Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Şubat '18

 
Kategori
Spor
 

'Tango Bile İki Kişiyle Olur'

'Tango Bile İki Kişiyle Olur'
 

Ali Koç ve Şekip Mosturoğlu Ocak 2018 Yüksek Divan Kurulu Olağan Toplantısı'ndan


1998'de 1 oyla değişen Fenerbahçe'nin kaderi, 

1998'de 1 oy farkla başkan olan Aziz Yıldırım için Haziran 2018'deki olağanüstü genel kurul son tango mu?

Geçtiğimiz günlerde Fenerbahçe yüksek divan kurulu olağan toplantısı gerçekleştirildi.

Başkan Aziz Yıldırım'ın ön plana çıkmadığı, Şekip Mosturoğlu'nun yönetim adına konuşma yaptığı bir divan kurulu'nu geride bıraktık.

Divan kurulunda söz almak isteyenler içinde 3.sırada olan Ali Koç'a geldiğinde sıra divan kurulunda olan olmayan, televizyondan ya da internetten takip edenler içinde herkes merak içindeydi. Acaba Ali Koç isteğini tekrardan sade bir şekilde divan üyelerine mi tekrarlayacaktı, yoksa farklı bir ton ve taslak ile işte ben başkan adayıyım ve kararlıyım diyecekti. 

Ali Koç belki de çok da beklenilmeyen ama yapması gerekeni yaptı ve bu ikinci seçeneği kendi üslubu ve doğrularıyla kullandı.

İşte o zaman bu tavrı Ali Koç'tan beklemeyen Aziz Yıldırım belki bu süreçte bire bir Ali Koç ile karşı karşıya gelmemek,belki de bu karşılaşmanın kendisi açısından bir negatif etki yaratacağını ve kendisine zarar vereceğini düşündü. Seçim sürecini girdiğimiz şu süreçte son zamanlarda gördüğümüz gibi arkaplanda olmayı seçti ve mikrofonu Şekip Mosturoğlu'na verdi.

Sonra ne oldu?

Ali Koç'un konuşmasına mütakip Şekip Mosturoğlu mikrofunu eline almasıyla başladı ithamlara! Ali Koç gözönünde yapılmasada, dile getirilmese de nasıl çalışmaların yapıldığını, nelerin söylendiğini kendisi için biliyordu. Fakat bilmediği ya da şaşırdığı bir nokta oldu. O da herkes gibi bu tür ithamları, bu seviyesizliği ve bu tavrı beklemiyordu.

Neydi bu ithamlar, şimdi biraz bunlara göz atalım.

'Sponsorlu hesaplar ve paralı Twitter hesapları ile bize küfür ettiyorsun' dedi Şekip Mosturoğlu.

Sözüm ona Şekip Mosturoğlu ayrıca 3 Temmuz davalarında yanımızda yer almadınız, yöneticilik görevininizin bitmesiyle birlikte kaçtınız dedi. 

Ali Koç'un bazı açıklamalarına da kendince! cevap vermeye çalışsa da en vurucu noktalardan birini de Ali Koç'un 'Tango bile iki kişiyle olur' sözüyle Aziz Yıldırım'a başkan aday olacağını biliyoruz, seçim çaışmalarını yürüttüğünü, komiteler kurulduğunu, telefon trafiği yaşandığını, kulüpte bazı çalışmalarının olduğunu duyuyoruz ve tanık oluyoruz, o zaman adaylığını açıkla da daha şeffaf ve gözönünde bir seçim rekabeti yaşayalım demek istedi.

Ki bunu da böyle anlayan Şekip Mosturoğlu 'Sayın Ali Koç siz tek adaysınız. Mağduriyet yaratacak bir durum yok ortada. Lütfen bize haksızlık yapmayın' gibi bir açıklamayla Ali Koç'a cevap verdi.

Bu açıklamaların ışıgında şimdi kendi bakış açımla sizlere bazı noktaları göstermeyi, fikirlerimi sizlerle paylaşmayı ve bu fikirlerin ve yorumların ışıgında da sizlerinde fikirlerini almak beni mutlu edecektir.

Hadi başlayalım.

Zamanında, Mehmet Ali Aydınlar ile girdiği seçim yarışında Ali Koç ve arkadaşları dahil Fenerbahçelilerin geneli arkasında değil miydi başkanın?

