bibaksana Google+ sayfası: https://plus.google.com/+BibaksanaTrblog

Bibaksana pinterest sayfası: https://tr.pinterest.com/bibaksanablog/

Bibaksana linkedln sayfası: https://www.linkedin.com/in/bibaksanablog/

Bibaksana tumblr sayfası: https://www.tumblr.com/blog/bibaksana

 

 
Toplam blog
: 172
: 1971
Kayıt tarihi
: 08.06.06
 
 

Okur, gezer, izler ve yazar...                 ..