Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Mart '17

 
Kategori
Güncel
 

"Sizin cennetinize girmek istemiyorum"

"Sizin cennetinize girmek istemiyorum"
 

katledilen amerikan yerlileri


Halkını korumak üzere Küba’daki yerli kabile lideri Hatuey, yeterli miktarda altın bulamadığı için yakılarak idamına karar verildiğinde, rahip fransisken, Hristiyan olursa cennete gideceğini söylemesi üzerine;

“Sizin cennetinize girmek istemiyorum” demiştir.

Bu söz yerlilerin insanlıktan uzaklaşmış sömürgeciler karşısındaki bu çaresiz haykırışı sömürgecilik tarihi boyunca yaşananları çok güzel özetlemektedir.

    Kristof Kolomb’un 12 Ekim 1492 tarihinde Haiti’ye ulaşması Yeni Dünya’da kendi hallerinde yaşayan Kızılderililer için korkunç bir sonun başlangıcı oldu.  Yerliler ile Avrupalıların karşılaşması iki taraf için de hayret vericiydi. Bir tarafta kendi halinde yaşayan masum bir halk, diğer tarafta toplar tüfekleriyle zırhlarıyla uzun kılıçlı sömürgeci insanlar. Böyle bir durum karşısında yerlilerin fazla bir yapacağı bir şey yoktu.

Kısa sürede keşfedilen bu adada üsler kuruldu. Silahlı askerler ve daha sonra Avrupa ülkelerinin de büyük katkılarıyla kendi aleminde yaşayan halkı işkenceler ve  tecavüzleriyle hakimiyetleri altına aldılar. Altın madeni yüzünden gözü dönen bu insan müsveddeleri şu anda "Avrupa birliği" denilen birliği oluşturan ülkelerin  ortak noktalarındandır.

13 er gruplar halinde yakılan yerliler, Hristiyan olmadıkları gerekçesiyle güya günahlarından temizleniyordu. Kafa tası başına ödül koyan ülkelerden birisi de yine Hollanda dır. Hatta vahşi köpekler yetiştirip yerlilerin üzerine salmışlardır.

Tanıdık geldi mi?

Yerli halkına “topraklarınıza dokunulmayacak canınıza zarar verilmeyecek” derken, kendi halkına kelle başına şu kadar ödül diyenler yine Hollanda ülkesinin yetkilileridir.

Bir hristiyan başına yüz tane yerli öldürüldü.

Kendini müdafa etmek topraklarına insanına sahip çıkmak için çaba verenler bir can aldıklarında onca tecavüz işkence kafa tası avcılığı üzerine bire yüz can!

İslam dinini vahşet dini olarak gösteren bilmem ne birliği ülkeleri adeta kendi gerilerindeki pisliği Müslümanlara sürmeye çalışırken yüzlerine gözlerine bulaştırmışlardır.

 Kristof Kolomb’tan övgüyle bahseden insanlar acaba o zavallı insanları dünyaya hedef gösteren kişi olduğunu biliyorlar mı?

Keşifmiş ne keşfi?

Kan dökülecek toprakların, bacaklarından tutulup kayalara kafaları vurularak parçalanan bebeklerin, silahsız savunmasız insanlara, kadın hamile demeden işkence edilmesinin keyif verdiğinin keşfi zalimliğin keşfi!

Bir batı hayranlığıdır tutturulmuş gidiyor. Geçmişte yapılanları ne çabuk unutuyoruz. Adamlar 70 veya 50 milyon yerliyi katlettiler. Bir kültürü yok ettiler.  

Gelişmiş olmaları çok zeki olduklarını değil dünyada kendilerinden başka kimseyi  bırakmadan sözde ilerlediklerini artık fark etmeliyiz.

 Kendileri için tehlike gördüğü toplulukları resmen ortadan kaldırmışlar. Kendilerinden başka toplulukların gelişmesine izin vermemişler. Yhudilerin ve nice Müslüman toplumlarının katledildiğini zaten biliyoruz.

    Bir de bize artistlik yapıp insan hakları kadın hakları üzerine vaaz ediyorlar.

  Bir insan olarak diyorum ki;

" Sizin  eli kanlı Avrupa birliğinize asla katılmak istemiyorum."

Nerde maden varsa barış götürüyorum medeniyet götürüyorum diye katlederek bu günkü hallerini aldılar.

Bir parçaya bakarak bütünü görmek asla mümkün değildir.

Mesela Avrupa birliğinin Kurulma sebebinin içinde yüzyıllarca süregelen Fransa-Almanya çekişmeleri de mevcut. Yalnızca çıkarları uğruna yapılanmış bir bileşmedir.

Onu bile ancak 1993 de yapabildiler. ! 1400’lü yıllardan bu zamana gelen vahşet bu katliamları yapanların birleşmesiyle" sözde" barış ve birlik sağlanmıştır.

Şu anda medeni gibi gözüken ülkelerin her konuda ileride olduklarını söyleyebiliriz.

Ama insanlıklarını kendi elleriyle katletmişlerdir.

Bütün tarihi veriler ortadadır.

Bu veriler ışığında gelişmeye yönelik çalışmalara tahammülsüzlükleri daha net anlaşılıyor.

Lütfen artık birbirimizi yemeyi bırakalım!

      Olaylara zırt parti bırt pırtısı diye bakmayalım. Bu kadar karşı çıkmanın sonucunda şu tepki veren ülkelerin geçmişini az bir araştıralım. Kendi hayatımızda yok mu müttefikimiz olduğunu söyleyen fakat bizleri kontrol altında tutmak için öyle görünen kişiler?

Çanakkale savaşında bize zafer kazandıran en önemli unsur, farklı görüşlere dinlere ırklara sahip olmamıza rağmen birlik ve beraberliğimizden taviz vermememizdi.

Tekrar bu kritik günlerde bölünmek yerine iş birliği yaparak yine sorunlarımızın üstesinden gelebileceğimizi de unutmayalım.

 

 
Toplam blog
: 42
: 672
Kayıt tarihi
: 07.02.17
 
 

İstanbul'da doğdu. İstanbul'da yaşıyor. Evli, ev hanımı ve çocuklarının annesi. Aklına estikçe yaza..