"Spotlight" ve partiler üstü "taciz"

“Tanrı’ya nasıl karşı gelebilirsiniz” 2015 yapımı, Oscar’a da aday gösterilen SPOTLIGHT filminin benim için en can alıcı cümlesi. The Boston Globe gazetesi bünyesinde bulunan Spotlight adlı araştırmacı gazeteci ekibinin, kilise çatısı altında Tanrı’nın adı kullanılarak rahipler tarafından tacize, tecavüze uğrayan çocukların şikayetlerinin ne şekilde sümen altı edildiğini ortaya çıkarmalarını anlatan etkileyici bir hikaye, baz alınan ise tamamen gerçekler. Bu araştırma süresince dünyanın dört bir yanında 1000’in üzerinde kurban tespit edilmiş, bu rakam yalnızca bu ekibin tespit edebildikleri, haberin üzerine gazete ile irtibata geçebilecek cesareti olanların rakamı.

“Bir çocuğu büyütmek için bir köy gerekiyorsa, taciz etmek içinde bir köy gerekir” diyor davaların üstüne gitmeye çalışan avukat, “ İster rahip, ister kardinal, ister papa olsun, hiç kimse böyle bir suçtan paçayı sıyırmamalı” diye ilave ediyor. Aynı zamanda kilise ile ortak çalışan, tacize uğrayan çocukların aileleri ile para ve gizlilik anlaşmaları yapan ahlaksız avukatlar da var işin içinde. O dönemde yalnızca Boston’da 90 rahibin pedofili olduğu tespit ediliyor, gelişen her taciz vakasında rahipler anında farklı bir bölgeye tayin ediliyor. Bu kokuşmuş süreç yıllar boyunca işlemeye devam ediyor, devam da etmekte.

Ağırlıklı olarak düşük gelirli, babasız ve sorunlu ailelerin çocukları bu tacizcilerin hedefinde, bu tip çocukların ve ailelerinin kolay korkması, konuşmalarını zorlaştırıyor. Geleceklerinde ya uyuşturucu ya alkol bağımlısı oluyor kimisi, bazıları hayatına son vermeyi seçiyor, şanslı olan bir kaçı ise bir meslek edinip yuva kurabiliyor.

Tacizin ırkı, dini, dili yoktur. Ortası da yoktur, ya beyazdır ya siyah, hiç boşuna “gri” bölgelerde dolaşmasın kimse, olayı siyasi düzeye, parti savaşlarına indirgemesin. Mhp, hdp, chp veya akp’li olmak kimseyi temize çıkartmaya yetmemeli. Partidaşım diyerek hiç kimse bir tacizciyi saman altına saklamamalı. “Çocuk tacizi” bütün dünyanın sorunudur, saklandıkça, karartıldıkça, farklı alanlara çekildikçe artmaya devam edecektir.

Çocuklarımızı emanet ettiğimiz kurumların eğitmenlerini çok dikkatli seçmeleri gerekir, olası vakalarda tacizciyi savunmak yerine adalete intikali sağlanmalıdır, adaletin kılıcı ise keskinleşmelidir.

İster okulda, ister yurtta, isterse aile içerisinde yaşansın taciz olayı, bunları gün yüzüne çıkartacak insanlara ihtiyacımız var. Konuyu gündemde tutacak araştırmacı gazetecilere, davaların takipçisi olacak cesur avukatlara, adil hakimlere, çocukların ellerinden tutacak, korkusuz annelere, babalara, ablalara, abilere ihtiyacımız var. BU ÇOCUKLARIN HEPİMİZE İHTİYACI VAR, LÜTFEN ONLARI YALNIZ BIRAKMAYALIM.

NOT: Filmi izlemenizi şiddetle tavsiye ediyorum