Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Şubat '16

 
Kategori
Dünya
 

"Türkiye-ABD Müttefikliği" çözülüyor... "Stratejik Ortaklık" ise bitmiş gibi...

"Türkiye-ABD Müttefikliği" çözülüyor... "Stratejik Ortaklık" ise bitmiş gibi...
 

Bu nedenle, konu, "ABD ve Türkiye" arasında ve "TBMM"nde yeniden tartışmaya açılmalıdır.


ARTIK, "AMERİKA-TÜRKİYE MÜTTEFİKLİĞİ" MASAYA YATIRILMALI; "STRATEJİK ORTAKLIĞI" İSE TARTIŞILMALIDIR...

Ben isterim ki, bu tartışmalar TBMM çatısı altında yapılsın;  bu konuda "taraflar" açıkça belli olsun, "takkeler düşsün ve keller görülsün"...

Yani, ABD'nin, Suriye konusunda bölgede izlediği siyasi ve askeri tavrın yanında ve karşı olanlar ortaya çıksın... 

Bu konuda ABD'nin yanında olanlar ile karşısında olanlara; ya da bundan sonra taraf olacaklara bir fikir vermesi için, Amerika'nın, Türkiye için neler düşündüğüne kısaca değinmek istiyorum....

x

AMERİKA, "YEDİSİNDE" NE İDİ İSE; "YETMİŞİNDE" DE, O OLDU....

Kültürümüzde bazı sözler vardır:  "Geçmişe mazi derler" ya da "Geçti Bor'un pazarı sür eşeği Niğde'ye" gibi...

"Geldi, geçti" anlamında...Ama bazı şeyler unutulmaz; öyle bir zaman gelir ki, mazide, "geldi geçti" dediğimiz olaylar, "eskisinden daha da belirgin" bir şekilde tekrar karşımıza çıkar...

Bir başka söz daha vardır, kültürümüzde; "Yedisinde ne ise yetmişinde de odur" şeklinde...

Bu deyiş, genelde insan için kullanılır ama, ben, bir ülke için, Amerika için kullanacağım...

Kullanacağım ki, "geçmişe mazi diyenlerin", "Bor'un pazarının geçtiğini sanıp, eşeklerini Niğde'ye sürerken" yolda biraz düşünsünler diye...

* * *

Şimdi, "DOSTUMUZ, MÜTTEFİKİMİZ ve STRATEJİK ORTAĞIMIZ"  olduğumuzu sandığımız AMERİKA'nın "yedisine" bir bakalım :

Amerika Başkanı Wilson, Birinci Dünya Savaşı'nın sonuna doğru, "savaştan sonra Türkiye haritadan silinecektir" demiştir...O sıradaki ABD Dış İlişkiler Bakanı Cabot Lodge ise, "Türkiye uygarlığın başına bir beladır. Türkiye Avrupa'dan çıkarılmalı, Ermenistan Devleti kurulmalı, Araplar Osmanlı'dan kurtarılmalıdır(1) şeklinde bir beyanat vermiştir. 

Bu düşünce, bir önceki bloğumda konu ettiğin İngiltere, Fransa ve --sonradan da olsa-- Rusya arsında yapılan "Sykes-Picot" adlı,"Ortadoğu'yu paylaşım planına" ışık tutmuştur.

1917 yılı içinde de, ABD Dışişleri Müşaviri Hause de, "Türkiye, galip devletler arasında paylaşılmalı ve orada ırklara göre özel yönetimler kurulmalı"(2) buyurmuştur...

Amerika'nın, bu önerisi de, "Türkiye'nin paylaşımını" öngören "Sevr Dosyası"nın açılmasını sağlamıştır...

Bu arada, Amerika'nın Lozan Antlaşması'ndan da hiç hoşlanmadığını, bu Antlaşma'nın, Türkiye'yi, uygar uluslar masasında bir konuk durumuna getirerek yücelttiğini ve Amerika'yı yüksek ülkülerinden uzaklaştırdığını söylemiştir. Amerika, bu kadarla kalmamış ve bu duruma yol açtıkları için Antlaşmaya imza koyan Batılıları da eleştirmiştir(3).

Amerika, Lozan'daki Türkiye'ye yönelik "kızgınlığını ve kinini" henüz üzerinden atmamış olmamalı ki, Antlaşma'nın imzalanmasından 4 yıl sonra bile, Amerika'daki, bazı bilimsel çevreler, Türkiye'ye karşı örgütlü tepkiler sergilemişlerdir.

