Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Mart '10

 
Kategori
Blog
 

“Üslubu bozuk” yorumlar!...

“Üslubu bozuk” yorumlar!...
 

Üslup, düzgün olmalı!...


Okuduğumuz bir yazıyla ilgili birkaç satır “yorum” karalama gereksinimi duyarız. Bu, söylenenleri onaylama da olur, söylenenlere karşı çıkma da... Bazen, gördüğümüz bir “eksikliği düzeltme” biçiminde de...

Olur da olur!

Ama hangisini seçerseniz seçiniz; üsluba özen göstermek gerekir.

Sanal dünyada gördüğümüz “ağzı bozuk” olmanın getirdiği üslup, ne yazık ki, farkına varılmasa da, bizim Blog’da da zaman zaman görülüyor. Kimileri, “sokak ağzı” diyeceğim bir üslup kullanmayı yeğliyor; bir bakıma yaptıkları yorumlarla (!) kafa buluyorlar.

Bir tür sanal ortam kahramanlığı sergileniyor!

*****
Yorumlarda eleştirel bir yaklaşımın, sözcükleri özenle seçerek kullanımın gerekli olduğuna inanıyorum. Ayrıca, üslubun, bir bakıma, kişinin genel ya da o andaki ruhsal durumunun anlattığına da...

Bazen, “fikir zayıflığı”nı göstermek için yorumları yayına aldığım oldu; onlara yazanın sertlik düzeyine inmeden yanıt yazdım.

Her gelen yorumu, yayına almak gerekir mi?

Yayına aldığınız, yanıt verdiğiniz zaman, dengeyi sağlamak için aynı üslubu kullanmanınız gerektiğini düşünürseniz, çok iyi düşünmek zorundasınız.

İyi ki, MB Editörleri, gönderilen yorum ve mesajlar konusunda kararı biz Blog’da yazanlara bırakmışlar.

Bunun tersini düşünebiliyor musunuz?

Hiç düşünmeyin!

Blog’da yazanlardan anımsadıklarımdan Oktay Erol, Homeros (Ömer Özdamar); çoktandır yazılarını göremediğim Gözde Akkuş, Sessiz Çığlık ile sanal ortamda bir “yarışma”da birlikte olduk. Yazılarımızın altında yer alan, editörlerin yayına aldıkları ipe sapa gelmez yorumları onlar da çok iyi bilirler.

*****

Blogdaş yazanlardan gelen yorumların hemen hemen hepsini yayına aldım.

Bazen, farkına varmadan ya da aceleye geldiğinden gözen kaçan ufak tefek “pürüzler” olabilir. Bu durumda yazanın genel havasına bakmak gerektiğine inanırım. Kuşkusuz, her konuda aynı düşüncede olmamız söz konusu olamaz.

Diyelim ki, spor konusunda anlaşırsınız, siyasette ayrı düşersiniz. Şiirde benzer biçimde duygulanırsınız; bilmem hangi konuda aranıza dağlar girer! Bunda bir “gariplik” aramaya, gündelik yaşamda sesimizi çıkaramadığımız kişilere duyduğumuz öfkeyi, sanal ortamda başkalarından çıkartmaya gerek yok!

Ya ne var?

Ya ne olmalı?

Yorumları sert olmasına karşın, sırf eleştirel bir yan bulduğum, saygı sınırını zorlamadığı için yayına aldığım yorumlar oldu. Bu yorum sahiplerinin sonradan “mesaj”la açıklama yapma gereksinimi duymaları, sözcüklerinin hakkını vererek yanıt vermenin önemini bir kez daha gösterdi. O mesajları, mesajlar özel bir nitelik taşıdığı için, yayına almadım, almıyorum.

İşte, o mesajlardan biri; yazanın da, düşününce, nasıl sağduyulu olacağını göstermesi bakımından önem taşıyor:

“Merhaba Turgut bey, kusura bakmayın, yazımı şimdi bir kez daha okuyunca biraz ve de gereğinden fazla sert olduğunu fark ettim. Sizin gibi makul ve sağduyulu rakip taraftarlara her zaman ihtiyaç var. Saygılarımla....”

Bu mesaj; bir olgunluğun ifadesidir.

Mesaj sahibi, kuşkusuz, bir teşekkürü hak ediyor.

*****
Yorum yazanların, hele Blog’da yazıyorsa, “üslubu bozuk” yorumlardan kaçınması, “sen” yerine “siz” demeyi bilmesi, bir saygı gereğidir.
 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..