Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Nisan '12

 
Kategori
Eğitim
 

“Tatlı dil”li, “Güler yüz”lü eğitim

“Tatlı dil”li, “Güler yüz”lü eğitim
 

EĞİTİMDE BAŞARININ ANAHTARI "TATLI DIL VE GÜLER YÜZ'DÜR.


Müfettişlik yıllarımda, bir okulda sınıftaki öğrencilerin bir öğretmenin kendilerine “kemik torbası, yağ tulumu, mankafa, dört göz, şişko, uyuşuk, hayvan, miskin, vb.” dediği iddiası ile ondan şikâyetçi olmaları üzerine soruşturma açılmıştı. Tabii gereği yapıldı. Bir eğitimcinin kullanmaması gereken kelimeler bunlar.

Ancak, bu kelimelerin öğrencilerde yaratacağı olumsuzlukların, onların davranışlarını da etkilemesi kaçınılmaz olur.  Negatif ifadeler her zaman negatif sonuçlar doğurur. Öğretmenleriniz size böyle hitap etseydi, ne yapardınız? Onun dersinde başarılı olabilir miydiniz? Ondan soğur muydunuz?

Psikolojik Danışman ve Pedagog Mehmet Teber bu konuda    bakın neler diyor;

Bazen yanlışlıkla bu gibi kelimeleri bolca kullanarak çocuklarımıza da hitap edebiliyoruz. Bu etiketler sıklıkla kullanıldığında, etiket olmaktan çıkıp çocuğun kişiliğinin bir parçası haline gelebiliyor. Çocuk, kendisinin de etiketteki gibi olduğuna inanınca artık geri dönülmez bir yola girilmiş oluyor. 

Çocuklarımızı olumsuz etiketlemekten kaçındığımız gibi, onları ikaz ederken ve yönlendirirken de pozitif kelimeleri kullanmamız kesinlikle daha faydalı olacaktır.

Örneğin; elinde bir tabakla yürüyen çocuğumuza “Aman düşürme demek yerine”“Sıkı tut” demek daha doğrudur. “Tembellik yapıyorsun” yerine “Daha çalışkan olabilirsin” demek daha makuldür. “Dikkatli ol” ifadesi “Sakarlık yapma” ifadesinden daha fazla yol göstericidir.  “Yalan söyleme” ibaresi yerine “Doğruları söyle” ibaresini kullanmak daha eğiticidir.   

Negatif ifadeler, yol göstermediği gibi akla olumsuzu da getirdiği için yanlış yönlendirici olabilmektedir. Şimdi ben size, “Kırmızı fil düşünmeyin” desem, hepinize kırmızı fili düşündüren ben olurum. Aynı şekilde “tırnaklarını yeme” dediğimiz kişinin aklına “tırnak yeme” mesajını gönderen yine biz oluruz. 

“Gürültü yapmayın” mesajı çocukları daha fazla gürültü yapmaya sevk eder, çünkü zihne giden mesaj “gürültü” mesajıdır. Bunun yerine“Sessiz olun” demek daha doğrudur. Çünkü çocuklara ne yapmaması gerektiğini değil, ne yapması gerektiği aktarılmalıdır. “Çöpü yere atma” demek yerine “Çöpü ilerideki çöp tenekesine at” demek arasında dağlar kadar fark vardır.” Çok doğru.

Çocuklarımızı eğitirken pozitif dil kullanmalıyız. Atalarımızın“Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır” sözünü hiç unutmamalıyız. Yunus Emre “Kişi bile söz demini, demeye sözün kemini” diyerek, tatlı dil’in önemini vurgulamaktadır.”

Öğrencilik yıllarımda unutamadığım ve sevdiğim öğretmenlerim bizlere hep ismimizle hitap etmişti. İsimlerimizi ezberleyerek, bizlere değer verdiğini göstermişti. Onların derslerine çok daha fazla önem vermiş ve başarılı olmuştuk.

Öğretmen, öğrencilerin her birinin önemli ve değerli olduğunu olumlu ifadelerle kendilerine fark ettirebilmeli ve özelliklerine uygun davranabilmelidir. Onların bedensel, zihinsel, duygusal, sosyal, kültürel farklılıklarına ve gereksinimlerine ilişkin anlayışını, farkındalığını, öğrencilerinin öğrenmesini desteklemek ve daha ileriye götürmek için de tatlı dil’li , güler  yüz”lü  eğitim  yapabilmelidir.. 

“Güler yüz”lü eğitim- pozitif eğitim - için, öğretmen öğrencinin fiziksel, sosyal, bilişsel, dil, duygusal, kültürel  gelişimine ait  düzeyini, öğrenme  biçimlerini, güçlü ve zayıf yönlerini, ilgi ve gereksinimlerini bilmelidir. Bunları geliştirmek için de “olumlu düşünerek”, “pozitif kelimeleri” kullanarak amacına ulaşabilir.

