Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Şubat '18

 
Kategori
Sinema
 

"Sofra Sırları"nda Demet Evgar Döktürmüş

"Sofra Sırları"nda Demet Evgar Döktürmüş
 

"Sofra Sırların"da Demet Evgar döktürmüş; hem yemek, hem oyunculuk... Geçtiğimiz yaz Ümit Ünal'ın sinema atölyesine katılmıştım, filmin çekimleri bitmiş gösterime hazır hale getiriliyordu, atölyede bu film üzerine  çok konuşulmuştu. Yönetmen yemekleri bizzat Demet Evgar'ın yaptığını söylemişti. Çerkez tavuğu, sarmalar, eriştel...

  Hayaller güzel bir sofra sunumuyla açılıyor, Demet Evgar yani Neslihan tüm güzelliği ve parlaklığı ile ışıkların karşısında yemek tarifleri sunuyor. Aşçımızın baş yemeği "çerkez tavuğu" Efendim tavuğun göğsünü güzelce haşlayın, soğuduktan sonra göğsü didikleyip parçalayın, lime lime edin- hayatları lime lime ettiğiniz gibi- yetmez mutfak robotunda hepsini karıştırın, bir servis tabağına koyun, yağı kızdırın üstüne dökün. ..

Ama Neslihan'ı kızdırmayın!
Tipik bir Anadolu Türk kadını olarak karşımıza çıkan Neslihan bir İngiliz kadını olarak filmi sonlandırıyor. Önce ona acıyorsunuz, durumuna üzülüyorsunuz; Anadolu kadının marifetli ev kadınlığına rağmen kocası tarafından küçümsenen, aşağılanan, çatal fırlatılan, hor görülen,aldatılan kadın figüründe muhtemelen bir çoğunuz kendinizi görüyorsunuz; aslında acıdığınız üzüldüğünüz kendinizdir -bunun farkında olmasanız da- "Ah zavallı kadın, daha ne yapsın yuvası için" diye düşünüyorsunuz, gelişen olaylar çerçevesinde o zavallı kadının içinden bir canavar çıkıyor ve bu kez onun karşısındaki  insanlara acıyorsunuz...

 Film, bildiğimiz Türk filmlerine konu ve anlatım biçimiyle pek benzemiyor. Ne o ödül alan sanatsal anlatım tarzı ne de bol gişe rakamları olan basit anlatım tarzı var. Orta yol izlenmiş, Zaman zaman sanatsal dokunuşlarla çeşitlendirilmiş ama anlatımın ağır olmamasına da dikkat edilmiş seyri güzel, akıcı, sıkılmadan izlenen bir film olmuş. Neslihan (Demet Evgar) ve kocası Ethem'in (Fatih Al) oyunculuğu başta olmak üzere diğer oyuncular da rollerinin hakkını fazlasıyla vermiş. Hele  kasabanın o fotoğraf sanatı içinde ele alınarak çekilmiş görüntüleri izlenmeye fazlasıyla değer. Olay aslında Trılye'de geçiyor ama çekimler kısıtlı bütçe nedeniyle  Mudanya'da gerçekleştirilmiş. -Bunu da yine yönetmen Ümit Ünal söylemişti- Kış manzarası içinde duran sakin kasaba görüntüleri içinizde, kalabalıklardan kaçıp, hele de o ortamları yaşamış biri iseniz bu yerlere sığınma isteğini artırırken; filmin gelişen olaylayları ile bağlantılı olarak aktarılan koyu gri atmosferli, lacivert deniz dalgalarının kayalara çarpmasıyla oluşan ses içinizde bir huzursuzluk çanı çalmasına neden oluyor. Kısaca filmi aynı  ruh haliyle değil, sürekli değişen bir ruh haliyle izliyorsunuz...

Ve işlenen cinayetler... Neslihan'daki yemek yapma tutkusu yavaş yavaş öldürme tutkusuna dönüşüyor; Neslihan dolaylı yollardan hayallerini öldüren kişileri tek tek öldürmeye başlıyor. Bu kez yemekteki maharetini adam öldürmede kullanıyor. Her bir yemek karşılığı bir ölüm;  doğal olarak baş yemeği Çerkez Tavuğu yemeğine karşılık öncelikle kocası gidiyor, aslında kocasını öldürmüyor, sadece ölümüne seyirci kalıyor, ardından ilk kurbanıyla bağlantılı olarak diğer cinayetler geliyor.Tabii olaylar geliştikçe çevresindeki  insanların iki yüzlülüğü, riyekarlığı, menfaatçiliği  de gözler önüne seriliyor. Normalde bir katilden nefret edersiniz, burada konu tiyatral bir biçimde anlatıldığı için ondan nefret etmiyorsunuz; hatta zaman zaman kara kara  gülüyorsunuz. Kara mizah böyle bir şey olsa gerek...

 Yönetmenliğini ve senaristliğini Ümit Ünal'ın yaptığı "Sofra Sırları" sakin bir kasaba köşesinde cereyan eden olaylar içinde tipik bir aile yaşantısının sırlarını ifşa ederken, işlenen cinayetlerin sırlarını sofraya serip üzerini sofra beziyle örtüyor...

17/02/2018
Nurbanu Kablan

 

 
Toplam blog
: 71
: 1292
Kayıt tarihi
: 10.08.11
 
 

Hacettepe Fransız Dili ve Edebiyatı mezunuyum. Öğretmenim, şu anda yurt dışında görev yapıyorum. ..