Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ağustos '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

"Taşıyabildiğin kadar sarıl hayata"

"Taşıyabildiğin kadar sarıl hayata"
 

Yüzünde hafif bir gülümseme… Diyor ki;

- Taşıyabildiğin kadarını yükle omuzlarına…

Düşünüyorum. Neden o an bunu söyledi? Çünkü konuşulan konu bu değildi. Ve devamın da gelmesi gereken kelimeler bunlar olmamalıydı. Şaşkın şaşkın bakıyorum yüzüne… "Sana söylüyorum" diyor. Neden bana böyle bir şey söylediğini anlamıyorum.

- “Neden bana böyle bir şey söylüyorsun” diyorum;

- Taşıyabildiğin kadarını yükle omuzlarına,

- Taşıyabildiğin kadar sevsin yüreğin,

- Taşıyabildiğin kadar düşünsün zihnin. Fazladan birkaç kelime koyma. Ne kadar alıyorsa o kadar. Kolların ne kadar güçlüyse o kadarını al ellerinin arasına. Gözlerin ne kadar bakabiliyorsa, o kadar bak. Sonunda kapat gözlerini

- Anlayacağın Sedacım; taşıyabildiğin kadar kucakla hayatı. Taşıyabildiğin kadar yaşa.

- Öfkelisin, sinirlisin, çabucak alevleniyorsun. Her şey yerli yerinde ama sen zihnen yorgun düşüyorsun. Çünkü taşıyamıyorsun. Bırak kim yaparsa yapsın. Sen sırtlanma tüm işi. Sen taşıyabildiğin kadarını al kendi içine. Çünkü aldığın fazla yükler, seni sen olmaktan uzaklaştıracaktır. Çemberinin dışına çıkacaksın. Ya da kıracaksın çemberini… Sonuç… İsyan…

- Biliyorum hatalıyım, biliyorum hatalılar ve kabul etmelisin hatalısın.

- Sen, “kendin” olmalısın. “Onlar” olmamalısın.

- Daha genceciksin, yaşayacağın çok şey varken omuzlarına yüklerin tamamını alıp gözünü kapatmanın anlamı yok. Sen, işini bilen olmalısın. Hayatın yükünü sen değil, senin yükünü hayat çekmeli…

-Şimdi hayatını gözden geçir. Taşıyacağından fazla yük aldığın ne olursa olsun at onları. Bu seni üzecek, kıracak ya da bir süre hayattan bağlarını koparmana sebep olacak… Her insanın kendi için oluşturduğu çemberi vardı. Taşan kısımlarını toparla ve yeniden düşün… Düşündükten sonra hayatı kavrayışın farklılaşacaktır.

Düşünüyorum ve haklı olduğunu anlıyorum. İyi niyet mi yoksa aptallık mı bilmiyorum. Omuzlarımda, beni dizlerime kadar toprağa gömecek yükler almışım. Zihnimin duvarlarından taşan kelimeler bini aşmış. Yüreğim kaldıramayacağı bir aşka yenik düşmüş. Örselenmiş, zarar görmüş… Çemberimi kırmışım ama hayatıma yüklediklerimi taşıma çabası fark ettirmemiş bana kırılanları… Şimdi yenilenme vakti… Yükleri azaltma, durulma vakti… Şimdi hayatı taşıyabileceğim şekilde kucaklama vakti… Gülümsüyorum…

Kapıdan çıkarken sesleniyor tekrardan. “ Her insan bu hayat için bir nimettir. Ve her insan taşıyabildiği kadar sarılırsa hayata, mutlu olur. Taşıyabildiğin kadarını al içine ve yüreğinin gücüyle sarıl hayata”…

Fotoğraf : http://www.deviantart.com/print/107169/

 
Toplam blog
: 194
: 1525
Kayıt tarihi
: 04.08.06
 
 

1981 yılında aslında istenmiyor olsam da geç alınan karardan dolayı hayattayım:)) Haritacıyım ve işi..