Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Temmuz '13

 
Kategori
Siyaset
 

‘Vicdanı ölen Türkiye’yi kim diriltecek?

‘Vicdanı ölen Türkiye’yi kim diriltecek?
 

insanhaber.com'dan...


Fuat Keyman, dünkü Milliyet’te, “Vicdanı ölen Türkiye”ye dikkat çekmiş…

Faillerinin korunması-bulunamaması dolayısıyla vicdanları sızlatan olayları özetlemiş ve her bir cinayetin ardından “ülke vicdanının öldüğü”nü söylemiş.

Sözü, son olarak öldürülen Ali İsmail’e getirmiş. O güleç yüzüyle hatırlanacak, Ali İsmail. Ve hatırlandıkça, Türkiye utanacak. O eli sopalı insanları salıverenler, yargı utanacak. Dövülürken niye dövüldüğünü bilmeyen bir çocuğun ölümü üzerine bir satır bile yazmayanlar, bir rahmet okumayanlar utanacaklar.” dedikten sonra;“Türkiye’nin vicdanı Ali İsmail ile dövülerek öldürüldü” demiş ki, bu sözleriyle vicdan sahibi halkın duygu ve düşüncelerine tercüman olduğu inancındayım.

Evet, bir ülkenin vicdanı ölmüş!

Peki, vicdanı ölen bir ülkede adalet olur mu?

Huzur, dirlik, düzenlik, güvenlik kalır mı?

Orada insanlar istikbale güvenle bakabilirler mi?

İnsanların ruh hali sağlıklı olabilir mi?

Nihayet, böyle bir ülke yaşayabilir, böyle bir ülkede yaşanabilir mi?

x   x   x

Bize göre; vicdanı ölen bir ülke ayakta kalamaz!

Böyle bir ülkenin toplumu içten içe çürümektedir!

Çürümenin durdurulması, düzeninin sağlanması, bugünden memnun, yarından emin olunabilmesi için vicdanın yeniden dirilmesi şarttır.

Peki, bunu kim yapacak?

Konfüçyus, 2500 yıl öteden der ki: “Adalet, kutup yıldızı gibidir. O yerinde durur ve geri kalan her şey onun etrafında döner”!

Bilindiği gibi, kutup yıldızı yön gösteren bir yıldızdır. Nerede olursanız olun, ona baktığınız vakit, kuzeyi tespit edersiniz. Rehberlik eder, kaybolanlara istikametini buldurur.

Ama ülkede vicdan öldüyse, “Adalet kurumu”nun kutup yıldızı gibi olduğu söylenebilir mi? Vicdan, bilhassa orada öldüğü için ülkede ölmüştür.

Vicdanın ayağa kalkması için; öldüğü yerden dirilmesi gerekir… Çelişki gibi gözükse de vicdanı öncelikle ayağa kaldıracak kurum elbette “yargı” olacaktır.

Yılda birkaç kez yargıyla ilgili törenler yapılır… O törenlerde, yüksek yargının başkan ve temsilcileri konuşmalar yapar… O konuşmalardan aklımda iki cümle kaldı:

1. “Hâkimler vicdanı ile cüzdanı arasında sıkıştılar”! 

2. “Hâkimler, yasaların hükümlerine göre ve vicdanlarına danışarak karar verirler”!

Demek hâkim ve vicdan ayrılamaz, birbirini bütünleyen ikili…

Demek vicdanın en fazla lâzım olduğu yer mahkeme salonları, yargı koridorları, adalet sarayları, yargı mensuplarının sineleri…

Vicdanı ayağa kaldıracak, ülkeye hâkim kılacak kurum, yargı kurumudur…

Tepeden tırnağa vicdan olacak…

Tepeden tırnağa adalet olacak…

Herkesi, her kurumu vicdanlı olmaya, adil olmaya mecbur edecek!

Kutup yıldızı gibi olacak…

Yolunu şaşıran, sapıtan,

İstikametini kaybeden ona baktığı vakit doğru yolu bulacak,

Sapıtıp da, doğru yola gelmeyeni hizaya sokacak…

x   x   x

Maazallah, yargı, “Hakkı tutup kaldıramazsa”,

“Kutup yıldızı” olamazsa, vicdan sadece kurumlarda değil, fert fert insanlarda da ölecek!

 
Toplam blog
: 1412
: 1241
Kayıt tarihi
: 04.06.10
 
 

Ücret karşılığı hiçbir yerde çalışmıyorum. Sandıklı'da doğdum. Kuleli Askerî Lisesi, Kara Harp Okul..