‘Suriye savaşı ocağımızı yıktı’

“Allah rızası için yardım edin”!

x   x   x

Saat, sabahın 7’si…

Yer İzmir/Bornova-Bayraklı kavşağı…

15-16 yaşlarında bir kız, bir oğlan, kırmızı ışıkta duran araç sürücülerine, ellerindeki kâğıtları gösterip yardım istiyorlar… Kâğıtta, başlıkta verdiğim cümle yazılı!

Yaklaşıp konuşmaya çalıştım… Türkçe bilmiyorlar…

Biraz uzaklaşıp, birkaç dakika uzaktan baktım… İzmirli sürücülerin pek ilgilenmediklerini gördüm…

x   x   x

ŞİMDİ BİRAZ DÜŞÜNELİM

Bu iki çocuk, herhalde aileleriyle tâ Suriye’den, Türkiye’nin öteki ucuna gelmişler, gelebilmişler…

Sebep!

Evleri-ocakları dağılmış…

Türkiye’ye gelen Suriyeli mülteci sayısının bir milyonu aştığı hesap ediliyor… Memleketin her yerine dağılmış vaziyetteler… Geçen yaz, Sandıklı’dayken, Afyonkarahisar’da da bulunduklarını işitmiş, il belediye başkanının, “onlar bizim misafirimiz” dediğini duymuştum.

x   x   x

“MİSAFİRLERİMİZ”!

Gelgelelim, “misafirlerimiz”i iyi ağırlayamıyoruz…

Aylar, hatta yıllarca sürecek misafirlikteki ihtiyaçları, sanırım, iyi düşünülmemiş…

Sayının bu kadar kabaracağı hesap edilememiş…

Şimdi, “misafirlerimiz”i dilenci durumuna düşürmüşüz…

Tabii daha acı başka hikâyeler de var:

Yarı tok, yarı aç çalıştırıldıkları…

Avrupa’ya kaçırılma vaadiyle kandırılıp, soyuldukları, Akdeniz’de onları taşıyan teknelerin battığı, yüzlercesinin boğulduğu…

Çoluk-çocuğun, kadınların kötü yola düşürüldükleri,

Aile facialarının yaşandığı,

Kızların kuma olarak satıldığı… Vs.

x   x   x  

BU SAVAŞ NİÇİN ÇIK(ARIL)MIŞTI?

Esat’ı düşürmek için…

Suriye’ye demokrasi getirmek için!

Savaş başlayalı 3 seneyi geçti…

Ne oldu, Esat düştü mü, demokrasi geldi mi?

Esat düşmedi, demokrasi gelmedi… Ama Suriye harap oldu, insanlar perişan oldu, evler-ocaklar dağıldı… 100 binler öldü, sakatlandı, yaralandı…

“Ortadoğu bataklığı”biraz daha genişledi, derinleşti, çok daha kanlı bir girdap haline geldi…

Şu IŞİD belası bile Suriye iç savaşının bir sonucu, bir ürünü değil mi?

IŞİD, Suriye bataklığında gelişme-büyüme fırsatı bulmasa Musul gibi koca bir kenti ele geçirme imkân ve kabiliyetine ulaşabilir miydi?

x   x   x

“Misafirler”e dönelim!

Ne olacak bu misafirlerin hali?

Onları sokaktan kim kurtaracak?

Daha ağır vaka ve vukuatların olmasını kim önleyecek?