Aydınlar tüm Fenerbahçelilere utanmadan, çekinmeden sizin gibi şike yapmayacağım demedi mi.

Aydınlar yönetimi yüzünden onun Fenerbahçe'nin suçluluğu hemen kaybetmesi yüzünden Fenerbahçe zarar görmedi mi, hala görmüyor mu? Tüm bunlar üzerine şu aralar pişmanlığını dile getirdiği söylense de camiadan özür dilemiş mi Aydınlar, Fenerbahçeliler onun özrünü kabul etmiş mi?

Gelgelelim biz bunları dile getiriyoruz ama zaman bazı kişilerin bazı hedefler uğruna yaptıklarıyla bize bugünkü fotoğrafı gösteriyor. 

Tüm camia bu birlikteliğe (M.Ali Aydınlar'ın sahibi olduğu Acıbadem grubu ile Fenerbahçe arasında imzalanan sponsorluk anlaşması) bir anlam getiremezken, bir cevap beklerken, bu birlikteliğin aktörlerinden bir ses çıkmadı, çıkamadı.

Söylenen tek birşey vardı. 'Söz konusu Fenerbahçe ise gerisi teferruattır. Fenerbahçelilik gerektiğinde herkesin taşın altına elini koyması gerekir.'

Aydınlar bu sözlerinde samimi miydi 2011 Temmuz'u hatırladığında, yoksa bu sözler pişmanlığı mı ifade ediyordu. Belki o kendi iç temizlenmesini yapmıştı bu görevi kendince! ifa ederek. Peki Uefa anlaşması gereği ve şu andaki malı yapının gerektirdiği zorunluk olarak mı el sıkışmıştı Aziz Yıldırım.

Geçtiğimiz günlerde yapılan divan kurulu olağan toplantısında bir açıklık getirmeye çalıştı divan başkanı Vefa Küçük.

Vefa küçük bu birlikteliğin kendisi sayesinde olduğunu, Fenerbahçe'nin bekası için bu türlü küslüklerin olmaması gerektiğini söyleyerek, ilk başta üniversite için bağış yapmasını rica etmek için yanına gittiği Aydınlar'ı bunu bir fırsat görerek Aziz Yıldırım'la el sıkıştırmak istediğini ve bu sözde barışı sağlayarak Aydınlar'ın aynı zamanda kendi borcunu ifa ederek kendi iç temizlemesini yapmasını sağladı.

Peki, Aziz Yıldırım bu birlikteliğe neden evet dedi?

Hali hazırda Fenerbahçe'nin Uefa ile devam eden bir anlaşması var, ve bu anlaşma gereği Fenerbahçe'nin bu yıl için sadece 10 milyon euro zarar etmesi gerekiyor, fakat şu andaki tablo bunun çok zor olduğunu arada büyük bir farkın olduğunu gözler önüne seriyor. Mart ayında da Uefa'dan bir komite kontrol için kulübe gelecek. Bu yüzden uzun süredir Fenerbahçeli yöneticiler sponsor bulma arayışındaydı. Gel görün ki Fenerbahçe'nin şimdiki durumunu gösteren birşeydir ki koskoca Fenerbahçe yeterli finansmanı sağlayacak ya da akla yatkın hiçbir sponsor bulamadı.

Başkan Aziz Yıldırım'da bir taraftan seçim yatırımı olarak dile getirilse de kulubün geldiği bu durumda ve Uefa anlaşması gereği kulubün ceza almaması için bu birlikteliğe olumlu baktı, ve 3 Temmuz defterini kapattı.

Bu anlaşma gereğince Aydınlar hem kulube sözünü tutmuş hem de Fenerbahce sorunlarını en azından birazını çözmeye yardım edecek bir anlaşmaya imza atmış oldu. 

Önümüzdeki süreçte farklı kaynaklardan farklı bilgiler gelse de bu birleşmenin ekonomik yansımasını Uefa kontrolü sırasında görmüş olacağız.

Bu birleşmeye değindikten ve bazı durumlara açıklık getirdikten sonra şimdi gidelim 2015'e.

2015 yılında bizzat genel kurulda kendisinden sonra başkan olması için desteğini açıkladığı Ali Koç'un, ve Ali Koç ta bundan güç alarak kendi başkan adaylığını açıklamıştı.

Peki, bunları yaşamışken bugünkü sürece nasıl geldik?

