Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Mart '09

 
Kategori
Sinema
 

'Slumdog Millionaire' (Milyoner)

'Slumdog Millionaire' (Milyoner)
 

Filmden bir sahne


Hindistan...
Sadece 5 günlüğüne de olsa gidip görme şansı bulduğum, bir cennet. Daha doğrusu o cennetin yüzyıllarca sömürülüp bir kenara atılmış posası...

Ve o cennet posasında yüzyıllar boyu sömürülmüş milyonlarca güzel insan...Öyle bir kalabalık ki bu, bir zamanlar şaşası eksik olmayan ülkelerinden kendilerine bırakılan çeşit çeşit yoksulluk; çeşit çeşit dinsel temadan başka bir şey kalmamış ellerinde...

Öyle bir kalabalık ki yokluk içinde iğne atsan yere düşmez, bir bakışta anlaşılmaz, ama kendi içinde büyülü bir ritmi olan zor ve renkli insanlar topluluğu...

Öyle bir kalabalık ki, burkuluyor insanın içi, bizim ülkemizin bir yerlerinde de yaşanan ama gözümüzün önünden uzak tuttuğumuz, yok saydığımız o yokluk, o çaresizlik sergiye çıkmış bu ülkenin sokaklarında, yollarında. O yollarda pervasızca dolanan karagözlü, kir pas içinde ama güzel yüzlü insanlar öyle parlak ve öyle karanlık aynı anda...

Yani anlatılmaz gidip görmek, gözümüze sokulmasına izin vermek lazım

ya da...

'Slumdog Millionaire'i seyretmek...

Daha geçen ay Yeni Delhi'de geçirdiğim bir kaç günden dolayı mı bilmem ama çok etkilendim filmden.

Yönetmeni Danny Boyle, yardımcı Yönetmen Loveleen Tandan, roman Hintli bir diplomat olan Vikos Swarup'a ait, senaryo Simon Beaufay'ın.

Oyuncular? çok var...Hepsi karagözlü kir pas içinde ama güzel yüzlü öyle parlak öyle karanlık çocuklar...

Öne çıkanları Dev Patel (Jamal), Freida Pinto (Latika) ve Anil Kapoor

Öykü Hindistan'da geçiyor, film ilk başta Mombai'de büyüyen varoş çocuklarının heyecanlı maceralarından bir kesitle dokunuyor seyirciye, sonra dünyada ilgiyle izlenen bir bilgi yarışmasında büyük para ödülüne doğru adım adım yaklaşan bir varoş çocuğuna -Jamal'e- dikkat çekiyor. Film izlendikçe Jamal' in yanıtladığı zor sorularla adım adım yaklaştığı büyük ödül filmin konusu olmaktan çıkıveriyor. Milyon rupilik ödül bu küçücük adamın devasa yaşam tecrübesine tanık olmamıza hizmet ediyor.

Film keyifle izleniyor.

Filmin en çok sevdiğim yönleri yaratıcı kurgusu, alışıldık filmlerle alakası olmayan bu kurgu, senaryo yazılırken romanın kurgu sistemine sadık kalındığı için böyle çarpıcı bence. Hinditandaki varoş yaşantısından koparılıp sunulan son derece gerçekçi kesitler var, biraz abartılan zulüm, abartılarak yüreğe çarptırılan hırs ve öfke, 'para ve kadın' yüzünden başı beladan kurtulmayan 'çocuk adamların' betimlemeleri çok hoş...



İzlerken düşündüm ki;

'Hayat adil değildir'.

Dünyanın dört bir etrafında insanlığın karşına başka başka elbiseler içinde çıkan bu adaletsizlik nasıl kırılır?

'Hayat adil değildir'den çıkıp, 'yaşanan en adaletsiz tecrübeler bir gün avantaja dönüşür' ü umut etmek mi gerekir?

Filmin başında 4 seçenekli bir soru sorulmuştu

'kader mi, şans mı, hile mi, bilgi mi ?'

bence doğru seçenek beşinciydi:

Hepsi...



 
Toplam blog
: 146
: 1061
Kayıt tarihi
: 05.12.06
 
 

Hep yazmak istedim. İnsan düşüncelerini yazıya dökünce kendi başınadır çünkü, kaygısız, katıksız ..