Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Ruşen Nur Arıkan Uzman Psikolog

http://blog.milliyet.com.tr/rusennurarikan

15 Kasım '16

 
Kategori
Psikoloji
 

"Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle"

İnsanın yaşadığı olaylardan ders çıkarması bir yeti midir? “Dersini almış da ediyor ezber” diyen türkülerimiz gibi ezber ettiğiniz dersleriniz var mı? Ezber etseniz bile, “Bu bana çok iyi ders oldu” deseniz bile “Yine yaptım aynı hatayı” dediğiniz olmuyor mu?
 
Tekrarlarımız, tekrarlarımız… Hep aynı şekilde kurduğumuz ilişki tarzlarımız, benzer seçimlerimiz, iş yaşamında aldığımız kararların ve sonuçlarının aynılığı, hayatımıza aldığımız sevgililerimizin birbirine benzerliği… Size tanıdık geliyor mu?
 
"Bir musibet bin nasihatten iyidir" atasözünü bilirsiniz. Yaşadığımız bir olayın bizi başka bir yere taşıması, çoğaltması, bakış zenginliği katması, güçlü kılması ve daha bir uyanıklık hali olması, en sonunda aydınlanma dediğimiz farkındalığa ulaşmamız bazı kişilik özellikleri gerektiriyor;
 
Öncelikle içine bakabilme yeteneği olmalı,
 
Özeleştiri yapabilmeli,
 
Kayıp ve acı yaratan durumun ardından, kendi başına bir süre kalmaya ve süreci deneyimlemeye, anlamaya tahammülü olmalı,
 
Karşı tarafı suçlamak yerine, olayların bu duruma gelmesinde kendi payı üzerine düşünerek, aynayı kendine tutabilmeli,
 
Dönüştürme yeteneği olmalı…
 
Yaşadıkları üzerine kafa yorup derinleşmek, kendiyle yüzleşmek yerine kullanılan bazı savunma mekanizmaları vardır. Savunma mekanizması, bireyin başedemeyeceği bir durumla ilgili ortaya çıkabilecek kaygıdan ve durumun yol açacağı sonuçlardan kendisini korumak ve bunu sürdürmek için bilinçsizce geliştirdiği psikolojik stratejilerdir. İnkar, yansıtma, mantığa büründürme gibi. Kişi bu savunmaları kullanarak seçimlerinin, davranışlarının sonuçlarını görmezden geldiği için, gelişimsel çizgide de duraklamalar olur.
 
Beyin araştırmacıları, beynin ön korteksinin ders alma özelliğinden sorumlu olduğunu ileri sürmüşler. Beynin ön korteksi iyi gelişmemişse, ders alma özelliği eksik olabiliyormuş. Bu biyolojik bakış açısının geçerliliği şüphesiz tartışmaya açıktır ancak ruhsal açıdan baktığımızda bazı kişilik bozukluklarında da ders alma yeteneğinin zayıf olduğunu veya pek olmadığını biliyoruz.
 
Kişiliğin sağlıklı gelişiminde önemli bir rol oynayan yaşadıklarından öğrenme kapasitesi, yaşam boyu devam eden bir süreçtir. Benim görüşüm; kendini yaşadığı ana bırakabilen, gerektiğinde yaşadıklarını sahiplenen, yüzleşmenin yarattığı duygu durumunun içinden geçebilen, tutkuyla yaşayabilen ama aklını da duygularına sokabilen kişilerin ders alma yetilerinin de iyi olduğu yönünde.
 
Tekrar tekrar aynı hataları yapan kişilere baktığınızda, iş yaşamında birden fazla başarısızlık yaşamış, para kayıpları olan, ikili ilişkilerde acı çekmesine rağmen tekrar ve tekrar aynı karakter özelliğinde insanlarla birlikte olan ve kendileriyle ilgili anlattıkları hikayelerde hep benzer içeriğin olduğu durumlara tanıklık edersiniz.
 
Çevresinde yaşayan insanların bu duruma bir türlü anlam veremedikleri, “Nasıl oluyor da hep aynı hataları yapıyor?” diye hayıflandıkları veya hayrete düştükleri olur. Cevabı kısaca “Ders alma yetenekleri” yoktur.
 
Bir şeyi, zarar gördüğünüz ve kayıp yaşadığınız halde tekrarlıyorsanız, kendinizle ilgili anlamanız gereken iç engelleriniz var demektir. Bununla ilgili yardım almanız yaşam kalitenizi arttırırak, ruhsal doyumu olan bir birey olarak hayata devam etmenizi sağlar. Ataol Behramoğlu şiirinde söylemiş;
 
"Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle
Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı"
 
www.esduyum.com
 
Toplam blog
: 169
: 2363
Kayıt tarihi
: 23.11.10
 
 

İlk, orta ve lise öğrenimini İstanbul' da tamamladı. Hacettepe Üniversitesi Psikoloji Bölümü' ünde..