Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ağustos '14

 
Kategori
Futbol
 

“Şike”, Trabzon’da oltaya takılan “yem”dir!..

Siyasetçi bu...

Fırsatçı bu...

 

Say sayabildiğin kadar, “bu”lar bitmez!.

 

Neyi satacağını alacağını, karşısındakinin ve toplum psikolojisini iyi bilir “bu”lar.

 

Onlar ki...

 

Yörenin, kentin “en duyarlı yanı”nı bildikleri için, “damardan” girerler... Benzer sevinçleri, sıkıntıları yaşadıklarını öylesine ballandıra ballandıra anlatır, duyguları gıdıklarlar ki... 

 

Mutluluk, hoşnutluk doruğa ulaşır!..

 

“Dün ne olmuştu?”, “Buraya gelen kim ne demişti?” diye düşünen herkes, bunun sayısız örneğini bulur.

 

Onlar, sözgelimi Trabzon’a gidince, Trabzon'da "bir"ini yakalayınca, 2011‘den beri “şike”ye sarılır, karşılanırlar. 

 

Oysa “şike”, Trabzon’da oltaya takılan bir “yem”dir. 

 

Erken davranan, “yem”i ötekinin önüne atar. Ama sonuçta yakalayan da, yakalanan da halinden memnundur!.

 

******

 

Her yörenin/ kentin “ünlü”sü vardır.

 

Gezilecek, ziyaret edilecek bir yer; hediye edilecek bir şey... “Ağır konuklar”a hoşgeldiniz niyetine ikram edilecek yiyecek, içecek...

 

Ya Trabzon'da?

 

Trabzon’da birkaç yıldır, “ağır konuklar”a  “şikeli sorular” ikram edilir!.

 

O zaman, öyleyse?..

 

Ağzını “şike”yle aç, “şike”yle kapat! 

 

Hakkı yenmekten, bir de “kupa”dan söz et!. 

 

“Şikeci” diye nitelediğine, imalı sorularla, sözlerle yüklen!.

 

Konuşan/ konuşturulan siyasetçiyle, sonra gelsin, türküdeki “oy”un sandığa gireni:

 

“Oy Trabzon, Trabzon’da koynuna daldum     

İnce dokunmiş ketensun kokladım sardum”

 

Başka?

 

“Anadolu’dan destek yağıyor” algısı...

 

*****

 

Selahattin Demirtaş’ın yolu, 10 Ağustos’a giden yolda, “oy Trabzon”a düşer.

 

Selahattin Demirtaş mı?

 

“Sevimli duruşu”, “ironik söylemi”yle öne çıkan, ama sadece “yarış”ta olan... 

Cumhurbaşkanı adaylarından en genci....

Siyasi deneyim açısından ikincisi...

Deneyimlisine öykündüğü iyice anlaşılan...

 

Nasıl bir öykünmek bu?

 

İşte, konumuz bu!..

 

Trabzon’da “sofra”ya konana zevkle yaklaşma, duyulmak isteneni söyleme, bu yolla, “damardan” girme...

 

MedyaTrabzon'dan Cihan Arslan, Selahattin Demirtaş’ı yakalamışken, ülke sorunlarıyla ilgili sorulardan sonra, fırasat bu ya, araya futbolu sıkıştırıyor:

 

“Futbolla aranız nasıl?” 

 

Demirtaş, soruyu içtenlikle yanıtlıyor:

 

“... bir Galatasaray taraftarı olarak şunu savunmuşumdur: Anadolu takımlarının başarısı beni daha çok mutlu eder. Trabzonspor da buna dahildir. Özellikle İstanbul'daki üç büyük kulübün başarısı çoğu zaman Anadolu'daki takımların ezilmesine, haklarının elinden alınmasına vesile olabiliyor, ama Anadolu'nun herhangi bir takımının başarısı beni Galatasaray'ın başarısından daha çok sevindirir. “

 

Hoşa giden yanıt, bir başka soruyu  (“Trabzonsporlular şike süreciyle kendilerini ötekileştirilmiş olarak hissettiler. Bu konudaki yorumunuz nedir?”) ve yeni bir hoşa giden yanıtı getiriyor:

 

“.... ülkenizin parlamentosu, sizin oy verip seçtiğiniz milletvekilleri sizin aleyhinize çalışıyor, size haksızlık yapıyor, sizi ötekileştiriyor. Çaresiz hissederseniz kendinizi. Biz bu ülkeye ait miyiz değil miyiz? Başbakan yanımızda değil, meclis yanımızda değil, savcı-polis yanımızda değil. Bu duyguyu biz çok yaşadık. Yani devlet her şekilde size haksızlık yapıyor, ama siz şikayet edecek bir yer bulamıyorsunuz. Yanınızda Allah'tan başka kimseyi bulamıyorsunuz. Trabzonlular da bunları herhalde hissetmiştir. Her Trabzonlu kardeşim yalnızlık ve çaresizlik hissetmiştir ama şundan emin olsunlar Türkiye'nin bütün ezilenleri birbirini anlar.”

 

İçinde “Trabzonlu” geçmese, sanırsınız ki, “Bölge”ye sesleniyor. Soru zoraki olunca, yanıt da kendine göre oluyor; soru  sözde yanıtlanıyor. Ama soran memnun, yanıtlayan memnun!

 

“Şike”, oltaya takılan “yem” ya!...

 

Daha ne sorular, ne yanıtlar var. Dendiğine göre, sorular önceden özenle hazırlanmış, sonra kimileri elenmiş!..

 

Son söz:

 

Yönlendirici soruları, hoşa gitmek için, soranın istediği yönde yanıtlama çabası, geçici de olsa, üçüncü kişilerde belli “algı”lar oluşturmak amacına yöneliktir.

 

 

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..