Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Nisan '10

 
Kategori
Güncel
 

"Türkiye eninde sonunda dağılır"

Bu sözler, 47 diplomatımızı alçakça şehit eden Ermeni terör örgütü Asala'ya ait...

Türkiye'nin doğusunun bin yıllık yurtları olduğunu, eninde sonunda, Türkiye'nin dağılacağını ve Batı Ermenistan’ı kuracaklarını belirten Asala, bunun için soykırımı kabul ettirmek için baskılarını artıracaklarını belirtiyor.

Güçlü lobileriyle, ülkelerin parlamentolarını etkileyerek Türkiye'yi yargılamaya çalışıyorlar... Türkiye ise tüm iyi niyetiyle komşusu Ermenistan’la iyi geçinmenin dostluk elini uzatmanın hesabını yapıyor... Bize yakışan da budur... Tarihi süreç içine atalarımız, hep ezilenden, sürülenden, kıyımlara uğrayanlardan yana olmuş, onlara elini uzatmıştır. Bu yüzden Anadolu tarihler boyunca her yerden göç almıştır...

Birinci Dünya Savaşında tüm Dünya ülkeleri acı çekmiştir. Ermeniler ve Türkler de bu acılardan paylarını almıştır. Birinci Dünya Savaşı ortamı, Osmanlı’nın otoritesinin zayıfladığı, her tarafın eşkıya, asker kaçağı ve çetelerle dolduğu Anadolu’da birçok acı olaylar yaşanmıştır… Anadolu insanı daha güvenli yerlere göç ederken, eşkıyaların, çetelerin baskınlarına uğramış canlarını ve mallarını kaybetmişlerdir…

Tarihi süreç içinde yaşanılanlarda Ermeniler de yoğurttan çıkmış ak kaşık değildirler…Türk ordusu Çanakkale’de bir yaşam savaşı verirken, Ermeniler Doğuda Ruslarla işbirliği yapmıştır. , Ermeni çetelerinin birçok yerleşim alanlarına baskınlar düzenleyerek Türkleri katletmelerine elbette zamanın yöneticileri kayıtsız kalamazdı… Karşılıklı kıyımların yaşanmasının önlemek için göç –tehcir- önemli yollardan biriydi.

Yıllardır ülkemizi bir kıskaca almak isteyen, baskı uygulayan Ermenistan, Hıristiyan topluluğunun desteğini de arkasına alarak bizi yapmadığımız, bize yakışmayan bir insanlık suçuyla yargılamak istemektedir…

Zaman zaman bu oyunlara gelen aydınlarımız yöneticilerimiz olmaktadır. Aydınların Ermenilerden özür kampanyası gibi…Oyuna gelmeyelim, sorun kuru kuruya bir özür değildir… İstenilen şey Türkiye’yi bir insanlık suçuyla damgalamak, tazminat ve toprak talebinde bulunmak…

"Sizi baskı altında tutanlar, özür dileyin kapansın bu tarihi yara" diyeceklerdir.

Sakın oyuna gelmeyin. Rahatınız için bencillik ederseniz, atalarınıza iftira etmiş olursunuz.

Çünkü onlar böyle bir suç işlemediler." (Amerikalı tarihçi, Justin McCarthy''nin sık sık yaptığı bir hatırlatma - Vatan Gazetesi, 16.12. 2008 Güngör Mengi-)

Yapılmak istenen, Türkiye'nin ve Dünya'nın gündeminde bu olayları canlı tutabilmek .

Avrupa ülkeleri, Soykırım üzerine çalışmalarını ve planlarını çoktan beri yapıyorlar.

Son dönemlerde de bu konu hep gündemlerinde duruyor.

Yapılacak plan çok açık ve nettir.

Birleşmiş Milletlerin, 1948 yılındaki Yahudi Soykırım kararı esas alınarak, Türkiye’den, Toprak ve Tazminat talep edebilmek, Türkiye'yi buna zorlamak

Türkiye'nin dış borç batağı ile bu yüklü tazminatı ödeyemeyeceği bilindiğinden, bunun planları da hazır.

Türkiye borçlu hale getirilerek, belli gelirlerine karşılık gösterilecek, yani ipoteklendirme yapılacak.

İpotekleşecek gelir kaynaklarının başında, GAP, Bakü- Tiflis- Ceyhan petrol boru hattı, Fırat ve Dicle’nin suları vb.

Bu konuda Avrupalı finans çevreleri de hazırlıklarını yapıyorlar...

Bu şu anlama geliyor. Türkiye' 2. Duyun-u Umimiye'nin emrine giriyor.

Evet, bunlar bir hayal ürünü değil. Yapılmak istenen planın son aşamasıdır.

Netice olarak, toplumumuzun alnına yapıştırılmak istenen en kötü insanlık suçuyla, atalarımıza saygısızlık, gelecek kuşaklara da yüz kızartıcı bir miras bırakılmış olunacak.

Bu bir akıl tutulması değildir…

Ülkemizi ayrıştırmak, parçalayarak, birliğimiz bozmak isteyenler de, bu oyun içindedirler veya bilmeden bindikleri dalı kesmektedirler…Asala’nın- Ermenilerin- ekmeğine yağ sürmektedirler…

Bilineceği bilmek, o kadar zor değil..

 
Toplam blog
: 1410
: 1053
Kayıt tarihi
: 04.11.06
 
 

Emekli öğretmenim ve  emeklemeye devam ediyorum.  Emeklilik yaşamın sonu değil, yaşama yeni amaçl..