“Taş atan çocuklar"a, başka şey attırılmasın!

Kaç yıldır, toplumda “taş atana çocuklar” sorunu tartışılıyor.

Aslında, “taş atan” yanlış bir yakıştırma. Çünkü çocuklar, “taş” atmıyorlar, çocuklara “taş” attırılıyor. Çünkü büyüklerin yapamadığı, kimi büyükler tarafından, çocuklara yaptırılıyor.

Amaç belli!

Nasıl olsa çocuk!

Cezası yok ya da az!

Çocuk, daha çocuk yaşta, daha 18 yaşına varmadan “militan”laşıyor!

*****

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, toplumda "taş atan çocuklar yasası" diye adlandırılan "Terörle Mücadele Yasası" değişikliklerini onayladı.

Çocuklar, bu yasayla özgürlüğe kavuşacak, yargılanmaktan kurtulacaklar.

“Taş attırılan” o çocuklar, dışarı çıkınca ne yapacaklar?

Bu soruya kim, nasıl yanıt verebilir?

Onlara “taş” attıranlar, rahat mı duracaklar?

Bu konuda benim kaygılarım var.

12 Mart öncesini, 12 Eylül öncesini anımsayınca, bu çocukların yalnız bırakılmayacağını düşünüyor, bu konuda kaygılanıyorum. Çünkü çocuklara taş attıranlar, bu çocukların peşini bırakmayacaklardır. Onları için, yargılanan, tutuklanan, hapishaneyle tanışan çocuk, “militan” olmaya uygundur artık.

Burada kime, kimlere görev düşüyor?

Başta devlet, o çocukları koruyacak, “hayata kazandıracak” önlemleri almalı.

Ya aileler?

*****

Çocuklara “taş” attıranlar, onların tutuklanmasına, yargılanmasına yol açanlar, Nazım Hikmet’e inat, çocuklara kıydılar. Oysa Nazım Hikmet, “Bulutlar Adam Öldürmesin” şiirinde ne güzel sesleniyordu:

“Çocuklara kıymayın efendiler”

Ama çocukları kullananlar, çocuklara “taş” attırarak, onları bir “oyun içine soktular. Çocuk da, evcilik oynar gibi, atçılık oynar gibi, çelikçomak oynar gibi, “taş” atmayı bir oyun sandı.

Sokaklarda çocuklara “deneyim” kazandırıldı; çocuk bilinçlendi.

Tutuklananların durumu tahmin etmek zor değil.

BDP'li bir milletvekili, "kadrolarımız içeride" derken, acaba çocuklardan da mı söz ediyor?

Öyle olmadığını umalım, düşünelim!


*****

Yakında, tutuklanan çocuklar özgürlüğe kavuşacak, yargılananlardan kurtulacak.

Çocuklara, ailelere “geçmiş olsun” diyelim, sözü Nazım Hikmet’e bırakalım:

“Koşuyor altı yaşında bir oğlan,

uçurtması geçiyor ağaçlardan,

siz de böyle koşmuştunuz bir zaman.

Çocuklara kıymayın efendiler.”

Evet, “çocuklara kıymayın efendiler”...

O “taş atan eller", başka şey atmasın!

&&&

Yasa ne getiriyor?

Bkz:www.cumhuriyet.com.tr/