"Vaktim olsaydı, daha kısa yazardım"

Milliyet Blog’ta yazmaya başladığımdan bu yana, yazılarımı tekrar tekrar okuyorum. Her defasında bir çok yanlış buluyorum. Gereksiz yere kullanılmış sözcükler buluyorum. Yazı içinde gereksiz tekrarların varlığını görüyorum. Eş anlamlı sözcükleri, pekiştirme amacıyla aynı anda kullanmışım.

Uzun cümleler yerine daha kısa cümleler kurmak, okumayı kolaylaştırır. Ben ise çok uzun cümleler kurdum.

Yazı planlamalarında da eksikler var. Giriş, gelişme, sonuç bölümlerinde kopukluk var. Ben bunları henüz düzeltmedim. Düzeltmek için zamana ihtiyacım var.

Her defasında da bir yanlışla karşılaşmak moral bozucu oluyor.

Kısa yazan yazarların, yazılarına daha çok zaman ayırdıklarını düşünüyorum.

Köşe yazarları içinde, en kısa ve etkili yazı yazan, bana göre, Bekir Coşkun’dur. Okuru yormadan, anlatmak istediğini en etkili şekilde anlatıyor. Bekir Coşkun’un bu kısa yazıları için çok zaman ayırdığını düşünüyorum.

Çok uzun yazı yazmanın temelinde zaman yetersizliği var. “Vaktim olsaydı, daha kısa yazardım” sözünü bu nedenlerle çok anlamlı buluyorum.

Etkili bir yazı yazabilmek için:

A-Planlama
1-Ne yazacağım
2-Niçin yazacağım
3-Nasıl yazacağım

B-Uygulama
C-Kontrol

Öncelikle ne yazacağımızı, amacımızın ne olduğunu bilmeliyiz. Amaçsız yola çıkmak, bizi yanlış yola götürür.

Uygulamada giriş, gelişme, sonuç planına uymalıyız. Yazımızda bir bütünlük olmalı.

Yazımıza uygun bir başlık bulmalıyız. Başlık konumuzla ilgili, biraz da dikkat çekici olmalı.

Sonuç cümlelerini iyi seçmeliyiz. Anlatmak istediğimizi en anlamlı şekilde özetleyebilsin.

Yazma işimiz bittikten sonra kontrol etmeliyiz. Yanımızda mutlaka bir yazım kılavuzu, sözlükler (deyimler, eşanlamlılar, terimler) bulunmalı.

Yazımızı bir süre dinlendirmeye almalıyız. Bu arada biz de dinlenmiş oluruz. Yazımızı bir arkadaşımıza da okutabiliriz.

Yazımızı tekrar kontrol edip, yayına verebiliriz.

“Vaktim olsaydı, daha kısa yazardım. ”