"Türkçe çok yakıştı Gündüz Bey"

"Türkçe çok yakıştı Gündüz Bey" dediği an aklımın kıyısında köşesinde kalan tüm yabancı terimler gözümün önüne serildi, uçuştu, yerlerine türkçesi geldi ya da gelmeye çalıştı. Her gün kullandığım klavyemde , page up, page down tuşlarının üstünde türkçelerini hayal etmeye çalışıyorum ve olurunu bir türlü bulamıyorum. . Günlük hayatıza giren daha pek çok teknoloji ürürününde düğmelerin üstü yabancı terimlerle dolu ve işgal halinde olduğunu farkediyorum. Devrim Arabaları'nın mazbut bir sahnesiydi bana bunları düşündüren. Binbir zorlukla ürettikleri arabanın ön paneli takılırken, göstergelerin altında türkçe terimler yazılıydı. Usta bir eliyle yazıları okşayarak, yanındaki Gündüz Bey'e ""Türkçe çok yakıştı Gündüz Bey" dedi. Üretilebilseydi eğer pek çok ürün bu ülkede daha nice Türkçe terimler taşıyacak ve yakışacaktı.

Bilgisayar'ın cd'si nerde? demek yerine Bilgisayar'ın.... ni nerde? demek (boş yerlerde türkçe kelime var olmalıydı) ne güzel olurdu. Ya da direksiyon'u tut derken neden türkçesini söyleyemeyiz. Çünkü bu teknolojiler üretilirken Türkiye bu üretimin dışında, kaldı. Teknolojiyi sevmedi, üretmedi sadece başkalarının üretttiğini kullandı. Üretmek yerine başkalarının ürettiklerine pazar olmayı tercih etti. Ne yazık ki hala ülkemiz düşük teknoloji kullanıyor. Dünya 4G kullanırken, biz 3G'ye geçtik diye seviniyoruz. Öylesine geriden takip edip, öylesine geri kalmışız kievlere şenlik boyutunda! Devrim Arabaları'nı izlerken bu zihniyetin her zaman var olduğuna, önce kendimize olan inancımızın törpülendiğine bir kez daha şahit oldum. Avrupa daha bizden 400 yıl önce aydınlanma çağına adımını atmış. Bilim ve sanatı yücelterek bugünkü refahının temellerini atmaya başlamış. Oysa bizler daha 100 yılı bulmayan Cumhuriyet Tarihimizi bilim ve sanat ile doldurmak yerine, rejim buhranlarıyla doldurmuşuz. Sanata, bilime en önemlisi de eğitime gereken ilgiyi gösteremeden nesiller gelip geçmiş.

Ne yazık ki, bu buhran tarihde bugünlerde zirve yapmışız. Çağdaş olmak, dinsizlik olarak adledilmiş ve kitlere hep şu mesaj verilmiş ""çağdaş olmaya gerek yok, medeniyet zavallıların işi biz geçmişe dönelim, geçmişteki gibi yaşayalım. Okumadan bilmeden yasaklarla örülü bir düzende kavrulup gidelim. Cehalet her yeri sarsın kiii bizler sizleri istediğimiz gibi yönlendirebilelim. Biz neye inanın dersek ona inanabilin. Sadece bizim istediklerimizi konuşun ve düşünün" Oysa "Türkçe çok yakıştı Gündüz Bey" demeyi bu ülke insanı çoktan haketmişti. Acaba bugün Türkiye Ay'a Mekik göndermeye kalksa yine aynı senaryo oynar mı oynamaz mı?. Kendimize olan inancımız üzerinden binlerce polemik doğar ki önce inancımız, kendimize olan güvenimiz zedelensin. Devrim Arabaları bu açıdan çok önemli bir film. Türk Sineması içinse zaten bir devrim niteliğinde. Herşeyiyle mükemmel bir film. Çalışmanın ve inanmanın gücünü bizlere gösteren, çocuklarımıza izletmemiz lazım gelen nadir filmlerden bir tanesi.