Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Aralık '12

 
Kategori
Sinema
 

"Şeytan'ın Avukatı" ve kibri üzerine

"Şeytan'ın Avukatı" ve kibri üzerine
 

Ağır spoiler içerir demedi demeyin!

Bu film çok şey anlatıyor, anlayana tabii. Sadece ‘Al Pacino ne oynamış be abi’ modunda izleyenlerin ve Charlize Theron’un vücuduna odaklananların anlamamış olması doğal.

Filmin adı ve afişi izlemeden bir şeyler canlandırdı kafamda. Pacino’yu ilk gördüğüm sahnede gözlerinden anladım insan görünümlü bir şeytan olduğunu. Lafın gelişi değil, adam bildiğin insan suretinde bir şeytan.

Ama spoiler var demiştim =).

Zaten bir ‘Rosemary’s Baby’ havası mevcut filmde. İzleyen anlar onun spoilerını vermeyeyim bari. Keanu Reeves’in kendini vuracağı da apaçık belliydi ki zaten şeytana kurşun işlemiyordu, tek çıkış yolu intiharıydı. Amma ve lakin filmin en baştaki davaya döneceği, avukatın bizi taa lavaboda aynanın önünde beklediği tabii ki aklımın ucundan geçmedi. Evet, meğersem tüm yaşananlar bir anlık hayalmiş.

Keanu Reeves hiç dava kaybetmemiş bir avukattır ve kendini çok beğenir. Daha sonra babası olduğunu öğreneceğimiz Al Pacino ona reddemeyeceği bir teklif yapar ve avukat onun şirketi  için çalışmaya başlar. O kadar kaptırır ki kendini işine ve  paraya, karısıyla arası fena açılır, hatta kadın delirir sonra yalnızlıktan. Avukat dava kaybetmemek uğruna suçluları dahi beraat ettirir.

Avukat aslında şeytanın oğludur ve şeytanın amacı oğlunu kullanarak daha fazla insana ulaşmaktır.  Hatta çok yerinde bir sözü vardır: “ Aklı başında olan kim 20. yüzyılın tamamen benim eserim olduğunu inkar edebilir ki ? ”

Oğlum bu söz var ya bu söz, günümüz dünyasının kısmi özeti. Aklı olan anlar zaten. Her geçen gün ne kadar da yozlaşıyoruz. İşin acı kısmı yozlaştığının farkında bile olmayanlar !

Neyse, film çok şey anlatıyor demiş miydim? Günümüz insanına, adalet sistemine ve avukatlara bayağı bir giydirmiş, çok güzel olmuş, çok da yakışmış.

Para, şöhret, gösteriş, kibir. Hepsi yanlış yola giden birer hile. Filmde kendi ağzından duyuyoruz şeytanın: “Günaha açılan kapı; büyük, geniş ve cezbedicidir.”

Karısı hastaneye yatarken avukata ne der bilir misiniz?  “Bunların neden olduğunu biliyorum. Para yüzünden. Kanlı para. İkimiz de bundan içtik. Bunu biliyorduk. O davaları kazanmak, paraları almak. Onların suçlu olduğunu biliyorduk. Ama sen yine de kazanmaya devam ettin. Her seferinde. Bense aynada kendime bakamıyorum. Çünkü bir canavar görüyorum.” Kadın haklı dağılın..

Gördüğü hayalden sonra aklını başına alır Keanu. Hiç dava kaybetmemiş ve kendimi beğenmiş avukatımız egosunu ayaklar altına alıp barodan atılacağını bilmesine rağmen  davadan çekilir.

Eh be abim sen vazgeçtin suçluyu savunmaktan da, paraya tapan çok. İlla bulunur şeytanın avukatlığını yapacak birileri.

Salondan ayrılır ayrılmaz gazetici peşinde dolanır: ‘Televizyona çıkıp olanları anlat ve star ol’ . Önce reddedilse de 10 saniyede aklını çeler avukatın . Yani kibrinden vazgeçtikten hemen sonra şöhret peşine düşüp tekrar kibrine yenilir. Ne ironi ! Annesi demişti ama çok sever gazetelere çıkmayı diye.

Sonra anlarız ki gazeteci aslında Al Pacino’dur. Şeytanın ta kendisi.

Vee bu olay üstüne şeytan özlü sözünü tekrarlar: “ Kibir kesinlikle en gözde günahımdır ”.  Zaten şeytan değil miydi kibri yüzünden lanetlenen ?

 
Toplam blog
: 5
: 2287
Kayıt tarihi
: 25.03.12
 
 

İTÜ öğrencisi, futbol aşığı, Fenerbahçe tutkunu, sinema hayranı... ..