Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Temmuz '10

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

"Türkünü Söyle" Açılımı

"Türkünü Söyle" Açılımı
 

http://www.projevizyon.com/turkunu-soyle-basliyor.html


Televizyon kanallarında sezon, okulların kapandığı gün biter ve yeni sezon okulların açıldığı hafta başlar. Diziler, sabah ve öğleden sonra kuşağı programları ya da yarışmalar hedef kitlenin tatiline göre ayarlanır... Sanki okul vakti ders çalışmaktan başını kaldırıp, tv seyredebiliyorlar bu kitleler! Ayrıca tüm halkımız sezon bitimiyle kendini sahile atıyor, hem sahil evlerinde televizyon denilen alet yok mu, tv kanalları orada çekmiyor mu? Hep reyting kaygısı, ne menem şeymiş şu reyting denilen olgu?

Dün akşam sanırım ilk kez bir yarışma yaz tatilinde başlama cesareti gösterdi. Gerçi BBG yarışmasının yaz mevsiminde hızlandırılmış versiyonu oluyordu. Onlar da eskilerde kaldı.

"Türkü" yarışması ve jürinin THM alanında saygın oluşu nedeniyle yarışmayı izlemek niyetiyle ekran karşısına geçtim, formatını ve kurallarını bilmesem de tüm yarışmalar aynıdır, mantığıyla, ilk yarışmacı Gülcan dışında tümünü eleştirel bir gözle geç saatlere kadar izledim. Çünkü, jüri üyeleri ve sunucu Oktay Kaynarca büyük laflarla ve iddialı konuşmalarla açtılar ağızlarını. 3-4 yarışmacıdan sonra, "Yok aslında biribirlerinden farkı" dedim. Arif Sağ'ın jüri üyesi olduğu, önceki yarışma Anadolu Ateşi- Bu Toprağın Sesi her yönden daha kaliteliydi.

Orkestranın başında TRT kökenli Şef Zafer Gündoğdu'nun olması bile görüşümü değiştirmedi. "Bir şarkısın Sen" programında Metin Özülkü, minicik yarışmacıları daha iyi yönetiyordu. Hani bir-ikisi desem değil, birçoğu türküye giriş ve sazlarla uyum sorunu yaşadılar. Ve hep aynı savunmayı yaptılar, "Bu akşam ilk ve heyecanlı yarışmacılar ya da eleme yok, idare ediverelim!" Ama ben bir izleyici olarak aynı hoşgörüyü göstermeyeceğim. Siz profesyonel olarak iddialıysanız ben de iddialıyım, amatör seyirci olarak!...

Jüriyi oluşturan sanatçıların kariyeri ve mevkiisi tartışılmaz, türkü penceresinden baktığımızda. Yüksel Aytuğ, bu işin hakkını en vere(n)cek olmayı şimdiden garantilemiş gözüküyor, gazeteci- medyacı olarak (11. jüri üyeliğiymiş). İlginç tesadüf de yarışmanın onun da belirttiği gibi popstar olup, hayrını göremeyenlerden (birçok popstar gibi) Barış Akarsu'nun ölüm 3. yıldönümünde başlaması.

Yarışmaya, jüri üyelerinin üstüne defalarca basarak söylediği gibi (Çok yinelenen şeylerin gerçekliği hep tartışılır.) farklı yerlerde yapılan yorucu elemeler sonucu, yaklaşık 5000 kişi dinlenerek ve oldukça titiz davranılarak 20 (!) kişi seçilmiş. En son sahneye çıkışlarında bile farkettim, sanki hepsi aynı tornadan çıkmış gibi... Kızlar; kara, kalem kaşlı, kara gözlü, uzun siyah saçlı (bir tane de erkeklerde var.) Sesler, tavırlar ve duruşlar benzer. Akılda kalabilecek bir sima yok, Çakma Obama Tolga hariç!

