- Kategori
- Kitap
"Son Şarkılar'ı " Okurken
KİTAPLAR ARASINDA:
SON ŞARKILAR ZAMANI’NI OKURKEN
Kitabın adı:
“ Son Şarkılar Zamanı”
Yazarı: Ümit Yaşar Işıkhan
Kitabın Editörü: Hakan Erpolat,
Kitap Tasarım: Doğu Kitapevi,
Basıldığı yer: Alan Yayıncılık-
1.Baskı, Şubat 2019. Cağaloğlu-İstanbul
Kapak: Ressam Neş’ ever Gür
Sayfa: 358
Yukarıda kimliğini yazdığım ”Son Şarkılar Zamanı” şair ve yazar Ümit Yaşar Işıkhan’ın
yeni kitabının adıdır. Ümit Yaşar Işıkhan üretken bir yazar ve şairdir. Dur durak bilmiyor,
yazıyor, okuyor ve yazdıklarını okuyucularıyla paylaşıyor. Bu yapıtında; edebiyat
yolculuğunda okuduğu, tanık olduğu ve etkilendiği sanatçıları anlatıyor.. Sağ olsun beni de
unutmamış, bu değerli eserini bana da imzalayıp gönderdi… Öncelikle Işıkhan’a ilgisi için
teşekkürlerimi sunuyorum. Hayırlı olsun, okuyucuları bol olsun diyorum.
Kitabın nirengi noktası ve iz düşümü: “ Şiir, Öykü, Deneme veya Hayatın Kendisi”…
Edebiyatın bütün dallarında senteze giderek yakından tanıdığı insanları anlatıyor. Açık, yalın,
duru bir Türkçe ile… Kitabın giriş bölümünde Ü. Y. Işıkhan’ın kısa bir Önsöz’ü vardır. Şöyle
diyor Işıkhan: Deneme hayata karşı sorumluluğu olan veya yapıtlarıyla çağına tanık olmaya
çalışan, sanatın bütün disiplinlerinden oluşan bir portreler geçidir. İzlenen sergiler, okunan
kitaplar, katılımcı olduğumuz hayat çizgisinde sanatsal formasyonda benimsediğimiz
sanatçıların emeklerine bir değinidir. Belirtildiği gibi bu yapıt, şiir, öykü tadında
denemelerden oluşmaktadır. Edebi dil, kurgusal imgelem ağırlığı olan bir düşüncenin ironi
anlatımı ile sanatın ve sanatçıların tavırlarına, eserlerine bir değinidir. İmgesel anlatımla,
edebi dilin estetik derinliğine yolculuk yapılmaktadır.” diyerek sanatçı dostlarına bir candan
merhaba diyor.
Ü. Yaşar Işıkhan’ın sanatımıza ve kültürümüze değer veren bu yolda çaba, emek harcayanları
eserleriyle yer veriyor. Eserde yer alan birçok sanatçının ruhuna, eserlerine, duygu ve
düşüncelerine değinerek okuyucuyu imgesel yolculuğa çıkarmaktadır. Bu yapıtta; Ressam
Cuma Ocaklı, Bedri Rahmi Eyüpoğlu, Uruguaylı yazar Eduardo Galeano, Ressam Neş’ever
Gür , Ünlü gazeteci yazar Yaşar Aksoy, Ressam heykeltıraş ve enstelasyon sanatçısı Nursel
Önen, UASB (Uluslararası Aktivist Sanatçılar Birliğinin amaç ve hedeflerinin anlatıldığı
uzun soluklu yazılar, Şiirin Genç kalemi Cihan Barış Budak, ünlü Ressam Reyhan Abacıoğlu
,Genç yaşta aramızdan ayrılan şair Halis Altındağ, İzmir’in ünlü “Ege’de Bugün ve İlkses
gazetesinin sahibi H. Halil Arslan, Karyalı Şair Raşit Öztürk, İki Kişilik Ordu diye tanımlanan
Marmaris Kültür Sanat Merkezi sahibi sinema ve tiyatro oyuncusu Umur Özlüer ve değerli
eşleri Selma Ankara Sonat, ünlü ressam Mehmet Alagöz , keçe sanatçısı Ayfer Güleç , etki
yayınevi sahibi Adem ve Hasan Kargı, Nazım Hikmet ve Sürgündeki Arkadaşları Gılgamış
Destanı ve İbrahim Ülger, ressam Nasır Türk, Kıvırcık Saçlı Kızın Öyküsü ile Feyza
Hepçilingirler, yakın zamanda kaybettiğimiz Dinçer Sümer, Toplumcu Kocatepe Şiir Düşün
Dergisi, genç yazar, küratör İbrahim Karaoğlu, Acısı Damıtılmış Günlükleri ile Ali Tiyar
Gök, Barış ve Sevginin İkiz Yıldızları olarak müzisyen Ercan ve Gökhan Çağıran kardeşler
“İzmir’de, Zamana Dokunmak” araştırma yapıtı ile İzzet Kocadağ, Kitaba adanmış hayatın
kahramanı İzmir’in ilk kitapevi ve cephedeyken Mustafa Kemal Atatürk’e Fransızca, felsefe
–roman kitabı gönderen Yavuz kitapevinin ; ailenin temsilcisi Birgül Kitapçı hanımefendi,
Dizeler Mumyacısı Erhan Doğan , İzmir Kent Belleğini yazan Aycan Hasırcılar, H.Sinan
Mete, Nihal Kadıoğlu Çevik, İzzet Kocadağ ve sağolsun beni de es geçmeden “Ulu Bir
Çınar: Abdülkadir Güler…” diyerek birçok eserimi değerlendirerek bu anlamlı kitapta bana
da yer veriyor..
