Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Mart '07

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

"Seninle evlenebilir miyim?" diyoruz aslında

"Seninle evlenebilir miyim?" diyoruz aslında
 

"Eğer biz, insani bir bakış açısıyla, yaşanılabilir ve anlaşılabilir bir dünyanın oluşumu derdinde isek; bu dünya asla insanın kendisini yok sayan, ya da 'hiçliğe' iten bir yapıda olamaz. Hatta tanımı güç ve sadece etkileme amaçlı bir dünya da olamaz."

Evlilik düşüncesini hatırlatmak maksatlı ifade edilen, "vakti gelmek" veya "artık zamanı geldi" ifadelerini anlamakta hep güçlük çekmişimdir. Bu hatırlatma ifadeleri ne demektir? Neye göredir? Kime göredir? Nedir beslendiği kaynak? Geleneksel bir tutumdan kaynaklanan ezber midir? Ya da toplumun yazılı olmayan yasalarında yerini almış sosyal bir bakış açısı mıdır? Ataerkil toplumlara özgü bir duruştan mı beslenir?

Peki; henüz gerçekleşmemiş ve gerçekleşmesi muallak olan bir beklentiye geç kalmak düşüncesi nasıl hasıl olabilir insan beyninde ya da ruhunda? Ki bir şeyin gerçekleştiği an başlangıç değil midir o kişi için! Ömür dediğimiz şeyin uzunluk ya da kısalığının sayısal bir tanımı var mıdır ki başlangıç ve bitişinde bir geç kalmak olsun! Kim ölmek için yaşlıdır? Ya da kim ölmek için genç değildir?

Artık konuya girelim değil mi? "Ee nereye gelecen bunca soruların ardından?" gibi merak tadı bırakan sorunun cevabını tespit noktasında örnekleme ile irdeleyelim.

Dersin ki; "vaktim geldi, artık evlenmeliyim".

Ve adaylar aranır, adaylara bakılır. Sen bakarsın, senin adına sevdiklerin bakınırlar. Belirli uygunluk kriterleri göz önünde tutularak bayan ya da erkek için. Onlarca aday değerlendirirsin, ama bir türlü olmaz, olamaz bir türlü, hep bir şeyler eksiktir sanki.

-Neden olmaz?
-Nedeni yoktur. Olamıyor işte.

Aslında istediğin fazla bir özellik de yoktur, hatta belki de sıradandır beklentilerin. Ve hatta karşılaştığın adaylar beklentilerinin üzerinde dahi olabilir, ama yine de olmaz, eksik olduğunu düşünürsün birşeylerin, olmaz bir türlü.

"Buluşmak / bulmak / nasip" hayatımızn her anında cereyan eden bir durumdur, peki nerededir? Aranan yanındadır elbet, ama asla zorlanan yanında değildir. Bunu biliriz.

"Bir gün, bir yerde, bir şekilde, hiç aklında olmadığı bir anda, öylesine bir andayken, yani öylesineyken işte... Biriyle karşılaşırsın, tanışırsın, konuşursun. Ve düşünmeye başlarsın. Aslında tanıştığın kişi seni düşündürmeye başlamıştır. O kişi sana bir yuva, bir ev, bir çocuk, kısaca bir aile olmanın hayalini kurdurur. Ve onunla anlarsın ki, "vaktin gelmiştir."

Kısaca sen vaktinin geldiğini bilmezsin aslında, sevdiğin sana bildirir.

Mutluluklar dilerim.

-"Had" nedir usta?
-Susmaktır, en az konuşmak kadar susmaktır.

 
Toplam blog
: 50
: 618
Kayıt tarihi
: 20.03.07
 
 

  Yıldız yüklü gecelerde Üşüyerek beklerim. Canım tellere takılır, Ellerimde yüreğim. ..