Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Eylül '18

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

/Sonbaharın Gelişi ve Istrancalar Doğa Gezisi/

/Sonbaharın Gelişi ve Istrancalar Doğa Gezisi/
 

Doğanın mükemmel izleri ve muhteşem yansımaları!..

Hoş Geldin, Sefa Getirdin Sonbahar.. Bir Dinginlik ve olgunluk Mevsimidir, Sonbahar.. Yine Geldi Vakur, Kendinden Emin, Sağlam Adımlarla, Aşk Mevsimi Son Bahar…

Hoş Geldin Sonbahar: Yine geldi bir sonbahar,  aşkla, romantizmin, gri tonlarda renkleriyle bezenmiş bu dinginlik mevsimi, her seferinde içine çeker beni, bir başka etkiler, hüzünlendirir ve alır götürür masalsı dünyasına.

Çok özel bir coğrafyada, dört mevsimi doyasıya yaşıyoruz, güzelim ülkemizin verimli topraklarında. Bu ise bizi bir çok millete göre ayrıcalıklı yapıyor ve bir kat üste çıkarıyor.. Etrafımıza baktığımız her yer dağ, taş, orman, çayır, yeşil ova, nehir, göl vs… onlarla çevrili ve onlarla yaşıyoruz mutlu. Güneş her açtığında yüzümüzü güldürürken, yağmur taneleri yüreğimize su serpiyor.. Kar, yeryüzüne düşen ipekten beyaz pamuk taneleri ile bütün karanlıkları, karaltıları kaldırıyor zihnimizden ve gözlerimizin önünden içimizi açıyor, ferahlık hissi veriyor ve arındırıyor bütün kötülüklerden. Dağ, taş, orman, kendi dünyasının gizemli renkleri ile hem sevindiriyor, hem hüzünlendiriyor, duygu dünyamızı derinden etkiliyor, hepsini yaşıyor insan. Ve sanki bütün mevsimler, hayatın gerçeklerini yeniden anımsatıyor, dillendiriyor, yeni hayatlar, yeni insanlar, yeni mevsimleri yaşıyoruz, her defasında tekraren ve yeniden doğar gibi…

Istrancalar da Mutlu: Son Baharın Güzel Renkleri.. Hafta sonu pazar günü. Istrancalar, her mevsimde ayrı bir güzel, özel bir keyif veriyor insana. Geçtiğimiz Pazar, ıstrancalar gezisine karar verdiğimde, kendimi iyi hissediyor, heyecandan yerimde duramıyordum. Hava o kadar sıcaktı ki, hafif bir şeyler giyinmeyi tercih ettim. Yol arkadaşım Ferit’te, öyle yaptı. Beraber ıstrancalara doğru yol aldıkça o da, üstündeki hafif fanilayı çıkartıp, ince gömleğiyle yola devam etti. Düz ve kel tepeleri geçtikten sonra dağın yamaçlarına doğru yaklaştıkça etrafıma bakıyor ve yüksekte olduğumuzu görüyordum. Bu bana ayrı bir heyecan ve zevk veriyordu. Tabii yol arkadaşım Ferite’de. Dağın eteklerine vardığımızda ise zafer kazanmış bir komutan edasıyla ve bir uçan balondan aşağıya bakar gibiydik.. İlk başlarda İnsan kendini yerden ayrılmış, göğe yükselmiş, güvensiz ve her şeyden kopuk hissediyordu. Önümüzde uzanan koyu yeşil ağaçlar, bir korunun hemen üstünde zarif, siyah gölgeleri olan sık bir ormana bakıyordu. Dağın hemen önündeki sert toprak zemin ise homurdanıp duran kuş sesleri arasında geniş bir vadiye doğru iniyordu. Istrancalara, son bahar gelmişti anlaşılan, çünkü vadiye renk veren sayısız yeşil toprak parçası koyu siyah bir renk almıştı. Yeşilin bulanık griye dönüşüp söndüğü uzaklarda koyulaşan ve yağmur bulutlarını çakan güçlü şimşekler arasında yeryüzüne ısrarla davet eden kasvetli havada, bir beliren, bir kaybolan karanlık yollar ile güneş yanığı çalılıklar ve kuru ağaçlar seçiliyordu… En uzakta ise göğün düzgün, günün dönmesiyle beliren açık griliğinin altında yumuşak ve aydınlık mavimsi gökkuşağı boyunca vadiyi ve dağın ön taraflarını çevreleyen alçak tepeler, yükseliyordu.

En Güzel Manzara: Bu benim ve arkadaşımın gördüğü en güzel manzaraydı. Şahaneydi gerçekten. O ruhu doyuran renklerin uyumu, yumuşaklılığı ve canlılığı, yerin ve göğün birleştiği yerde muazzam güçlü doğa harikası çizgiler, yerin, atmosferin ve gökyüzünün çeşitliliği ve benzersiz uyumu ama her şey… modern hayatın içinde olmayan bir sonsuz özgürlüğü tattırıyordu arkadaşımla bana. Sonra kirli dünyamızı yıkayan temiz yağmurlar… Dönüş yolunda keşke hiç bitmeseydi dedik. Şehre vardığımızda ise her şey bitmişti. Doğanın güçlü kollarından, gerçek hayatın acımasızlığına bıraktık kendimizi… Sevgiyle ve umutla kalınız.. Yarınlar çok daha güzel olacak.

 
Toplam blog
: 643
: 67
Kayıt tarihi
: 20.02.17
 
 

Eğitim Durumu Halkla İlişkiler Yüksek Lisansı İsletme Fakültesi Sosyoloji Bölümü Gazeteci ..