"Uğurlar olsun..."

"Hiçbir araştırma yapmadan, bir tek kitabın kapağını açmadan, bir belgeyi bile okumadan, olayın yaşayan tanıklarını bulmadan, üç beş tümcenin belini bükerek, kuşkulu varsayımları kanıtlı gerçekler gibi kabul edip bu karmaşık olayı yorumlamaya kalkışmak, 'bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak' hastalığının basın yoluyla yayılan tehlikeli belirtileridir." Uğur Mumcu-Cumhuriyet, 14 Temmuz 1992  

Bugün Uğur Mumcu'nun katledilişinin 18. yılı. Sabah 12'de toplandık evinin önünde. Ağlıyordu insanlar... Aydınlatılamamış onca faili meçhul cinayetin kurbanlarından birine ağlıyorlarlardı "Uğurlar Olsun" eşliğinde. 

Önce Baykal, ardından Kılıçdaroğlu girdi tören alanına... 

Mumcu ailesi suç duyurusunda bulunmuş bugün cinayetin sorumlularının bulunması için bir kez daha, o okundu. Önce Kılıçdaroğlu ve Baykal anıta çelenk bıraktılar, sonra Mumcu ailesi.. Musa Anter'in ailesinden (sanıyorum oğlu ya da kardeşi olacak) bir kişi Toplumsal Bellek Platformu adına konuştu. um:ag'dan mezun bir gazeteci konuştu, Kayıp Kaset'in hikayesini anlattı... 

Yukarıdaki törenin teknik anlatımıydı aslında... Fakat böyle değildi işte o tören, böyle kuru değildi... Pamuk saçlı bir teyzenin gözleri kan çanağıydı mesela, sonra genç bir adamın, orta yaşlı bir kadının... İnsanlar geçmek için yol isterlerken birbirlerinin sırtlarını sıvazlıyorlardı, destek olmak istermiş gibi... Umut vardı evet, ama çaresiz bir umuttu bu, üzerinden geçen yıllara rağmen aydınlatılamamış cinayetlerdi o meydanın üstüne kara bir bulut gibi çökenler. Mumcu'nun gerçek faillerinin hala açığa çıkarılamaması ve çıkarılmak için çaba gösterilmemesiydi umudu azaltanlar, Özgür Mumcu'nun on defa yazdığı gibi bunun AKP tarafından reddedilmesiydi kaç kereler... "Ölüleri tasnif etmeye çalışanlar" demiş Özgür Mumcu bugün yazısında Uğur Mumcu'ya "demokrasi şehidi değildi" şeklinde saldıran Emre Aköz'e, artık vicdanını kim bilir nerede bırakmış bir yazarın kin dökülen kalemineydi öfke... 

Uğur Mumcu cinayeti karanlıkta hala, birçok başka faili meçhul cinayet gibi... Toplumsal Bellek Platformu bu karanlıkları aydınlatmaya çalışıyor, CHP'nin verdiği önergeleri AKP reddetti. 

Basın "bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olma" hastalığını hala atlatabilmiş değil. Ana başlıkları çok mühimmiş gibi, sanki kırk yılda bir bir araya geliyorlarmış gibi, Kılıçdaroğlu ve Baykal'a ayıran "Birlikte Gittiler" diye manşet atan bir medya. Ve ne acıdır ki bugün, haince katledilen "MESLEKTAŞLARI" Uğur Mumcu'nun anma törenlerini verirken "Mumcu anıldı" diye başlık atan bir medya var karşımızda. "Mumcu'yu ANDIK" diyemeyen bir medya... 

Uğurlar olsun...