Şair-yazar Ümit Yaşar Işıkhan genel olarak son yıllarda okuduğu, izlediği ve değer verdiği
yazarları kendi duyarlılığı ile harmanlayıp okuyucuyu derinliği olan imgesel yolculuğa
çıkarıyor. Kaleme aldığı konularda ilgimi çeken ve özenle altını çizdiğim bazı cümleleri
sizinle paylaşmak istiyorum:
“ Son Şarkılar Zamanında Cuma Ocaklı’yı anlatırken şunları yazıyor:
“Adam, renkti…Ses… Kavga…Aşk…İsyan… Kurşun…Ceylan… Yalnızlık…Savaş… Barış…
Ekmek ve Şarap ve Mezopotamya… Bütün değerlerin renklere sığındığı saatlerde adam,
ağır ağır yerinden kalkarak gökyüzündeki ceylanların bakışlarına asıldı.( S: 16), Herkes
birbirine bakıyordu… Tanrı…Adam ve Aşk…”
Ü.Y. Işıkhan, Bedri Rahmi Eyüpoğlu’ nun şiirini anlatırken şunları söylüyor:
“ Bedri Rahmi çocuktu. Ve bütün renklere âşıktı Bedri Rahmi’nin karadudu, çingenesi,
ayvası, narı, kaderi, aşkı, hayatıydı.( S:20),
“ Hayatım Kitap” diyor. Gazeteci yazar Yaşar Aksoy’dan söz ederken, “ Zamanın durduğu
bir noktada; “Hayatım Kitap” diyen bir yazarın, asla bir kitaba sığmayacak kadar kavgası ve
özlemleri olan bir şairin, kent belleğini kazıyan, bulan ve anıtlaştıran bir gazeteci olarak,
anlatılması ve yazdıklarının yorumlanmasına sığmayacak kadar yüce bir ruhun temsilcisidir
Yaşar Aksoy.”
(1998 yılında Sökeli Şairler ve yazarlar- Güldeste “ adını taşıyan kitabımı Sayın Yaşar
Aksoy’a göndermiş ve kendi köşesinde tanıtıp beni tebrik etmişlerdi. Sırası gelmişken burada
Sayın Yaşar Aksoy’a teşekkür ediyor, selam ve saygılarımı sunuyorum- A. Güler ),
Sevgili yazarımız Ü.Y. Işıkhan Sayın Yaşar Aksoy için sözlerine devam ediyor:
“Bu anlamda Sayın Yaşar Aksoy, bir kent belleği ile vardır. Kentin belleği; geçmişindeki
kültürel değerlere sahip çıkmak, günümüz anlayışı ve katkılarıyla hayatı şekillendirenlere
şevk ve direnç, geleceğe ışık olması halinde anlam kazanır.”( S:39),
Işıkhan sadece Anadolu basınındaki yazılarıyla değil, ( UASB / Uluslararası Aktivist
Sanatçılar Birliği kurucu başkanı olarak da tüm sanatçılara sesleniyor:
“ Şair, yazar elbette militan değildir, dağlara çıkması gereken değildir… ancak yaşadığı
toplumu, hayatı ve bütün yeryüzünün hüznünü ve güzelliğini yüreğinde hissetmesi gereken ve
ürünleriyle toplumun önünü ışığıyla, ürünleriyle aydınlatan – olması gereken değil mi?
Nerde topluma ve tarihe tanıklık? Genelde sanatçılar özelde şairler de mi mehdi bekliyor.
