Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ocak '13

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Âşık Hüseyin Çırakman; “kimse bize sahip çıkmıyor”

Âşık Hüseyin Çırakman; “kimse bize sahip çıkmıyor”
 

H. Çırakman ve S. Özerol


31 Ocak 2011, Ankara… Tuzluçayır’da bağlama yapımcılığı ile uğraşan Mustafa Kılıç’a not yazmıştım, o da yanıt yazmıştı, “her zaman gelebilirsiniz” diye. Telefon ettim, hastanede olduğunu ve on dakika içinde saz evinde olacağını söyledi. Oraya vardığımda 4-5 kişi vardı içeride. Türkiyem TV için “Süleyman Özerol İle Ankara Sohbetleri” programı konusunda konuştuk. Orada bulunanlardan biri benim gazeteci olduğumu duyunca şiirleri olduğunu ve kendisine ait olduğunun nasıl ispatlanması gerektiğini sordu. Ben de kitap haline getirmesini söyledim.  En iyi tescilin kitap olduğunu da…

Bir süre sonra Mustafa, Hüseyin Çırakmanın yanına gitmekten söz etti. Arabası ile yola koyulduk. Yolda çay, şeker vb. aldık. Bizimle gelen Halil Bozkuş Çorumlu Dedesli obasından, Arguvan çalıp söylermiş…

Şirintepe Mah. 2. Cadde No: 47, bu adreste oturuyor Çırakman. Kapıyı kendisi açtı bize. Dışarıya sıcaklık vurdu. Eşinin hasta olduğunu ve iki soba yaktığını söyledi. Masanın üzerinde iki şiir vardı. Sigarasının dumanı yükseliyordu. “Kötü arkadaştan iyidir” dedi nefes çekerken.

Kendimi tanıttım: “Malatyalı, Hekimhanlı, Mezirmeli…”

Mezirme sözünü duyunca ilk sözü, “Şah İbrahim Ocağının sesi soluğu niye yok?” oldu. Ardından, “Pirimiz üstadımız Şah İbrahim Veli neden denmiyor dualarda?” sorusu geldi. “Bizim süreğimiz Erdebil süreği… Bizimkiler korkaklar! Aslına, nesline, soyuna, sopuna sahip çıkmayanı sevmiyorum” siteminde bulundu.

Emekli olup olmadığını sordum, “Halk ozanı emekli olur mu” dedi yine sitemle. Giden Mamak kaymakamının destek verdiğini, yenisinden pek destek alamadığını söyledi.

“Bir zamanlar kültür bakanlığı yardım ediyordu. Ozan dernekleri niye maaş verilmiyor diye sormuyorlar bile.”

Yaban kargaları benzetmesi yapıyor ozanlara ve karga ile tilki öyküsünü anlattı. Bunlar onlara benziyor diyor. Önünde duran iki şiirden birini eline aldı: Mahzuni, Hüdai, Reyhan… Başka yok!

Kaç halk ozanı maaş alıyor. Sinema sanatçılarına kaydırdılar maaşları.

Halk ozanı kendi derdine düşecek. Baskıya uğrayanlar, işkence görenler korkuyorlar, tavşan yürekliler dışarıda korkuyorlar.     

Bir belediyeden etkinlik için davet aldığını ve birkaç ozanla birlikte gideceğini söylüyor, Mustafa’dan Almanya’dan gelecek bir parça için bilgi alıyor. Oğlu Ferhat Çırakman geldi.

Telefon numaramı verdim, numaralarını aldım.

“Derdimi seksen yaşına kadar anlattım, kimse dinlemedi. Şimdiye adar Çırakman’a bir bardak çayınız nasip mi oldu? Beni yorma!

Benim kişiliğimdeki sitemlerinin elbette ki yeri vardı.

13 kitap yayınlamış…

 

Sorarsanız pir sultanın pirini

Benim pirim Şah İbrahim velidir

 

Şiirin tümünü okudu ezbere.

“Pir Sultan bunu diyor da bizimkiler neden korkuyor?”

Bir süre Şah İbrahim Ocağı üzerine konuştuk.

“Ailede ozanlık geleneği var mı” diyorum. Babasının söylediğini, oğlu Sönmez’in şiir yazdığını söyledi.

Mustafa Kılıç Arguvan havası çalınca dertlenmeye başladı. “Bunları -bu türküleri- niye televizyona çıkarmıyorlar?” dedi. Benim de bunu amaçladığımı, bunun için programlar yaptığımı, dergi çıkardığımı, kitaplar hazırladığımı söyledim. “Kitabından bana gönder” dedi. Ben de söz verdim. Program yaptığım Türkiyem TV’nin frekans numarasını ev yayın saatlerini verdim.

“Senin de programını çekelim” dediğimde, “Öbür dünyaya yolculuk için mi?” dedi hırsla. Sonra, “istemem” dedi.

“Babama benziyorsun, nende böyle davranıyorsun?” dedim. Amacımın sanatçıları tanıtmak olduğunu söyledim.

Bağlama ile Arguvan türküleri çalıp söyledim. Çok memnunlukla dinledi.

“Beni iki şey tatmin ediyor” dedi. Biraz durduktan sonra; “Bir Arguvan, iki Sivas tarafındaki,” Çamşıhı dedim, “he he” dedi. “Haaa bir de Barak var. Bu türküler öz be öz kültürümüzün kaynaklarıdır. Gönül gözüyle bakıp onarlı bir gül gibi koklamak arzusundan geliyor benim anladığım kadarıyla. Bütün sevgiler bunların içinde, şehvet yok!”

Sevgi de insanı Hakka ulaştıran en güzel yoldur, bunu unutmasınlar.

 
Toplam blog
: 11
: 589
Kayıt tarihi
: 29.11.11
 
 

1953 yılında Hekimhan-Ballıkaya (Mezirme) köyünde doğdu. Akçadağ İlköğretmen Okulunu bitirdi, 197..