Yalnız öğretmenler değil, anne-babalar da, çocuklarının kendini ve diğerlerini tanımasına ve kabul etmesine, kendisi ile ilgili farkındalığını günlük hayatta kullanmasına ve olumlu davranışlar geliştirmesine, kendi kendini güdülemesine rehberlik ederken de negatif kelimeleri kullanmamalıdır.  

Bizler de nezaket kuralları içerisinde birbirimize karşı hitap ederken pozitif kelimeleri seçmeliyiz. Böylece ilişkilerimiz daha kolay ve uzun ömürlü olur.

Yasaklama getirmek olumsuz davranışa sebep olur. “Park yapmak yasaktır!” negatif ibaresini mi yoksa  “Park yapmadığınız için teşekkür ederiz.” pozitif ibaresini mi seçersiniz?  Köşe başında çöp yığının bulunduğu duvara “Çöp dökmek yasaktır !” yerine “Lütfen çöp koymayınız .” yazmak daha güzel değil mi ?

Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az.” atasözünü hatırlayıp, “karşınızdaki zaten aldırış etmiyor”, diye düşünmeyiniz.  O zaman o kişileri “pozitif kelimelerle ” ikna etmesini bilmeliyiz. Yoksa bizler de sorunun bir parçası olmaktan kurtulamayız. 

“Güler yüz”lü eğitimde, “Lütfen” ve “ Teşekkür ederim”i  sık sık kullanmak ve yeri geldiğinde de “Özür dilerim” demesini bilmek  kişiye ne kaybettirir ki?  Aksine çok şey kazandırır. Kişiyi yüceltir. Karşısındakine değer verdiğini gösterir. Sonuç olarak çevresiyle iletişimi çok daha iyi olur.

Olumsuz düşünce ve davranışlarında, anlamsız biçimde inatla direnenleri, öfke ile sertlikle değil; gönül okşayıcı tatlı sözlerle yola getirmeye çalışmak, yumuşatmak en doğru yoldur.

Günlük yaşamda olduğu kadar eğitimde de ,onur kırıcı, sert, kötü sözler insanı öfkelendirir; sabrını taşırır, çileden çıkarır, hoş olmayan davranışlara sürükler. Bunun aksine yumuşak, tatlı, hoş sözler de öfkeli, geçimsiz, saldırgan insanları yatıştırabilir; zarar vermelerinin önüne geçip onları doğru yola sokabilir. Özellikle aile ilişkilerinde huzursuz ortamı yumuşatmak için kullanılması gereken çok etkili bir taktiktir gülümseme.

Arzu Çetinkaya yazısında “Gülümse…”Güneşin sıcağı en sert buzları bile eritir.” Tatlı dilin, güler yüzün açamayacağı kapı yoktur. Güler yüzlü, tatlı dilli olan insanlar gerek aile ilişkilerinde, gerek arkadaş ilişkilerinde, gerekse sosyal alandaki ilişkilerde, daha başarılı olurlar. Göndermiş olduğun tebessüm sana tebessüm olarak geri gelir. Birçok insanın zorbalıkla kaba kuvvetle elde edemeyeceği şeyleri, bir tebessüm iki tatlı sözle elde edebilir.”   Eğitimde başarı da buna bağlıdır.

Sadece bir tebessüm, üstelik bedava, vereni üzmez, alanı mutlu eder. Daha huzurlu bir hayat için tatlı dilli, güler yüzlü olmalıyız. 

Yaşantımızda negatif kelimeleri bırakıp, pozitif kelimeleri kullanmamız bize olumlu düşünmeyi de sağlayacaktır. Hayata olumlu bakmayı öğretecektir. “Güler yüz”lü eğitimde “tatlı dil”le başarı daima artacaktır.

Öğretmenlerimizin  “tatlı dil”li, güler yüzlü” eğitim yapmaları onların başarılarını daha da artıracaktır.Bana göre tebessüm ile söylenen “tatlı dil “, öğretmenlik mesleğinin genel yeterliliklerinin en başında gelir.

Tatlı dil”li, “güler yüz”lü eğitim,  başarının anahtarıdır.

Hangi dilde konuşursanız konuşun, iletişim kurmanızda  en iyi dil “tatlı dil”dir.

Hani derler ya, “Kaç dil bildiğin önemli değil, “tatlı dil”i bilmedikten sonra”.

Sevgi ve saygılarımla. 

Ali İhsan ÖZÇAKIR

MEB. Bakanlık Başmüfettişi (E)

e-mail: aliihsanozcakir@hotmail.com

 
Toplam blog
: 172
: 4867
Kayıt tarihi
: 07.04.09
 
 

50 yıllık eğitimciyim. İngilizce öğretmenliği ve Bakanlık müfettişliği yaptım. Bunca yıllık eğiti..