Ali Koç tüm bu dava süreçleri bitince yani Yargıtay kararı açıklanınca başkanlığa aday olacağını açıklamasına rağmen neden bu isteğini öne çekti?

Ali Koç Fenerbahçe'nin şu anki durumundan ve mali yapısından, ve bunun ileride onarılamayacak sorunları ortaya çıkartacağını gördüğü için ve camiada şu andaki mutsuzluğa çözüm olacağı düşünüldüğü için büyük bir kesim tarafından desteklendiğini bildiği için, aynı zamanda bu dava süreçlerinin yakın zamanda bile bitmesini mümkün görmediği için, ve iyi bir Fenerbahçeli olarak artık taşın altına elini koyması gerektiğini düşünerek adaylığını 2018 seçimi için açıklamıştı geçtiğimiz sene.

Geçtiğimiz sene Ali Koç'un adaylığını açıklamasıyla birlikte bu tür bir açıklamanın erken olduğunu düşünen Aziz Yıldırım ve kurmayları sessiz oldukları, belki de etkin olmadıkları bir süreçte bu açıklamayla birlikte harekete geçtiler.

Ali Koç'a destek olmak yerine başkan Aziz Yıldırım bir nevi ben istemeden ya da ben bırakmadan kimse bu koltuğu alamaz diyerek açıklamalardan sonra başladığı seçim çalışmalarına, 2017-2018 sezonu itibariyle kulubün zaruri işlerini bile göz ardı ederek daha da yoğunlaştı. Kendi açılarından Ali Koç'un bu erken adaylık açıklamasını ve bu tavrını anlamsız buluyorlardı. Ali Koç ise tam tersi Aziz Yıldırım mualefeti olarak çıkmadığı bu başka adaylığı sürecinde eski bir dava arkadaşı olarak, ve hali hazırda kulübün başkanı olan, 20 yıllık hizmeti olmuş, hatta bu kulüp için 1 yıl içerde yatmış başkan Aziz Yıldırım'ın karşısına sadece iyi bir Fenerbahçeli ve sadece Fenerbahçe'nin iyiliğini isteyen, ve hizmet etmek isteyen biri olarak çıktı.

Aziz Yıldırım ilk başta bu tavrı beklemediği ve erken bulduğu için sessiz kalsada sonradan belki o da bu dava sürecinin uzayacağını bildiği için, seçim çalışmalarını başlattı.

Tüm camianın ondan beklediği 2015'te yaptığı gibi 2018'de de alkışlarla görevi Ali Koç'a devretmesiydi. 

Ama kendisi ben bu görevi kendim teslim etmeden kendim işaret etmeden (2015'te bizzat kendi işaret etmişti) kimse devralamaz, böyle bir işe kalkışamaz. 

Ve bilgilendirmeler neticesinde, ve bu hatırlatmalar ışığında geldik Ocak 2018 divan kurulu olağan toplantısındaki söylem savaşlarına ve ithamlara!

O günkü konuşmalara göz attığımızda şu anda geri planda olmayı tercih etsede ve bunu Şekip Mosturoğlu üzerinden ilk başta yürütsede böyle bir üslup ve tarzdan kesinlikle başkan Aziz Yıldırım kaybedecektir. 

Camianın kendisine karşı eleştirileri olsa da büyük bir saygı var. Bu tür süreçten, bu tarz davranış ve tutumlardan kendisine bir fayda çıkaramayacağını tecrübeli bir insan olarak bilmesi gerekir. 

Bu tavrını değiştirmelidir, tüm Fenerbahçelilerin istediği demokratik ve saygın bir seçim sürecine girilmelidir. 

Camiadan genel olarak dile getirilen ses ise Aziz Yıldırım'ın bu yarışa dahil olmaması ve kendi ağzıyla önceden dile getirmiş olduğu gibi Ali Koç'un adaylığına destek vermesidir.

Hep birlikte önümüzdeki süreci takip edeceğiz.

Hepinizin bu makalenin altına yorumlarınızı ve eleştirilerinizi bekliyorum. 

 

 

 
Toplam blog
: 4
: 158
Kayıt tarihi
: 20.09.15
 
 

Koç İşletme 2017 mezunu. Yazmayı, anlatmayı seven, İngilizcesi iyi, Çince ve İspanyolca dillerind..