Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Mart '09

 
Kategori
Ankara
 

"Temiz hava şehri" nin havası bozuldu

"Temiz hava şehri" nin havası bozuldu
 

Or-An'da yıkılarak 30 kat yoğun yapılaşan eski Milletvekili Lojmanları


Galiba ilk defa, şehircilik ikinci sınıfta Ankara’da toplu konut uygulamaları konusunda araştırma yaparken duymuştum, OR AN Temiz Hava Şehri’ni... Ankara’nın o dönemde -1970’lerin sonu- kömür karası havası, kirli, bazen nefes alınamayacak kadar kirli havası dünyaca tanınmıştı..

Hatta, zaman zaman kirlilik alarmları verilirdi. Tek çift plaka uygulaması yapılması düşünülürdü. Hatta kömür kazanlarının nasıl yakılması konusunda eğitimler verilirdi.. Bazen de devlet daireleri tatil edilir, kirliliğin baş sorumlusu da kömürü iyi yakamayan, zamanında kazana yeteri kömürü eklemeyen kapıcılardı kimine göre.. Kimine göre lastik yakılan gecekondular..Ama, doğal gaz gelene kadar, Ankara’ya bizler kışları kara bir bulut içinde yaşadık..

Bu günlerde de, o güzel (!) isli günleri anımsatan havalar olmuyor değil, bunun da sorumlusu da gene kaçak kömür kullananlar, artan araç sayısı, kurşunlu benzin kullanan araçları hala üretmeye devam eden otomotiv sanayimiz..

İşte; OR AN temiz hava şehri, kentin havasından kaçanlara bir <ı>vaha yaratmak amacıyla kuruldu. Gerçekten de amacına ulaşıp, ilk yıllarda şehrin en prestijli, çevre kalitesi yüksek, yeşil alanlarla iç içe, gürültüsüz ve sakin bir kent parçası oldu..

Ankara bu durur mu yerinde; bu kadar girişimci varken! Hemen çepeçevre yapılaşmalar, kooperatifler başladı, 75’lerde, 80’lerde, 85’lerde sürdü inşaatlar...Hem de çok katlı olarak.. “Vaha” nın çevresini abluka altına aldılar önce, taş ocağının içine kadar girerek, çevrede yüksek yoğunluklu yapılaşmalar oluşmaya başladı.

Ocaktaki faaliyetler durduruldu, gürültü bitti ama görüntü ve diğer kirlilikler başladı..OR AN <ı>“Orta Anadolu Temiz Hava Şehri” efsanesi bir anlamda son bulmaya başladı.. Çünkü öngörülemeyecek kadar yüksek yoğunluklu yerleşimlerle çevrelendi önce.. Bunlara ulaşmak için çift geliş gidişli yollar açıldı..

Her nasılsa, yolun Eymir gölü tarafı <ı>- herhalde orman mülkiyeti olsa gerek- ağaçlandırılarak, yeşil kuşak oluşturuldu da, bir miktar temiz hava üretimi sürdü bu kesimde..

Sanırım, üstad mimar Şevki Vanlı, tasarımlarını yaparken böyle bir gelişmeyi öngörememişti, yada en azından bu kadarını tahmin edememişti..

Ama, işte bir yerde var olan potansiyel bir güzel gelişme, hemen arkasından yatırımcıları (!) çekiveriyor. Birileri de oraları bir güzel planlıyıveriyor.. ama ne planlar..

Yani bazı yerlerde “sit alanı” olmasa, “özel çevre koruma bölgesi” olmasa, neler olabileceğini hemen bu örneğe bakarak anlamak mümkün. Düşünsenize, Mogan ve Eymir Gölü ve yakın çevresi, ya da İmrahor Vadisi, Dikmen Vadisi kadar şanslı değil!

Çevresine blokları dikip yukarıdan seyretmek var iken güzellikleri, neden buna engel olurlar bilemiyorum!!. Şöyle nokta bloklarını konduracaksın, yeni bir yaşam vaadi ile, asmalı, asmasız, havuzlu, havuzsuz villaları da eteklerine dizeceksin, bak o zaman kentimiz nasıl da güzel bir yaşam çevresine kavuşur.

Temiz hava şehri çevresi kadar da yoğun yapmayız bu defa, ne de olsa son göller ve vadiler ama korumak için parasal kaynak gerekli ülkeye, işte “rant transferi” buna derim ben işte! (Aman böyle yapılmasın, yanlış anlaşılmasın!), ,

İyi baharlar, iyi seçimler..

 
Toplam blog
: 114
: 2207
Kayıt tarihi
: 16.04.08
 
 

Kentsel, arkeolojik ve doğal sit alanlarında koruma, ıslah ve yenileme projelerinde, plancı, yöne..