Elbette bu ülkenin tarihsel sorunları var. Ama o sorunun çözümü hepimizin omuz omuza
özgürleşmesi ve yüreğini umudunu paylaşması ve emperyalist güçlere ödün vermeden birlikte
mücadele etmesiyle mümkündür. Çünkü hepimiz aynı kaderi paylaşıyoruz. Tıpkı Çanakkale’
de olduğu gibi…Bosna- Hersek, Afganistan, Çeçenistan, Filistin, Irak. Suriye, Lübnan, Kıbrıs,
Kırım, Azerbaycan, Anadolu… Ölenler hep aç doğup aç ölen insanlardır. Bu zulümler
karşısında sanatçının kabuğuna çekilerek suskun kalması kabullenilemez… Bu nedenle
“Sanatçılar Dışarı” diyorum. ( s. 61). Bunlar benim kitabı okurken altını çizdiklerimden
sadece bir kaçı… +Yazar Ümit Yaşar Işıkhan’ın düşüncelerine katılmamak mümkün
değildir.
Yazar Ümit Yaşar Işıkhan kitabının bir bölümünde “ Ulu Bir Çınar Abdülkadir Güler”
diye yazıyor. Öncelikle kitabında bu değerli yazarlar arasına beni de aldığı için sonsuz
teşekkürlerimi sunuyorum. Bana “ Ulu Bir Çınar “ diyor. ( Sayfa: 194-198 / 198 benim
ilkokul numaramdır. Bu nasıl bir rastlantı, hayret ). Ben kendimi ulu bir çınar değil, dağ
başlarında hür ve özgür bir ardıç ağacı olarak görüyorum. Kimi –zaman çobanlar gelip benim
gölgemde dinleniyorlar. Bu beni mutlu ediyor…
Beni, fazlasıyla övmüş... Keşke öyle olabilsem. Ancak içinde yaşadığım toplumun
bireylerinden biriyim. Ben bir öğretmenim, sorumluluğumun bilincindeyim. Hiçbir kimseye
ödün vermeden hür ve özgür olarak dik durmayı yeğliyorum.
Ümit Yaşar Işıkhan sıcak, derin ve sevimli bir bahar ikliminde denemelerini yazar; kimi
zaman sevdiği yazarları, şairleri de hatırlatmaya çalışıyor: İşte gözlerime çarpanlardan bir
kaçı: Yunus Emre, Hacı Bektaş-ı Veli, Köroğlu, Karacaoğlan, Ahmet Yesevi, Mustafa Kemal,
Cuma Ocaklı, Bedri Rahmi Eyüpoğlu, Enver Gökçe, Tevfik Fikret, Nazım Hikmet, Necip
Fazıl, Yaşar Kemal, Ahmet Arif, Âşık Mahzuni, Aziz Nesin, Ahmet Kaya, Neş’ever Gür,
Yaşar Aksoy,Homeros, Zehra Aksoy, Nursel Önen, Haldun Dormen, Feyza Hepçilingirler,
Emre Kongar, Behçet Necatigil, Nahit Ulvi Akgün, Halim Yazıcı, Ahmet Muhip Dranas,
Erhan Tığlı, Zeynep Aslı Köstepen, Mutlucan Güvendir, Asım Bezirci, Raşit Öztürk, İzzet
Kocadağ, Ahmet Taner Kışlalı, Hasan İzzettin Dinamo, Berin Taşan, Ahmet Günbaş, Rıza
Apak, Aydın Hatipoğlu, A. Neyzen Karahan, , Halikarnas Balıkçısı ( Cevat Şakir Kaba
ağaçlı), Mevlan’a ve Şems , Reyhan Arabacıoğlu, Mehmet Uzun, Neşet Ertaş, Halis
Altındağ, Hamza Gül, Halil Arslan, Mardinli hemşehrimiz Marvak ( İzmir- Mardinliler Vakfı
) Başkanı Rasim Kahraman, Raşit Öztürk, Hasan Tahsin, M, Çağlar İşgören, Hasan
Hüseyin, Erhan Doğan, Abdülkadir Güler, Mehmet Alagöz, Ayfer Güleç, lhan Berk, Attila
İlhan, Dinçer Sümer, Şevki Özdemir, Zeynel Beksaç, Zülfü
Livaneli, Erendiz Atasu, Asra Erhat, Mozart, Mesrur Sabahoğlu ve Azerbaycanlı sanatçı
Metin Nevai Memmedoğlu’nu okuyoruz yazılarında. Bunların hepsini sevdiğim ve
eserlerinden zevk aldığım insanlar. Bunların tümü sanatımızın birer köşe taşlarıdırlar.
Aramızda olmayanlar da vardır. Olmayanları da saygıyla ve rahmetle anıyor, yaşayanlara
sağlıklı günler diliyorum.
Ümit Yaşar Işıkhan “ İzmir Kent Belleğinden de söz ediyor. Tamamiyle İzmir'in gelenek ve
göreneklerine bu devasa kitabı hazırlayanları ben de aradım İzmir Halk Kültürü
Araştırmaları’ na ( İzmir-2016) kavuştum. Bu kitabı büyük emeklerle hazırlayanlara Proje
Yönetmeni Abdülaziz Ediz, Editör Prof. Dr. Fikret Türkmen, Yazarlar: Aycan Hasırcılar, H.
