- Kategori
- Aşk - Evlilik
“Sen benim Dulcinea’msın”
…”Ağız Venüs’tür, çünkü aşk öpücükleri ve sözcükleri oradan geçmektedir.”
M. Foucault, Kelimeler ve Şeyler.
Mutlu aşk yazıları neden yazılmaz?
Ya da nasıl yazılır?
Yazılırsa da neden okuyucusu mutsuzluk yazılarından daha azdır?
Mutlu aşk, gün batımından önce karşınızda dalgalarıyla sakin sakin salınan uçsuz bucaksız masmavi bir deniz gibidir.
Huzurdur; yarı baygın ya da yarı sarhoş bir huzur hali…
Bazen sürekli hafif gülümseme halinizle inanamazsınız bu huzurun varlığına, dinginliğe…
Normal gelmez size bu huzur hali, bir bit yeniği arayışına dahi girdiğiniz olur. Fark ettiğinizde kendinize kızarsınız…
Bir hoşgörü yayarsınız hep, kıskançlık semtinize uğramaz uğrasa da en fazla esprisidir.
Konuşur konuşur, öpersiniz; sesinizin dahi değiştiğini, giderek yumuşadığını fark edersiniz. Öptükçe konuştukça değişir güzelleşirsiniz, bu her yönden fark edilir, her yöne yayılır.
Sürekli konuştuğunuzda olur, sürekli öptüğünüzde. Bazen konuşma aralarında ya da o konuşurken boynunda ensesinde veya ellerindedir öpücükleriniz.
Sustuğunuzda içiniz konuşuyordur, gözleriniz hiç susmaz.
Gözlerinde gördüğünüz sevinç ışığını hep çok parlak tutmak istersiniz, o ışık sizin hayat kaynağınızdır, gülümsemenizdir.
Aşk sonsuz bir huzurdur, Homeros’un hikayesinin aksine iktidar olmama haline ulaşıp koruyabildiğinizde hep size gülümser.
Mutlu aşk sonsuz barış halidir, onda savaşın hükmü geçersiz kılınmıştır.
O, çocuksu, sonsuz kendiliğindenliklerden beslenir.
Birden döner onu tam karşınıza alır kalabalığı hiç umursamadan hasretle, öpüverirsiniz nedensiz, varlığına teşekkürdür.
Dünyada hiçbir şey yalnız kalmak için yaratılmış değildir.
Mutlu bir aşka dair ne kelimeler dökersek dökelim, tüm o kelimeler, güneşin altında bir mum yakmak gibidir…
*Dulciena: Donkişot’un yanılsaması!!