Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Eylül '18

 
Kategori
TV Programları
 

"Sen Anlat Karadeniz" Çok İzleniyor Çünkü...

"Sen Anlat Karadeniz" Çok İzleniyor Çünkü...
 

Sen Anlat Karadeniz dizisinin oyuncu performansını beğeniyor muyum?
Hayır.
Hatta bence büyük bölümü çok kötü performans sergiliyor.

Peki dizide acayip mantık hataları var mı?
Var ötesi, hatta zirve bile diyebilirim.
Ama baştan söyleyeyim; bu yazıda Sen Anlat Karadeniz'in mantık sorunsalı ile ilgili ayrıntılarına girmeyeceğim.
Öyle ya; izleyip bırakanlar da, izlemeyenler de aslında neyin ne olduğunu biliyorlar.

Lakin...
Tüm bu çalışmayan yerlerine rağmen bu dizi, benim açımdan yine de ilgi çekici olmayı başarıyor.
O yüzden de izliyorum.

İzleme nedenin ne diye sorarsanız, hiç düşünmeden "izlenirliği" derim.
Çünkü kullandıkları tekniği, ne zaman bozacaklarını fena halde merak ediyorum.

Yukarıdaki cümlede "teknik" dediğim kısımla ilgili ayrıntı vereceğim ama şimdiden söyleyeyim;
Ne zaman olur bilmiyorum ama Sen Anlat Karadeniz bu yolda gittiği sürece, tüm olumsuzluklarına rağmen Çarşamba günü saat 20:00 dedi mi, ATV karşısına geçen kitleyi ellinde tutar, net bilgi.

Daha önce de yazmıştım; dizinin ilk bölümünden sonra reytingler gelince, tüm sektör bir iki gün duvarda bulduğunu noktaya boş boş baktı diye...

Bense hiç şaşırmadım.

Zira ilk önce; gün ve hafta anlamında doğru hamle yaptılar.

Bu ATV 'nin başarısı...

Çarşamba gününün haftalardır değişmeyen galibi Diriliş Ertuğrul, o hafta yayına 73 dakika geç başladı.

Kanal D 'nin kadın hikayeli dizisi Meryem 'in reytinglerde 3 bandına indiği haftalardı.

Dolayısıyla...
Ne izlesem diye ekran karşısına oturan kitle, o boşlukta doğruca Sen Anlat Karadeniz 'e kaydı.

Yani...
Sen Anlat Karadeniz yolculuğuna şahane bir hamle ile başladı.

Bir diğer etken için ise; "ilk bölümde dallanıp budaklandırmadan, saçma sapan karakter sayısına boğmadan, yan hikayeleri sokmadan, ne anlatacaklarını direk söylemeleri"  diyebilirim.

Geçen haftalarda yazmıştım Amerika'da proje satmak "logline'dan geçer" diye.

Bir ufak hatırlatma yapayım;
Logline;  uzun, orta ve kısa metraj filmlerin, televizyon programlarının, dizilerin ve hatta romanların içinde geçen tüm olay örgüsünü, anlatılan hikayenin dinamiğini ve kurgusunu açıklayabilen, maksimum 30 kelimeden oluşan cümledir.

Logline'ı yazdığınızda, okuduğunuz o şey sizi etkilemiyorsa, yeniden denemeli ve "güçlü bir matematiği" hikayenin kurgusuna yerleştirene kadar devam etmelisiniz.

Olmuyor mu?
O hikayeyi kaldırın çöpe atın.
Diye yazmış "Kuzuların Sessizliği" filminin logline'ını örnek vermiştim.
Genç bir FBI ajanının, bir seri katili yakalamak için hapisteki manipülatif bir katile güvenmesi gerekir.

Ve aşağıdaki cümleyi kurmuştum...
İnanın bana, farkında olarak ya da olmadan logline'ı ortaya koymayı başaran senaryolar; kimi zaman kötü işlenmiş olsalar bile, şahane ötesi oyuncuları olmasa bile, teknik anlamda saçmalasalar bile,  mantık hatalarına sahip olsalar bile, ÇALIŞIR.
Bakınız Sen Anlat Karadeniz 'e...

Şimdi de Sen Anlat Karadeniz'in logline'ına bakalım;

Kendisine şiddet uygulayan adamın yanından kaçan genç bir kadın ile yanına sığınmak zorunda kaldığı Karadenizli bir adam birbirlerine aşık olur, artık hem genç kadının peşine düşen adamı aşmak hem de aşklarına karşı çıkan ailenin engellemeleriyle başa çıkmak zorundadırlar.

Hadi gelin şimdi de Titanik filminin logline'ına bakalım...

Farklı sosyal sınıftan genç bir kadın ve bir adam birbirine aşık olur, artık hem genç kadının kötücül, zengin nişanlısını aşmak hem de talihsiz bir şekilde batan gemide hayatta kalmanın bir yolunu bulmak zorunda kalırlar.