Örneğin,17 şubat 1927 yılında, Harward Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi profesörlerinden Albert B. Hard, "Türklerin Avrupa'da uygar uluslar arasında yeri yoktur" diye yazmış ve senatörlere ve hükümet yetkililerine gönderilen 107 imzalı bir bildiri ile de, "Kemalist rejimin mutlaka öleceğini ve milliyetçi Türk Hükümeti'nin hedeflerine asla varamayacağını" ileri sürmüştür(4).

* * *

Daha çok şeyler yazılabilir ama, sanıyorum ki bunlar bile, sözüm ona "Türkiye'nin dostu, müttefiki ve stratejik ortağı" olan Amerika'nın "yedisinde" ne olduğunu anlatmaya yeterlidir...

*

PEKİ, AMERİAKA "YETMİŞİNDE" NE YAPIYOR?

* Seksenli yıllardan başlamak üzere 90'lı yıllar dahil, PKK'ya silah ve malzeme yardımı yapmıştır. Bu yardım, dağdaki PKK'lılara, gözlerimiz önünde helikopter ve paraşütlerle atılmıştır.

* 90'lı yıllarda, bir bahane ile Irak'a açtığı savaş ile "Irak'a demokrasi getireceğim" diyerek "Güney Kürdistan" dediği Kuzey Irak Kürt Bölgesi'ni oluşturmuştur...

* Bu oluşum, bir devlet aşamasına yaklaşınca, PKK'yı, "terör örgütü" listesinden çıkarmış ama, hemen arkasından, kendisine yakın yerli ve yabancı uzmanlar aracılığı ile, "Mustafa Kemal'in 1923 yılında bir "Türk-Kürt Cumhuriyeti" veya "Federasyonu" kurmamakla büyük hata yaptığı"(5) şeklindeki görüşü, etrafa yayarak kamuoyu oluşturmaya çalışmıştır.

* Türkiye'yi yönetenler ısrarla, PYD ve YPG'yi "terör örgütü" olarak görmesine rağmen, Amerika da, benzer bir ısrarla PKK ile YPG'nin arasında önemli bir fark olduğunu; Suriye'yi esas kana bulayanların Esad rejimi ile IŞİD olduğunu iler sürmüştür. 

* Ama, Suriye'de yaşananların durdurulması için, üzerlerinde kolaylıkla etkili olacağı bilinen ABD, Birleşmiş Milletleri ve NATO'yu(x) dereye sokmayarak, "sığınmacılar" konusunda bölgenin en mağdur olan, "müttefiki ve stratejik ortağı" Türkiye için kılını bile kıpırdatmamakta ve bölgede yaşananları "film izler gibi" yalnızca seyretmektedir...

* Amerika'nın, bölgede yaşananlara bu şekilde sessiz kalmasının başlıca nedeni, bence, Suriye ve Irak devletlerinin bütünlüğünün bozulması; Türkiye'nin güneyinde oluşacak Kürt bölgesi ile Kuzey Irak Kürt bölgesinin birleşmesiyle Büyük Kürdistan'ın güney bölgesinin tamamlanmasıdır...

* Bölgede, askeri ve siyasi etkinlik içinde bulunan "Suriye + Rusya + İran + PYD(YPG) + IŞİD" de,  bu sonucu sağlayacak işçiler olarak çalışmaktadırlar...

* * *

SONUÇ :

Fazla uzatmaya gerek yok sanıyorum... Umarım durum anlaşılmıştır... Problem ortadadır... Bölgede yaşananlar ve bu yaşananların aktörleri de bellidir...

Birkaç Avrupa ülkesinin Türkiye'yi anlaması da, Türkiye'ye bir şey kazandırmamaktadır. Türkiye başının çaresine bakmak  zorundadır...

Ama, bu çare de, ancak tüm Türkiye insanının, aralarından su sızmayacak şekilde birlikteliği ile olur... Suriye gibi, Amerika gibi, Rusya gibi, İran gibi düşünmekle olmaz...

Benden söylemesi...

cdenizkent

---------------------- :

(1) Cahit Kayra, Sevr Dosyası, İstanbul: 1997, s.36

(2) Laurence  Evans, Türkiye'nin Paylaşılması(1914-1924), İstanbul: Milliyet yayınları, ss.35-36

(3) Prof. Dr. Türkkaya  Ataöv, Amerika, NATO ve Türkiye, İstanbul: 1968, ss.172-174

(4) a.g.y., s. 231

(5) Altemur Kılıç, Türkiye Gazetesi, 5 Aralık 1988

(x) Bloğumu yayına vereceğim sırada, gece haberlerinde NATO'nun, öncelikle "mülteciler" konusunda bazı girişimler yapacağını dinledim...

 
Toplam blog
: 979
: 1425
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

İstanbul doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimi İstanbul'da tamamladım. İstanbul Üniversitesi'nde..