Sinan Mete ve İzzet Kocadağ’a, ayrıca o dönemin İzmir Valisi olan Sayın Mustafa Toprak
Bey’e teşekkürlerimi sunuyorum. İlerde fırsat bulursam bu kitaptan da söz edeceğim.
Ellerine, yüreklerine sağlık diyorum.
Sözü biraz uzattım galiba. Biraz da bu kitabın yazarı Ümit Yaşar Işıkhan’ı tanıyalım diyorum.
Ümit Yaşar Işıkhan, 1957 yılında Mardin’de doğdu. 1968 yılından beri İzmir de yaşayan
Işıkhan, İzmir’de “Yeni Sanat” ve “ Temmuz” edebiyat dergisini, dünyanın ilk dosya
dergisini “ Temmuz Dosya” ve 8 dilde 68 ülkede temsilciği ile ülkemizin ilk Uluslar arası
Edebiyat Dergisi “ Homeros” yayımladı.
1986 yılından beri yurtdışında, Kuzey Afrika, Orta doğu,- Kafkaslar ve Avrupa’da yapılan
uluslararası sanat festivallerine katılmaktadır. 1999 yılında işgal altında bulunan Bağdat’ta,
Mirbed uluslararası şiir festivaline katılan sanatçı arkadaşlarıyla UASB- Uluslararası Aktivist
Sanatçılar Birliğini kurdu.Şu an da 35 ülkede temsilciliği bulunan UASB’nin başkanlığını
sürdürmektedir.
2008 yılında Azerbaycan Vektör İlimler Akademisi tarafından “ Dünya Edebiyatına Hizmet
Uluslararası Ödülü” ve Kültür Bakanlığının düzenlediği törenle, 2010 yılında Birleşmiş
Milletler Rusya Temsilciliği tarafından verilen “ Dünya Kültürüne ve Sanatına Hizmet Üstün
Nişanı “ ile ödüllendirildi. Almanya, Honnover Doğa Bilimleri Akademisi ve Avrupa
Üniversitesi tarafından Fahri Doktora unvanı verildi.
Şiirleri İngilizce,. Almanca,. Fransızca, Rusça, Arapça, Kürtçe, Sırpça ve Hint dillerine
çevrildi. Okunabilir dünyanın en küçük, en pahalı kitabını (04 X 06 mm ve 09 grm. 72 sayfa)
Guinness rekorlar kitabına girdi. Söz konusu kitap Azerbaycan Bakü Minyatür kitaplar
müzesinde sergilenmektedir. Ayrıca şiirleri Avusturalya’da Türk Ses sanatçısı Cemre Türkiye
de , Dr Berhan Arısoy,İkizler Ercan Gökhan,Aral Öztaşkent ve Cengiz Onur tarafından
bestelenmiştir.
Yazarımızın Eserleri: :
Şiir: Kamçılanan Umutlar (1976), Andaç Yerle Gök (1979), Sevdamda
Ülkem (1983), Bir Pencerede Kırk Bahar (1986), Adın Can Olsun (1996), Adı İllegal Veya
Çoğul Yalnızlıklar (1996), Nitekim Aşk Vardı (Toplu şiirler: 1, 2007), Netekim Aşktan Sonra
Hüzün (Toplu şiirler: , 2007),Sen Yoktun –aşk ve Devrim Şiirleri (2020), Ammo Bahee (
2020)
Öykü: Sığınaklarda Hüzün Şarkıları (1987), Kalbim Irak’ta Kaldı (2007).
Deneme: Son Şarkılar Zamanı ( 2019),Meleklerin Ağladığı Saatler (2019),Zamanın
Bozuk Saatleri (2020),Biz Efendi Çocuklardık (2020),Kentler ve Çöpler (2020),Smyrna’nın
Gözyaşları (2020)
Çeviri: Adın Özgürlükdü Senin –Azerice ( 2008)- Savaş zamanında Aşk -Arapça
Türkçe(2019
Sonuç olarak, Ümit Yaşar Işıkhan Türk edebiyatına ve Türk kültürüne kayda değer
özgün eserler ortaya koymuş ve Türk Halk Kütüphanelerine okumaya değer kitaplar
kazandırmıştır. “ Son Şarkılar Zamanı” da bunlardan biridir. Adı geçen kitabı keyifle
okuduğumu belirtmek istedim. Onun için düşüncelerimi az da olsa yazdım. Okuyucuları bol
olsun ve daha nice kitaplara imza atmasını dilerim.
Hoş ve esen kalınız
Abdülkadir GÜLER
26 Eylül 2020- SÖKE