Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ocak '13

 
Kategori
Çocuk Psikolojisi
 

"Sen benim kim olduğumu biliyor musun?"

"Sen benim kim olduğumu biliyor musun?"
 

İnternet'ten aldım "galeri.uludagsozluk.com"a teşekkürler. A.AK


Bir 23 Nisan günü Bernard Shaw’ın dedikleri dikkatimi çekmişti Shaw diyormuş ki; “Annem yalan söyledi… Dadım yalan söyledi… Öğretmenim yalan söyledi… Bana söylenenlerin tam tersi bir dünyada ne yapılabileceğini ben nereden bilebilirim ki?..” 
 *
Bir başka değerlendirmesinde de Shaw; “Sorun çaresizlik değil, isteksizlik… İsteksiziz, çünkü çocuklukta bize uygulanan ilk şey içimizdeki isteği öldürmektir.” diyor.
 *
Evlat yetiştirmek üzerine ilginç ve bir o kadar da yerinde değerlendirmelerini, basit ama çarpıcı ifadelerle anlatan George Bernard Shaw, 1856’da İrlanda’da doğmuş, 1950’de İngiltere’de ölmüş. Oyun yazarı olarak ünlendiğini biliyoruz. Altmıştan fazla oyuna imza atmış. Hem 1925'te Nobel Edebiyat Ödülü'nü hem de 1938'de Pygmalion için Oscar'ı alarak, bu iki ödülü de alabilen ilk ve tek insan olmuş Shaw. Tam 94 yıl yaşadıktan sonra 1950'de ağaçtan düşmüş ve bunun sonucu yaralanarak ölmüş. Çocuklara özen gösterilmesi gerektiğini ısrarla vurgulamış olan Shaw’ın bu kadar uzun ve sağlıklı yaşamış olmasını çocuklar gibi yaşayabilmiş olmasına mı bağlamak gerekir acaba?..

23 NİSAN; ATATÜRK VE ÇOCUK SEVGİSİ

Bursa’da kendisini karşılayan çocukları görünce Sevgili Atatürk şöyle söyler:
“Çoğu ailelerde öteden beri çok kötü bir alışkanlık var; çocuklarını söyletmez ve dinlemezler. Onlar sözlerine karışınca ‘Sen büyüklerin konuşmalarına karışma’ der, onları sustururlar. Ne kadar yanlış, hatta zararlı bir hareket! Hâlbuki tam tersine çocukları serbestçe konuşmaya, düşündüklerini, duygularını olduğu gibi ifade etmeye teşvik etmelidir. Böylece hem hataları düzeltmeye imkân bulunur hem de ileride yalancı ve riyakâr olmalarının önüne geçilmiş olur. Kısacası çocuklarımızı artık düşüncelerini çekinmeden, açıkça söylemeye, içten inandıklarını savunmaya, buna karşılık da başkalarının samimi düşüncelerine saygı göstermeye alıştırmalıyız.” (Hasan Rıza Soyak, “Fotoğraflarla Atatürk ve Atatürk’ün Hususiyetleri” 1965, s. 78-79)
 *
Sözümüzü Bernard Shaw’la açtık, onunla sürdürelim; biraz çocuklaşabilmek, tebessüm edebilmek ve ifade özgürlüğünün ne olup ne olmadığını da anlayabilmek için...
Bernard Shaw, Pygmalion oyununun galası için Winston Churchill'e bir davetiye gönderir ve klasik İrlandalı alaycılığı ile şu notu da ekler:
"Davetiye iki kişiliktir. Bir dostunuzu da getirin, eğer varsa..." :)
Churchill bunun üzerine yıldızının hiç barışmadığı ama görüşmekten de kendini alıkoyamadığı Bernard Shaw'a şu notu gönderir:
"Galaya değil ama ikinci oyuna gelirim, tabii sahnelenirse..." :)
 *
Çocuğun gelişmesinde en önemli faktör, küçükken ne derece umursandığı, kale alındığıdır. Doğan Cüceloğlu öğretmenden öğrendim; çocuğumuzla göz göze gelebilecek şekilde, onun hizasına iniyor muyuz? İnmiyorsak, çocuk pek kale alınmadığını düşünür.
Örneğin onunla beraber yürürken yürüyüş hızımızı onun yürüyüş hızına göre ayarlıyor muyuz? Ayarlamıyorsak, pek de kale alınmadığını hisseder.
Umursanmak yalnız ailede değil, iş yaşamında da önemlidir.
Birbirini selamlayan insanlarla, asansörde birbirinin yüzüne baktığı halde hiçbir şey söylemeyenler arasında fark var.
Trafikte de, “Sen yoksun, umurumda değilsin!” mesajını vererek araç kullanan sürücüler dolu!... Kurallara uyarak araba kullanmayı bir tür “saflık, zayıflık” olarak gören bir kültür yaratmışız diyor Cüceloğlu.
 *
Çocukluğunda, “Sen varsın, sen değerlisin” mesajını ailede, okulda, sokakta, toplumda çokça alan çocuk, kendisinin değerli olduğuna inanır, öz güveni sağlıklı gelişir. Böylece öz saygı edinen kişi, karşısındakini de değerli görme tavrı içinde olur. Mevki ve görevi ne olursa olsun, umursanmak için “Sen benim kim olduğumu biliyor musun?” tavrı içinde olmaz.
 *
Eline fırsat geçince umursanmamışlığın acısını çıkarmak, insanlar için doğal bir davranıştır:
(Cüceloğlu Doğan, Keşke'siz Bir Yaşam İçin İletişim, 28. Basım  (s.92), Remzi Kitabevi, İstanbul, 2007.)
 *
Büyük düşünürler ifade özgürlüğünün çocukluktan başladığını biliyorlardı..
Anladığım şu ki;

“Çocuklarımızı kuzu gibi büyütmeyelim, ileride koyun gibi güdülmesinler.” (Anonim)

 
Toplam blog
: 276
: 1102
Kayıt tarihi
: 19.11.12
 
 

Evli, 2 evlat babası, 1965'te doğdu, inançlı, müziksever, insansever, yurtsever, iyi yüzer, ünive..