"Sevgililerin gecesi Ay gibi parlak olmalı, gündüzü ise yıl kadar uzun" ...

Şiiri bol bir geceydi...

Kendisini, çağrılı olduğum Bartın’ın 18 nci Kitap Fuarı etkinliklerinde tanıdım. Ayaküstü tanıştık. Sonra buluştuk. Hem resimledim, hem konuştuk.

Kitap Fuarı için gelmiş. İsmi Kevser Atay. Hem sunucu, hem şair, hem de gazeteci. Şiir kitapları var. 2. baskısı yapılan “Sesin patlar tenimde” isimli kitabı ile ünlendi.

Uzun boylu, manken gibi vücuda sahip. Genç bir şair. Dur durak yok. Her yerden çağrılıyor. Kah şiir okuyor, kah sunuyor. Kendisi eğitimli sunucu. Ses tonu da mükemmel.

GENÇ ŞAİR VE SUNUCU KEVSER ATAY

Enteresan fikirleri var. Soruyoruz. Deştikçe, denizin dalgası gibi taşıyor, taşıyor. Anlatıyor da anlatıyor. Frene basmasanız, o dev dalgalar üzerinizden aşacak. Onun için konudan konuya giriyoruz.

Mesela diyor ki “ Ben minik bir kız çocuğuyken, düş'ün dalına yaprak olmayı öğrendim. Hep, çok çok konuşur, azar azar ölürdüm! Mevsimlerin böyle fakına vardım; geçip gitmek için gelirlermiş meğer. O kadar uç noktalara büyürdüm ki korunaksız uçurumlarda dokunulmaz çiçek olurdum, öylesine aykırı.”

Devam ediyor: “Yapma denilen her şeyi yaptım. Ünlemlerin uyarısına, soru işaretlerinin kaygısına, virgüllerin kısacık nefes alışına ve noktaların son oluşuna aldırış edemeyecek kadar ağır düşler besledim. Bir gerçek ne kadar güzel ve görkemli olabilirdi ki bir düşten? Doğumlardan ölümler çıkarı-yordum, eşit sonucu biz olan. Bizliğe ilk böyle adım attım”.

İşte “Sesin patlar tenimde” kitabındaki satırlardan: kitabından:

El gibi bakıyor yüzüme aynalar; dilimde, / Ezgisi çıplak şarkılar./ Son kuşlar da göç etti, mevsimler senden yana / Hangi buluta sarılsam, yağmur olur düşersin; / Gökyüzü artık dar gelir bana. / Ayaklanmış öfkeyim, sevdamın doruğunda / Dokunsam gülüşüne, sesin patlar tenimde. / Gizli bir yas gibi büyüyorsun içimde;
/ Ölümsüzlük olmalı, seni yaşamak sende

Hayattan çok şey istiyor Kevser Hanım. Ama daha tasnif edememiş. Bir an hiçbir istemediği de tutuyor. Biraz sert mizaçlı at gibi. “Bazı atların başı sert olur” diyor. Böyle diyor ama, göz ucuyla da çaktırmadan süzüyorum onu. “ Acaba anlattığı gibi mi” diyorum. Şair aklı bunlarınki. Her bir şeyi pat diye söylerler söylerler, sonra sıcak bir fısıltı duydular mı, peşine takılıp rüyalara uçarlar.

Aniden soruverdim “ Aşk nasıl bir şey. Bir ölçüsü var mı, metreyle mi, okkayla mı, dirhemle mi ölçülür, biçilir” diyorum.

Birden gülüveriyor. Gözlerinden bulutlar geçiyor ve dalgın dalgın bir an duruyor. Sonra tane tane söylüyor: “ Bir sevgilinin gecesi Ay kadar parlak, gündüzü de yıl kadar uzun olmalı”

Bu cevaptan sonra kendimi dürtüyorum bu sefer çaktırmadan. “ Ollum Muzo. Dediğin çıktı bak. Şair kısmısının atıp tuttuğuna bakma. Aşk konusunu gergef gibi işlemeğe, her dem hazırlardır. Ama, havalarına girmek lazım” diye geçirdim içimden.

Başka şiirlerinden de örnek verdi. Şiirleri farklı dillere çevrilen Lise ders kitaplarındaki öyküleri ile tanıdığımız şair yazar Tekin Gönenç’le buluşup röportaj yapmış. Çok heyecanlanmış.

Son olarak geçtiğimiz yılın son günlerinde sanat muhitinin Sazende buluşmalarında “ Şiir ve Türkü Dostları “ gecesinde tanınmış şairlerle, beraber proğrama katılmış.

Kevser Atay’ın sunuculuğu var. Yankıları hala devam ediyormuş. Yazar Ayşe Kulin’in kitaplarında da Kevser Hanımın yapıtları varmış.

Kendisinden bu gün en son aldığım haber de şu: atv' DE ERO isimli proğramı, yakında sunacakakmış. Bazı sanatsal çekimler için de İzmir'e gelecekmiş.

Yılın “Kardelen Şairi” ödülüne sahip Kevser Atay’ı, kendisini kendisine bırakarak memleketlerimize döndük.