"Senin derdin dert midir, benim derdim yanında"

<ı>Şimdi yıllar öncesinin pişmiş konusu tekrar ısıtılıp 'gündem' diye önümüze getiriliyor.
"Yersen"...

Oysa kılık kıyafet kanuna uymak/uymamak mağdur edebiyatı eşliğinde daha önce işlenmiş ve konu kapanmıştı...


"Söyleyecek daha çok şey var ama ülkem bunları kaldırmaz...
Bazı şeyleri söylemek zaman istiyor...
Gerekirse belki siyaseti bıraktıktan sonra yaşadıklarımı kaleme almak suretiyle paylaşırım..."
Diyor Erdoğan.

Ben de diyorum ki;
Lütfen ne yaşadıysanız anlatın.
Yalvarıyorum...
Anlatın.

Siz bakmayın ülkenin çok yorgun olduğuna...
Siz bakmayın bu hale nasıl geldiğimize, getirildiğimize...
Siz bakmayın krizin nasıl geçtiğine, geçmediğine...
Siz bakmayın her gün bir başka kaos, bir başka gündemle uyandığımıza...
Siz bakmayın vatandaşın 'zehir zemberek' geçim derdine...

Sözümüz söz...
Gıkımız çıkmaz.
- Hem çıksa kaç yazar, öyle değil mi?

Kaldırır bu ülke, kaldırır.
Neler kaldırmadı ki...

Lütfen ne yaşadıysanız anlatın.
Yalvarıyorum...
Anlatın.

................................


<ı>Senin derdin dert midir, benim derdim yanında
Hiç kimsede gördün mü, böyle dert hayatında
Otur şöyle yanıma, dinle bak dertlerimi
Anlatınca ağlama, deşme benim derdimi

Beterin beteri var, haline şükret dostum
Yıllardır mutluluğun, her gün peşinden koştum
Daha bir çok derdimi, ben sana anlatmadım
<ı>Genç yaşta saçlarımı, boşuna ağartmadım
<ı>
Tanrım bile unutmuş, dertlerime dur demez
Bir insanın üstüne, bu kadar dert yüklenmez
Kaderim beni böyle, meyhanelere attı
Günahım neydi bilmem, beni böyle yarattı

Beterin beteri var, haline şükret dostum
Yıllardır mutluluğun, her gün peşinden koştum
Daha bir çok derdimi, ben sana anlatmadım
Genç yaşta saçlarımı, boşuna ağartmadım