Hani Türkiye bir mozaikti, hani her kültürden vardı, 10 kızdan birisi sarışın ya da kınalı saçlı olamaz mıydı? Tek tip kadın mı yaşıyor bu coğrafyada, Çinliler, Japonlar gibi tek ırk mı var? Erkekleri demeye gerek yok, İbrahimler, Mahsunlar, Mahmutlar(!) adlarından belli zaten. Demek ki iddia edildiği gibi sadece sese ve türkü söyleyişe bakılmamış. 19+1 (Kardeş mi, kuzen mi yoksa yiğen mi olduklarını anlayamadığımız Tolga ile Burcu'yu ayırmak istememiş jüri) yarışmacıdan beni etkileyen sadece, "Sarı Gelini" Azerice ve ilk kez duyduğum sözleriyle yorumlayan Tamara oldu, çok beğendim.

Hem yorumu, hem sesi ve de müzikalitesiyle, benim favorim şimdiden o. Bakalım nereye kadar gider?

Türküler, anonimdir, türküler kültürün aynasıdır. Türkülerin dili, dini, ırkı olmaz(dı) hani? Seçilen kişiden 3 tanesi Diyarbakır'dan, ikisi Şanlıurfa'dan, çoğunluk zaten Gaziantep'ten katılıyor, Kars'tan, Erzincan'dan, Elazığ'dan... Almanya'dan, İzmir'den ve İstanbul'dan katılanlar da ya Sivaslı ya Erzincanlı ya da Erzurumlu. Bir tanesi Ordulu ve biri de Kırıkkaleli, onlar da göstermelik, demek ki.

Arif Sağ, ikidebir "Erzincanlı kızımız Konya türküsü söylüyor, Elazığlı oğlumuz Muğla türküsü söylüyor, " diyor. Ne gerek varsa böyle bir açıklamaya? Yasak mıydı önceden?

Söylesinler, gururlanırız da, ama neden Muğlalı bir kızın Urfa türküsü ya da Burdurlu bir oğlanın Erzincan türküsü söylemesini bizden esirgiyorsunuz? Egeli, Trakyalı, Orta Anadolulu gençler hepten mi yeteneksiz, sesleri güzel değil mi? Türkü çığırmayı bilmiyorlar mı yoksa? Onu mu kastediyorsunuz? Onlar sazı görmemiş, türküleri dinlememişler mi?

Arif Hoca, sen Ankara'dan öteye değil, tüm Türkiye'ye mal olmuş bir sanatçısın, unutma!

Ben Egeli olmadığım halde bu beni rahatsız etti, Burdurlu, Kütahyalı, Tekirdağlı ya da Manisalı bir vatandaşa bunun açıklaması nasıl yapılabilir, merak ediyorum.

"Türkü Açılımı" adına yapılmışsa bu sanatsever yarışma birşeycik demem. Ama sahneye çıkan 20 kişiden sadece bir Azeri kızın gerçekten hakettiğini düşünüyorsam, bu da dikkate değer olmalı. En az 4-5 tanesi orada çeşni olsun, SMS gelsin diye seçilmiş, ilk günden belli oldu. Profesyonel olarak türkü söyleyenler, müzik eğitimi alanlar, düğünde şarkı söyleyenler gibi çeşnisi bol gözükse de tek tip şarkıcı-yarışmacı profili gördüm ben. Birkaç bölüm sonra kimin ne amaçla orada olduğu belli olur.

Sunuculuğu üstlenen Oktay Kaynarca'nın türküsever olması, yarışmacılara eşlik etmesi performasını olumlu yönde etkilemiyor, körler-sağırlar birbirini ağırlar türü diyaloglarla sadece birbirlerini ağırladılar ilk bölümde.

Bir türküsever, bir sanatsever, bir yurtsever olarak eleştirdiğimi düşünüyorum, dozunu kaçırdıysam ki, böyle birşeye hakkım vardır, kusuruma bakmasınlar!

Ne demişler: "Dost, acı söylermiş!" ya da "Tabak, sevdiği deriyi yerden yere vururmuş."

"Türküler, bizim türkülerimizdir; türküler, yare- dosta söyleyemediklerimizdir!"

İyi seyirler, sevgiyle kalın!

 
Toplam blog
: 480
: 2046
Kayıt tarihi
: 27.03.07
 
 

Üstkimliği ile insan, altkimliği yeterince kalabalık birisi; Eş, anne, öğretmen emeklisi. Doğa, H..