Biri sinema filmi, biri her hafta yaklaşık üç saat ekranda kalan bir dizi...
İşte tam da bu noktada "Sen Anlat Karadeniz" dizisi benim için ilgi çekici hale gelmeye başlıyor.
Zira bunu bilerek mi başardılar yoksa denk mi geldi bilmiyorum ama...
Tüm hikayeler hatta yan karakterlerin hikayeleri bile; Tahir, Nefes ve Vedat üzerinden yürüyor.

Bence dizinin en büyük sırrı da bu...
Yani...
Doğru logline'ı konumlandırıp, her sahneyi ana karakter üzerinden çalıştırmak.
Bu sayede de; ister seksen yaşındaki teyzeye,  ister 18 yaşındaki genç kıza dizinin ne anlattığını sorun, hiç düşünmeden bir iki cümle ile şak diye anlatırlar.
Hatta yan hikayeleri de anlatırlar.
Çünkü yan hikayeler de ana hikayenin sonuçları...

Aslında bu konuda çok yazı yazdım.
Hiç değilse ilk üç bölüm yan karakterlere ana karakterden bağımsız hikaye açmayın,
Her şey ana karakter için olmalı diye diye dilimde tüy bitti.
Bana ne mutfaktaki hizmetlinin hikayesinden, kadın dedikodularından ya da teyzenin, dayının, kız kardeşin ne yaşadığından?

Şöyle bir yabancı dizilere dikkat edin...
Ana karakterler hep vardır ama yan karakterler, ana karakteri etkileyecek bir olaya neden olur ya da olayı çözerler.
Bu esnada bir iki bölüm görünürler.
Sonra üç, beş hatta daha fazla bölüm yok olurlar.
Seyirci bu yokluğu asla hissetmez.
Sonra yine ana karakter için önemli bir olayda ortaya çıkarlar.
Çıktığında da "aaaaa neredeydi bu" demeyiz.
Çünkü senaryo illüzyonu gereği; izleyici ana hikayenin peşine takılır.
Ve herkes gerçekten olması gerektiği için oradadır.

Biz de ise baştan belli sayıda oyuncu ile anlaşılıp, o oyunculara da her bölüm sahne yazma, dolayısıyla da her bölüm para garantisi verildiği için, o yan karakterlere gereksiz de olsa sahne yazılması gerekiyor.
Dolayısıyla yan hikayelerin yazılması mecburi hale geliyor.
Bu sayede de ana hikayeden yeniyor.

Sen Anlat Karadeniz dizisinde ise; yan karakterlerin başına "ana üç karakter" üzerinden dert açılıyor ve yine "ana üç karakterler üzerinden" o dert çözüyor.

Mesela...
Dıdısının dıdısı olan Murat ile Nazar'ın şu an çektiği kavuşamama hikayesi bile Nefes ile Tahir yüzünden.
Mustafa, Vedat'ın kumpası yüzünden içeri giriyor.
Asiye'nin o sırada çektiği acı, yine Nefes ve Tahir yüzünden başlarına açılan derdin sonucu...
Ve Nefes'in hamlesi ile Mustafa hapisten çıkıyor.
Mercan'ın yatalak olmasının nedeni Tahir'e dolayısıyla da Nefes'e bağlanıyor.
Nalan, kızını bu hale düşüren Tahir ve Nefes'ten nefret ediyor.
Asiye, Nefes ile Tahir yüzünden Vedat tarafından kaçırılıyor.

Her karakterin başındaki sorun da, çözüm de, ana karakterden bağımsız değil.
Bilakis ana karakter yüzünden.

Soru şu; bir dizinin en büyük takip nedeni nedir?
Cevap basit; ana karakterler...

Sonuç...
Bir dizi yapıyorsunuz.
Ve üç buçuk saat boyunca ana üç karakterin görünmediği sahnelerde bile, bu üç ana karakteri GİZLİ ÖZNE yapıyorsunuz.
NOKTA!

Sanırım dağılabiliriz.
Tabi bu tekniği ne kadar koruyabilirler bilemiyorum.
Ancak 23 bölüm korumayı başardılar.
Dolayısıyla da; eski senaristleri de, yeni sezonda gördüğüm kadarıyla iki bölümdür korumayı başaran yeni senaristleri de, tebrik etmek gerekiyor.

Bunun üzerine mantık hatalarını azaltabilirlerse, ki yeni ekipte bu konuda akıllara zarar bir performans sergiliyor,

Biraz da oyunculuklara müdahaleler yapılsa, Sen Anlat Karadeniz çok daha iyi olacaktır.

Gelelim diziyle ilgili itirazıma...

İçim kıyıldı artık bu Türk dizi sektöründeki ego savaşlarından, herkesin "ben yaptım" demesinden, net bilgi...

