Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Nisan '12

 
Kategori
Güncel
 

"Vurun Emre'ye... Dur, hayır!.."

"Vurun Emre'ye... Dur, hayır!.."
 

Daima "Fair-Play"


Türk Futbol Kamuoyunda bugünlerde Fenerbahçe’de futbol oynayan Emre BELÖZOĞLU’nun Trabzonsporlu Didier ZOKORA’ya maçın ilk  yarısında tartıştıktan sonra “pis zenci” diye “ırkçı küfür” ettiği tartışma konusu yapılmaktadır

Peki, Türk Futbol Tarihi’nde “ırkçılık” var mı?

Fercani Bey, Vahap Bey ve Sadri Bey “siyahi” oldukları için mi Türk Milli Takımı’na çağırılmadılar?

FERCANİ Bey, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde(TSK) albaylığa kadar yükselmesine rağmen II. Dünya Savaşı arefesinde “Anglosakson ırkının” ‘dominant’ olduğu, ‘Milliyetçiliğin’ zirve  yaptığı dünya konjonktürünün azizliğine uğramış, rengi siyahtı ve bu nedenle Milli Takım’dan çıkarılmıştı.

Vahap Bey 1932 yılında Türkiye’nin ilk siyahi Milli Takım  futbolcusu oldu ve sadece bir kez Milli Formayı giyebildi.

Diğer yandan, 2000’li yıllarda Milli Formayı giyen son siyahi futbolcu Mehmet AURELİO’dur.

Sadri USUOĞLU, futbolda Milli Takıma giremedi ama 1936’da basketbolda Milli Formayı giydi. Ancak,“Arap SADRİ” Milli Formayı 1952 yılında Milli Futbol Takımının Teknik Direktörlüğü’ne getirildiğinde giydi.          

‘90’lı yılların başından beri Diyarbakırsporun Kayseri, Mersin, Konya, ve Yozgat’ta “milliyetçi” sloganlarla karşılanması ve zaman, zaman saldırıya uğraması T.C. Devleti’nin “kronikleşmiş” “içsel” çok özel siyasal sorunudur, “sportif değildir.”

İsrailli olan Fenerbahçe’nin futbolcusu Haim REVİVO başta olmak üzere Anadolu’nun   Sivasspor, Konyaspor gibi kulüplerinde futbol oynamaktan “büyük keyif alan, gösterdikleri üstün performansın sonucu başarıdan başarıya koşan, giydikleri formanın kentinde yaşamaktan mutluluk duyan, yöre halkı ile bütünleşmiş İsrailli, Yunanlı futbolcular bulunmaktadır.

Sporun “Fair Play” düşüncesine ters düşen yeşil çimen üzerinde “ırkçı davranışları” sergileyenler sadece “spor kamuoyunda” değil, başta genç kuşaklar  olmak üzere topluma kötü örnek oluyorlar.        

Son üç gündür Emre BÖLEZOĞLU’nu suçlayanların sayısının arttığı bir ortamda sıcağı sıcağına maç günü akşamı yayıncı kuruluşa verdiği ifadeyi tekrar dinleyelim:

“Birbirimize ağır sözler söyledik. O da bana ana avrat küfretti, benim de ağzımdan bazı kötü sözler çıkmış olabilir. Kabul ediyorum, ‘aptalca bir kelimeydi.’ Birkaç dakika sonra öpüşüp barıştık. Bunu maç sonuna taşımanın ne anlamı var. Herkesten özür diliyorum.”

Bu sözleri ile; bir an oyunun “rekabet” ve “stres” ortamında Emre BÖLEZOĞLU’nun ”Halil’in yerde kaldığı pozisyonda yanına gelen ve olaya müdahale etmeye çalışan Didier ZOKORA’yı eliyle ittiğinde  ZOKORA’nın elini ‘uygunsuz yerine’ götürdüğü” an ‘zıvanadan çıkmış” olmasına karşın;birkaç dakika sonraki ‘kin tutmayan,’ ‘barışçıl’ yaklaşımından dolayı ‘Fair Play’ Ödülü vermek gerekirken; biz ‘ilahlara kurban vermede’ birbirimizle sanki yarış içindeyiz.    

Emre BELÖZOĞLU gerçeği şudur: “Oyun içinde yüksek ‘adrenalin’ ve ‘motivasyon’ gücü ile ‘azmini’ ve ‘hırsını’ birleştirince ‘kazanmak’dışında hiçbir şey görmüyor...

Spor otoritelerinin ve Spor Medyası, hatta Magazin Basınının neredeyse tamamı ‘iki önemli noktayı’ göz ardı ederek; “mal bulmuş mağribi gibi” darağacını hazırladılar, Emre BELÖZOĞLU’nu infaz etmek için sanki yargıcın kararını bekliyorlar.

 Emre BELÖZOĞLU oyun sırasında yapmış olduğu ‘spor hatasının’ diğer bir ifade ile; “disiplin suçunun” bilincine varan davranışı ile “ağır sözleri” önceden söyleyenin ZOKORA olmasına karşın O’dan özür dilemiştir. Hukuki anlamda, olay sırasında “HÜSN-Ü NİYETLİ” davranmış olmaktadır.

“Olay sırasında” ZOKORA’nın “elini uygunsuz yerine götürmesi” tüm kamuoyunda; ne spor otoriteleri, ne hukukçular, ne köşe yazarları, ne de Türkiye Futbol Federasyonu(TFF) Disiplin Kurulu tarafından ne dile,  ne de gündeme getirilmiştir.

Halbuki, Türkiye’de Futbolda ırkçılıkla mücadele TFF’nun Disiplin Talimatı’ndaki “AYRIMCILIK” başlıklı 44. Maddesinde yer almakla beraber; ayrıcaTOMBALA hareketi yapan bir futbolcunun da kaç ay men cezası alacağı belirtilmiştir.

Fransız  futbolcu Pascal NOUMA Beşiktaş forması ile 20 Nisan 2003 tarihinde Fenerbahçe’ye attığı gol sonrası tribünlere yaptığı “tombala” hareketi ile Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’ndan(PFDK)  7 ay men cezası almıştır. 

19 Nisan 2012 tarihinde PFDK  haftalık olağan toplantısında  Emre BELÖZOĞLU’na ZOKORA’ya ırkçı sözler sarf ettiği gerekçesiyle değil, 'HAKARETTEN'  2 maç men cezası verdi.

Bu arada, TRABZONSPOR Kulübü Emre BELÖZOĞLU hakkında söylediği “ırkçı sözler” nedeniyle Trabzon Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunmuştur.  Sarı-lacivertli oyuncunun 6222 sayılı yasa uyarınca cezalandırılmasının talep edilmesi “SU-İ NİYETLİ” bir yaklaşımdır.

TRABZONSPOR, “iğneyi kendine batırmalı çuvaldızı EMRE’ye.”

 ZOKORA’nın “tahrik unsuru” davranışına rağmen; EMRE pozisyon sırasında “dürüst” davranmış, yaptığı “hakareti” kabul edip, “özür dilemiştir.”

 TRABZONSPOR’un EMRE’nin üzerine gitmesi “FAİR PLAY” mi, “FIRSATÇILIK” mı?

 
Toplam blog
: 392
: 908
Kayıt tarihi
: 27.11.11
 
 

1951 Muğla doğumluyum. Ege Üniversitesi İktisadi ve Ticari Bilimler Fakültesi'ni 1974 yılında bit..