Mesela Öyle Bir Geçer Zaman ki dizisi...
Kanalın o zamanki yöneticilerinden tut, yapımcısına hatta uygulayıcı yapımcısına kadar "Öyle Bir Geçer Zaman ki'yi ben yaptım, bu hale ben getirdim" demeyen, ekipten tek bir kişiye bile rastlamadım.
Ha bir tek senaristin dediğini duymadım, sanırım trajikomik olan da bu.

Keza Muhteşem Yüzyıl içinde aynı şey söz konusu.

Bu sektörde iş batarsa senarist batırmıştır, iş çıkarsa yapımcı ya da kanal yöneticisi yapmıştır.
Gerisini siz düşünün.

Neremiz doğru ki...
Sen Anlat Karadeniz'de de böyle bir durum söz konusu...
Gözüme uzun zamandır batıyordu, bugün yazmadan geçemeyeceğim.

Konu; jenerik sıralaması...
Dünya normlarında sıralama bellidir.
Meslek etiği gereği de bu sıralamaya uyulması şarttır.

Biz de yapımcılar kendilerini her şeyin üzerinde gördükleri için, boş arazide dört nala koşan başıboş at misali ortalıkta takılıyorlar ama işin aslı öyle değil.

Neden mi bahsediyorum?
Buyurun izleyin bakalım... (1)
Sıralama nasıl; müzik, senaryo, 2. yönetmen, yönetmen ve yapımcı...

Olmaz...
Zaten memlekette meslek birliği olmadığı için her türlü hak önce yapımcıya sonra kanala teslim ediliyor.
O da yetmiyor,,,
Yapımcının adı yönetmen ve senaristin altında yazması gerekirken en tepeye yazılıyor.
Hatta 2. yönetmenin adı bile senaristin üstüne yazılıyor.

Fiyasko...
Büyük ayıp...
Ve bence HADSİZLİK...

Bu ne arkadaş?
Meslek etiği nerede?
O kadar üstün yeteneklere sahipsen, sen yaz.
Her şeye dokunuşların var diye, sen senarist ve yönetmenin üzerinde yazılamazsın ki...

Ha para senin diye, yazdırabilirsin ama yerin orası değil.

Bakın,,, Amerika'da senaryo koordinatörleri vardır.
Bu adamlar senaryoyu senaristlerden iyi bilirler, sadece senaryo yazamazlar.
O şahane dediğimiz işlerde o koordinatörlerin yönlendirmeleri olmasa, emin olun o işler de olmazlar.
Ama adları senaristin üzerinde yazmaz.
Çünkü senaryo yazmak yetenek işidir.
Tıpkı bir sporcuyu yetiştiren antrenörün, adının sporcunun üstünde yazamayacağı gibi...
Çünkü yetenek sporcuya aittir.
Antrenör onu doğru yönlendirdiği için başarılıdır.
Başarılı olmak, bulunabilir bir özelliktir.
Lakin "yetenek" NADİDEDİR.

Bir başka örnek daha...
Erkenci Kuş...  (2)
Bu da olmaz...
Hikaye sahibinin adı, senaristlerin üzerinde yazamaz.
Meslek etiği bunu gerektirir.

Keza bırakın hikayeyi, kitap uyarlamalarında bile, eser sahibinin adı senaristin altında yazar.

Bizde her şey ters.
Hoş,,, yapımcılar senaristlerin uzun zamandır yerini alıyordu ama yönetmenin üzerine adını yazdırmaya neden olan bilinç kaybı ilk kez yaşanıyor.

Tabi dün senaristin üzerinde yazan, bugün de yönetmenin üzerinde adını yazar.
Ona müsaade eden yönetmene de, sessiz kalan meslek birliğine de helal olsun.
Böyle devam edin.

Bu arada daha önce bu jenerik sıralaması ile ilgili, içinde hem Türk hem de yabancı jenerik video örneklerin olduğu bir yazı yazmıştım.
Onu da buraya ekliyorum...
Merak edenler bakar.

http://www.bibaksana.com.tr/artik-yapimcilar-bir-yerini-bilse-de-su-jeneriklerde-senaristlere-haklari-teslim-edilse

(1)- https://youtu.be/d5ycMM9gM0w

(2)- https://youtu.be/2w8iTgpGcbQ

 

Ve Sen Anlat Karadeniz'in 26.09.2018 tarihli reytingleri...

Sen Anlat Karadeniz dün gece Total'de 12.82 reyting, AB'de 6.41 reyting ile iki kategoride de lider oldu.

**********************

Blog'uma da beklerim. :)

http://www.bibaksana.com.tr/

 

 

 
Toplam blog
: 172
: 1971
Kayıt tarihi
: 08.06.06
 
 

Okur, gezer, izler ve yazar...                 ..